19-20 yaşlarında bir delikanlı amansız bir hastalığa yakalanmış... Doktorlar birkaç ay içinde öleceğini söylemişler. Bu haber üzerine delikanlı kendini hayattan soyutlayıp, amaçsızca dolaşmaya başlamış... Bir gün, kaset, CD, kitap satan bir mağazaya girmiş... Rafların arasında bakınırken, bir kenarda duran tezgahtar kızı görmüş ve ondan çok hoşlanmış. Hatta, orada daha uzun kalmak ve kızla konuşabilmek için bir CD almış. ... Aralarındaki muhabbet sadece alışveriş için olsa da, bu, oğlanı çok mutlu etmiş. Ertesi gün tekrar aynı yere gidip bir CD daha almış... Bu vesileyle kızla yine sohbet etmiş. Artık her gün mağazaya uğrayıp, sırf kızla birkaç kelime edebilmek için CD alıp duruyormuş. Derdi müzik değil, kızla konuşmakmış ya, bu yüzden her seferinde kıza, "Ne önerirsiniz?" diye sorup, onun söylediği CD'yi alıyor ama eve gidince bir kenara atıyormuş. Dolayısıyla hiçbirini açmayıp odasında bi yere fırlatmış. ... Kızla araları her geçen gün daha iyi olmuş. Ancak konuşmaya cesaret edemediği için, bir kağıda, "Senden çok hoşlandım, lütfen görüşelim" yazmış, altına da adres ve telefonunu eklemiş. Bu küçük notu kızın tezgahının altına gizlice koymuş. Kız maalesef bu yazıyı günler sonra farketmiş ve gördüğünde çok mutlu olmuş. Çünkü o da çocuktan hoşlanıyormuş. ... Kızcağız o kadar heyecanlanmış ki, delikanlıyı telefonla aramaktansa -e notu da geç gördü ya- yüzyüze görüşmek için evine gitmiş... Kapıyı üzüntülü olduğu her halinden belli olan orta yaşlı bir kadın açmış. Kadın, oğlunu soran bu tatlı kıza ağlayarak sarılmış ve çocuğun birkaç gün önce öldüğünü söylemiş. Dünyası yıkılan kız ağlayarak oradan uzaklaşmış. ... Bir süre sonra delikanlının annesi oğlunun eşyalarını toplarken dolabında açılmamış bir sürü CD bulmuş... Bunların ne olduğunu anlayamayıp birini ambalajından çıkarmış. İlkinde gördüğü not üzerine hüngür hüngür ağlamaya başlamış ve hepsini açmış. Her CD'nin içinde, tezgahtar kızın el yazısıyla aynı not varmış: "Senden çok hoşlandım, lütfen görüşelim"... (...Tavuk Suyuna Çorba'dan) > Bugünün buluşu > İlk kez bir kartvizit arkasına "Hamili kart yakınımdır" yazıldı... (...05.11.1961) > sağdan - soldan(...Manisa - Bahçe Kapısı - Murat Aydın) "-BAHÇEDE KÖPEK VAR, GİRMEDEN MUTLAKA ARAYIN: 0535..." *** (...İstanbul - Kamyon Arkası - Abdullah Bekçi) "-ÇAMUR ATMA, TOZUMLA BOĞARIM SENİ..." *** (...İzmir - Mağaza Camı - İbrahim Yurt) "-DİKKAT HIRSIZ GİREMEZ... GİRSE SAĞLAM ÇIKAMAZ..." > Temel'in yeri... Asker Temel, komutanın karşısına çıkıp izin istemiş; "-Karım çocuğumuzun çok hasta olduğunu yazmış da..." -Yalan söylüyorsun... Çünkü karından gelen mektubu ben de okudum, hiç öyle bir şeyden bahsetmiyordu... Temel selâm vermiş, tam kapıdan çıkarken dönmüş ve samimiyetle: "Komutanım" demiş; "-İkimiz de yalancıyız anlaşılan, çünkü ben evli değilim..." > Bizimkiler BİLGEHAN: Aaa... Ne güzel çakmak... Nerden aldın?... CEM: 1 milyoncudan 2,5 milyona aldım... *** TALİP: İtfaiye arabaları gidiyor yine... SIRRI: Karagümrük yanıyordur, polis beni arıyordur... TALİP: Hadi len, burdan oraya itfaiye mi gidermiş?... *** ARKADAŞI: Saklama kabı bulup ona koymak lazım artanları... KÜÇÜK HÜSEYİN: Boşver bizim gizlimiz saklımız yok... > Tebeşir Tozu... "-Kadınlar bizleri gerçekten sevdikleri zaman her suçumuzu bağışlarlar..." (...Balzac) > Tuzaktan kumanda... (...SHOW TV - Gün Aydın) KUŞUM AYDIN: Hakikaten birbirinizi seviyorsanız, hiçbir şeyi umrunuza takmayın... *** (...KANAL D - Canlı Canlı) EBRU GÜNDEŞ: Sade sadelikten gelir o yüzden sadeyi tercih ettim... *** (...TGRT - Türkü Gecesi) NİHAT DOĞAN: Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde hiç kimse Nihat Doğan yalancıdır diyemez... *** (...FLASH - Yasemin'in Penceresi) TELEFON KONUĞU: Yasemin Hanım, iyi yayınlar... YASEMİN BOZKURT: Size de iyi yayınlar... *** (...ATV - Santra) AHMET ÇAKAR: Olacağı varsa olur, yen kırılır içinde kalır... *** (...TGRT - Türkü Gecesi) CEYLAN: Verin mikrofonu, benim kitleyicim türkü söylememi istiyor... > Taşlamalar... Haşlamalar... HAMAL Küfem, semerim yok ama Yükümden memnun Hamalım ben... Yüreğimde dikişsiz bir yama Taşıdığım tamamen Sensin, sen... (osman.yavuz.inal) > sanatik kritik "-Entrikalarla değil müziğimle önde kaldım... Türkiye'de bir tane Nez var ve bir yenisi gelmeyecek... Beni dinleyen insanlar beni eleştirenleri siliyor hemen... Müzik piyasasında eskisi gibi herkese yetecek pasta yok artık... Son dilimi ben aldım..." (...Nez) > politik kritik "-Sayın Kemal Anadol'un, kimliği meçhul, sahte isimlerle kaleme alınan tamamıyla gerçek dışı birtakım iddiaları sanki gerçekmiş gibi açıklaması, çürük malları pazarlamaya çalışan köhne pazarlama zihniyetinin siyasette temsil edilen halidir..." (...Kürşad Tüzmen) > sportik kritik "-Negatif sözlerimi manşet yapanlar, müspetleri satır arasında bırakıyor... İnsan her zaman yere düşebilir, kalkmasını bilmek önemli... Kaybetmek her zaman var, ama ben pes etmem. Çalışmazsam annemin, babamın, çocuklarımın yüzüne bakamam..." (...Ümit Özat) S.Ö.Z. der ki; "-Yalnızlıktan kötüsü, yalnızlığını anlatacak kimseyi bulamamak..." (...Artık bu konuda söyleyecek bir şey bırakmadığı müthiş S.Ö.Z.leri) > Kadınlar & Erkekler (...Evli bir çiftin mangal programı) > Kadın gidip alış veriş yapar... > Kadın salatayı ve tatlıyı hazırlar... > Kadın etleri ve bunları kızartmak için gereken araç gereci hazırlar ve içerde televizyon seyreden adama "Hadi her şey hazır" diye seslenir... > Adam etleri mangala dizer... > Kadın içeri gidip sofrayı kurar... > Kadın "Aaa... Ayol etler yanıyor" diye koşa koşa adamın yanına gelir... > Adam yanmış eti çöpe atması için kadına verir ve suratı asılan kadına, "Tamam o zaman, beğenmiyosan buyur kendin yap" diye somurtur... > Adam içeri gider ve tekrar televizyonun karşısına oturur... > Kadın etleri kızartır, sofraya oturulur, afiyetle yemek yenir... > Kadın sofrayı toplar, bulaşıkları yıkar... > Adam, "Bak ne güzel değişik bir gün oldu di mi" der... > Kadının surat ifadesini görünce "Aman beee... Zaten kadın milletine de yaranılır mı" diye homurdanıp yatmaya gider... > söz market "hayata dair" çerçeve özel: bana seçmem ve seçmemem gereken yolları gösteren... gösterdikleri güç ve şefkatle bana ışık tutan... zayıflıkları ve cehaletleri yolumu karartan ve kendime başka bir yol seçmem için beni yüreklendiren... hayat yolculuğumda bana eşlik eden kadınlara... bana nasıl yaşamam, nasıl yaşamamam gerektiğini öğreten... gösterdikleri iyilik, başarı ve şefkate Allah'a inanmamı sağlayan... kötülükleri, kıskançlıkları ve esirgedikleriyle bencillikten uzaklaşmama neden olan... hayat yolculuğumda bana eşlik eden kadınlara... bana kim olduğumu ve olmadığımı öğreten... verdikleri sevgi, cesaret ve güvenle ayakta kalmamı sağlayan... yargıları, neden oldukları hayal kırıklıkları, sadakatsizlikleriyle doğru kararlar vermeyi öğreten... hayat yolculuğumda bana eşlik eden kadınlara... ister karanlıkla, ister ışıkla, ama bana her koşulda sevgiyi öğreten ve hayat yolculuğumda bana eşlik eden kadınlara... bu kadınlara yürekten "allah sizi korusun" ve "teşekkür ederim" diyorum... çünkü bana verdiğiniz ve benim için yaptığınız fedakarlıklar sayesinde büyüdüm ve özgürlüğümü kazandım (...m. bowers)