Estagfirullah efendim MÜFREDAT...

A -
A +

Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelip okul açmaya karar verdiler... Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılan balığı yönetim kurulunu oluşturdu... Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istedi... Kuş, uçmanın dahil olmasını, balık yüzmenin dahil olmasını ve sincap, ağaca tırmanmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söyledi... Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat programı yaptılar ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler... Tavşan koşu dersinden "A" alıyor olmasına rağmen, ağaca tırmanmak onun için çok ciddi bir problemdi... Sürekli kafa üstü düşüyordu... Bir süre sonra beyni hasar gördü ve eskisi gibi koşamadı... Artık koşuda "A" almak yerine, "C" alıyordu... Ve tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi... Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu... Bir süre sonra toprak kazma notu hâlâ "F" olmasına rağmen, uçma notu "C"ye düşmüştü... O da ağaca tırmanmada çok zorlanıyordu... Sonuçta sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı yılan balığı oldu... Ancak eğitimciler çok mutluydu, çünkü herkes bütün dersleri görüyordu... Ve buna "geniş tabanlı eğitim sistemi" dediler... (OSHO'nun 'Sezgi' kitabından...) Tebeşir Tozu... "Çocuğunu kaybeden bir anne için her gün ilk gündür... Bu ıstırap ihtiyarlamaz..." (Victor Hugo) Ayaküstü * Spor tarihi... * Spor sosyolojisi... * Sekiz spor dalında ihtisas... * En az dört dalda spor yapma... * En az üç yabancı dil... * Spor ekonomisi... * Spor felsefesi... * Sporun kültürel etkisi... * ...Ve gazetecilik... Almanya'da "Spor Yazarlığı Fakültesi"ni bitirmenin şartları bunlar... Bizim seviyemize gelmek için hangi aşamalardan geçiyorlar... Basmıyor ki kafaları... Sanatik kritik "Gönlüm birine düşmüş, o da beni kırıp dökünce bir tokat atmışım ve imajım tokatçı kalmış..." (Kadir İnanır) Politik kritik "Sevgili vatandaşlar size sesleniyorum; bir başbakan dört kere üst üste aldatılır mı hiç?..." (Tayyip Erdoğan) Sportik kritik "Türkiye'ye geldiğimde anladım ki; herkes her konuda konuşuyor ve herkes boş konuşuyor..." (Van Hooijdonk) diyAlog (Serap Ezgü, kızı kaçırılan stüdyo konuğu anne ile konuşuyor...) SERAP EZGÜ: Siz kızınızı kaçıran Gökhan'la konuştunuz mu hiç?... PERİHAN HANIM: Gökhan Kurtuluş'a telefon açtım... Gözümün içine baka baka bana yalan söyledi... Bugünün buluşu İlk kez beş kişinin bineceği arabada zayıf olan iki kişi ön koltuğa sıkıştı... (15.05.1968) İtiraf Reyonu... (isim: zeynep... yaş: 24... şehir: ankara...) Gıcık olduğumuz bir hocamız vardı. Dolayısıyla hoca da bize gıcık. Bir gün arkadaşım grip olmuştu... Burnu akıyor tabii ki... O hocanın dersinde arkadaşım burnunu silerken ben de arkadan "hah hukh" diye sesler çıkardım... Hoca arkadaşımdan geldiğini sanarak onu azarlayıp sınıftan attı... Garibim bu olayı bilmediği için hâlâ benimle arkadaşlığını sürdürüyor... (osoztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim) Bizimkiler * Sırrı; Türkiye'nin tarihi ve turistik yerlerini anlatırken soruyor; "Abi bu Pamukkale'nin buzları hiç erimiyor mu?..." * Emin'in geçtiğimiz günlerde kızı zannederek fırçaladığı çocuğa serum bağlanmış; "Beni kaçıracaklar anne" diye sayıklayıp duruyormuş... * Dündar Abi omuz tutulmasından bahsediyor; "Bizde genetik galiba... Hanımda da var aynısı..." * 26 yıldır Beşiktaş'ı tutup hiçbir şey kazanamayan Bilgehan, "Şampiyon Fener" diye bağırdığı ilk gün yemek ziyafeti çekti... * Dün Cem'in altyazılı filmde, "Beyler sessiz olun duyamıyoruz" diye bağırışının birinci yıldönümüydü... Anıldı... Şifa Yemek Öğlen Menüsü; Ezogelin Çorba... İzmir Köfte... Salata... Kemalpaşa Tatlısı... Meçka engin Ücretler bozuk olsun... Topkapı'dan Yenibosna'ya gelen minibüse binmiş... İlk üçlü koltuğun koltuğun kapıya doğru olan tarafında oturuyormuş... Şoför aynadan Engin Abi'yle göz göze gelmiş ve "Çakmak var mı" diye sormuş... Çakmağı uzatması ile olayı görenlerin kahkaha atması bir olmuş... Meğer adam Topkapı'dan beri sayıyormuş; "Kuleli var mı?...", "Dereyolu var mı?...", "Beşyol var mı?...", Çakmak var mı?..." Temelin yeri Tren bir istasyonda durmuş... Temel fırsattan istifade birşeyler satın almak için vagondan inmiş... Bu arada vagonu şaşırmamak için vagonun numarası olan 1492'yi ezberlemiş ve "Amerika'nın keşfi de bu tarihteydi" demiş kendi kendine... Yarım saat sonra tren görevlileri bir o yana bir bu yana koşuşturan Temel'i görmüşler... Önüne gelene, "Afedersiniz, Amerika'nın hangi yıl keşfedildiğini biliyor musunuz" diye soruyormuş... *** Temel küçük oğlu Dursun'la sinemaya gitmiş... Filmin ortasında Dursun tuvalete gitmek istediğini söylemiş, Temel de götürmüş... Dönüşte oturdukları sırayı bulamamışlar... Karanlıkta ilk sıranın başında oturan beye "Afedersiniz, demin çıkarken ayağınıza basmış mıydım" diye sormuş Temel... Özür dilenmesini bekleyen adam "Evet" diye cevap vermiş... Temel, memnuniyetle çocuğuna dönmüş; "-Gel Dursun gel... Yerimizi bulduk..." *** Müşteri saçlarını kuvvetlendirici ilaç almak için eczaneye girmiş... Eczacı Temel, bir şişe çıkarıp müşteriye uzatmış... Müşteri şişeye şüpheli şüpheli baktıktan sonra, "Eczacı bey; gerçekten de bu ilaç saçları kuvvetlendiriyor mu" diye sormuş... Temel; "-Ne demek efendim... Müşterilerden biri bundan bir şişe kullandı... Zavallı iki yıl önce Berber İdris'e gitmişti ama hâlâ dönemedi bir türlü... Çünkü başının bir tarafının tıraşı bitmeden öbür tarafın tıraşı geliyor..."

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.