Fatih Terim belgeseli...

Kebabı ve Bayhan'ı ünlü Adana'da 1953 yılında dünyaya geldi... Bir yıl içinde büyük bir aşama kaydederek 1954 yılında bir yaşına bastı... Kimse inanmaz ama çok "mütevazı" bir çocukluk dönemi geçirdi... İlkokulun yumurta ve silgi kokan yıllarında "çaput" diye tabir ettiğimiz bez parçalarından yumak yapılmış toplarla başladı futbol oynamaya... Milli Mensucat Ortaokulu'ndaki yılları; göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçti... Adana Demirspor idmanında, okuldan fazla zaman geçirince Gıcı Necati ve Tombik Ahmet'le birlikte Motor Sanat Okulu'ndan atıldı (burası ciddi)... Günler, haftalar, yıllar, mimikler birbirini kovaladı ve 21 yaşında G.Saray'a transfer oldu... G.Saray'da en çok top koşturduğu, en iyi bildiği ve yıllar sonra Frank De Boer'e emanet ettiği libero mevkiinde oynadı. G.Saray'da; o gelmeden bir yıl önce şampiyon olmuş ve onun olduğu 14 yıl içinde şampiyon olamamış, daha da ötesi gider gitmez şampiyon olmuş kadar parlak bir futbolculuk dönemi geçirdi... Sarı-kırmızılı takımdaki en büyük başarısı, jübile maçına helikopterle gelmesiydi... Onu daha sonra Tuba Ünsal için helikopterle İstanbul'a balık almaya gelen Yılmaz Erdoğan ve helikopterle mahkemeye giden Cem Uzan takip etti... "İmparator" patlaması 90'lı yıllardan sonra başladı... Terim G.Saray'ın başına geçince bu lakabı aldı ve Türk futbolundaki "İmparator" dağılımı semtlere göre şöyle oldu; (Semt: Kadıköy, İmparator Oğuz... Semt Florya: İmparator Fatih Terim... Semt Fulya: İmparator Feyyaz...) UEFA Kupası'nı aldıktan sonra Türkiye dar gelmeye başladı ve kapağı İtalya'ya attı... Ancak oradaki günlerinden akıllarda sadece, "Burada olanlara inanmayacaksın Merve", "Kişisel gelişim... İnsan kaynakları... NLP... Cart curt" ve "Beni hazmedemediler" repliği kaldı... G.Saray'a; "Beni al, beni al, onu yolla" şarkısıyla geri döndü ve o adamcağızı işinden etti... Ancak "Köre taktik versem, kazanırım" sistemi tutmadı ve Dimyat'a (Ya da Midyat) pirince giderken, eldeki Türkiye Kupası'ndan, Lig Şampiyonluğu'ndan, UEFA Kupası'ndan oldu... Yönetimin, "Biz kovmayalım, kendin git" tavrı yüzünden istifa etti... Evli ve iki çocuk babası Fatih Terim 51 yaşında ve mütevazı bir hayat sürmek için gün sayıyor... ...Ve Florya'da; "Eski Açık Sarı Desene", filminin yerine, "Bir zamanlar fakir ama gururlu bir adamcağız vardı" filminin vizyona girmesi bekleniyor... İtiraf Reyonu... (İsim: Süreyya... Şehir: Çorlu... Yaş: 22...) Bursa'daki Burç Pasajı'na bir grup arkadaşla, "Akıl Oyunları" filmini izlemeye gittik... Sinema tıklım tıklım, bizim ekip 7-8 kişi... Sıranın en kenarında ben oturuyorum, yanımda Ayfer... O sahneyi hatırlıyorsunuzdur, şizofren matematik dehası Prof.Nach'e Oscar veriyorlar... Ve ödülü alırken katılanlar alkışlıyor... Ben de Ayfer'e dedim ki; "-Hadi biz de alkışlayalım... Biz başlatırsak bütün salon alkışlar... İstanbul'da hep böyle olur"... Başladık, "Şlap... Şlap..." diye, bizden başka "çıt" yok... Filmin son sahnesiydi, rezaletin üstüne bir de ışıklar yandı... Salondaki bakışları düşünerek yerin dibine girdim... Ayfer benden bir kat daha aşağı indi... (osoztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim) bizimkiler Bilgehan personelden ne kadar nema alacağını öğrenmiş; "Niye bu kadar az benimki" diye sinirlendi; "Dünyanın fişini topladım..." ... Engin Abi'nin dudağını balon gibi şişmiş görünce "Ne oldu" diye sorduk... "Uçuk çıkmıştı... Aklımda yanlış kalmış, diş macunu süreceğime karbonat sürmüşüm..." temelin yeri Fadime nişanlısı Temel'i aramış; "-Bu gece bize gelmesen iyi olur şekerim. Babamın öfkesinden yanına varılmıyor. Dün geceki kaçamak gezintiyi onun arabasıyla yaptığımızı haber almış..." -Ne diyorsun?... Nereden haber almış acaba?... "-Nerden olacak... Çarptığımız adam babammış..." Dursun, kahvede dertli dertli oturan Temel'e yaklaşmış; -Ne oldu Temel?... "- Fadime nihayet beni anladı..." -Bunun için moral bozulur mu?... "-Ama anlar anlamaz beni terk etti..." Adamın biri doktor Temel'e muayene olduktan sonra sormuş; -Ne oldu doktor bey?.. Ne kadar ömrüm kaldı?.. "-On..." -Ne 10'u doktor bey?.. On gün mü, on ay mı, on sene mi?.. -On... Dokuz... Sekiz.. Yedi..."