Hemen herkesin çocukluğunun alışkanlığıdır, 365 günlük takvim balyasını bir günde bitirebilme gayreti... Seçilmiş şiirler, duyulmamış fıkralar, hikayeler, nasihatler, bilmeceler, özlü sözler, sağlık, güvenlik bilgileri... Kız-erkek isimleri, yemek tarifleri... Her kelimesi bir yorum, her yorumu bir kitap gibi... ... Tahmin edersiniz ki; 2004 takvimine kavuştum... Geride bıraktığımız ilk 3 günü acımasızca kopardım... Hatta "Bugün de bitti" diye 4 Ocak'a şöyle bir göz gezdirdim... Ama ondan sonrakilere çok hassas davrandım... Buruşmaması, yamuk durmaması için çaba sarfettim... Yapraktan hayata kötü izler bırakmak istemedim... ... Bildik günlerin arkasına yine anlamlı yazılar denk gelmişti... Geçmişin izlerini, geleceğin takviminde aramanın garip nostaljisini yaşadım doya doya... Hani her sene ihmal ettiğim... "Bizim takvim olduğu için yanlış anlaşılır" diye çekindiğim... Her yaprağını bir oya gibi işleyen... Evimize getiren... Duvarımızın onunla anlam kazanmasına sebep olan... Türkiye Takvimi'ni hazırlayanları doya doya, kana kana tebrik etmek istiyorum... Sizin için de takvimin 23 Mart Salı'nın yaprağını seçtim... ... Son zamanlarda; -Çok yazıyoruz ama, az okuyoruz... -Vitrinler dolu ama, gönüller boş... -İlaçlar çoğaldı ama, hastalıklar arttı... -Diplomamız bol ama, huzurumuz az... -Paramız çoğaldı ama, ihtiyaçlarımız arttı... -Az kitap okuyoruz ama, çok TV izliyoruz... -Konforumuz arttı ama, zamanımız azaldı... -Her şeyi temizledik ama, ruhları kirlettik... -Uzmanlıklar arttı ama, meseleler çoğaldı... -Evlerimiz büyüdü ama, ailelerimiz küçüldü... -Akşam geç yatıyor, sabah yorgun kalkıyoruz... -Tanıdıklarımız çoğaldı ama, dostlarımız azaldı... -Dünya barışı diyoruz, en yakınımızla dargınız... -Daha çok plan yapıyor, daha az sonuç alıyoruz... -Varlığımızı artırdık ama, değerlerimizi yitirdik... -Su gibi para harcıyoruz ama, ihtiyaçlarımız bitmiyor... -Güzel evlerde oturuyoruz ama, huzurumuz kaçtı... -Gelirimiz arttı ama, ahlak ve karakterimiz bozuldu... -Eve çift maaş girdi ama çiftlerin boşanmaları arttı... -Aya gidip geliyoruz ama, komşumuza gidemiyoruz... (www.turktakvim.com) bizimkiler Açıklama yapmadan direkt konuya girince mevzuyu anlamayanlar oldu... Her gün Bizimkiler'in altında verdiğimiz yemek listesi doğrudur... Yani siz bizim her gün ne yiyip içtiğimizi biliyorsunuz... Size bir faydası var mı?... Yok... Kime var; 1-Bize var... Aynı gün öğlen burada yediğimiz yemeği akşam evde yediğimiz oluyordu... Şimdi evdekiler gazeteye bakıp, ona göre birşeyler hazırlıyor... 2-Yemekhanecilere var... "Bugün ne var abi" diye gelen yüzlerce telefondan kurtulmuş oldular... Böylece tuzlukları, baharatlıkları doldurma fırsatı yakaladılar... 3-Naci Abi'ye var... Tavuk yemediği için, zaman zaman yemekhanenin kapısından döndüğü oluyordu... Şimdi menüde tavuk seçeneğini görünce yorulmuyor... 4-Bana var... Köşenin en az dört satırı okunma garantisinde... .......................... Şifa Yemek'in bugünkü öğlen menüsü; Kaşarlı Domates Çorba... Orman Kebabı... Bulgur Pilavı... Fırın Sütlaç... son sözleri... "-2004 yılı, siz ve aileniz için iyi bir yıl olacak efendim..." (Burç yorumcusu - Saddam'ın yıldız falına bakarken) ... "-Bu kelepçelerin kuş tüyü ile olanı yok mu?... Canım yanıyor böyle..." (Michael Jackson - Polisin kendisine sert davrandığını anlatıyor) ... "-Türkiye'de başarmadığım bir şey kalmadı... Hedefim Avrupa'ya açılmak..." (Ajda - Almanya turnesine giderken havaalanında gazetecilerin sorularını cevaplarken) ... "-Korkma canım... Bu saatte kapımızı kim çalacak... Tanıdık biridir..." (Erol Köse - Gecenin bir yarısı kapıyı açınca) itiraf reyonu... (Rumuz: Sefko... Yaş: 24... Şehir: İstanbul...) Sinemadan çıktığımda "arayan var mı" diye cep telefonumu açtım... Mesajlarımın arasında, "Bir yeni sesli mesajınız var" notunu buldum ve mesaj merkezini aradım... Annem şöyle bir not bırakmış, "Kızım ben annesiyim... Burhan'a söyler misin gelince beni arasın..." (Rumuz: Leylek... Yaş: 21... Şehir: Ankara...) İtiraf Reyonuna Ankara'dan katılıyorum... Ankara olması şunun için önemli, bizim kızlarımız havalı mı havalı... Ben geçenlerde kimseye pas vermeyen birini iddia üzerine 20 milyon kazanarak ayarladım... Şimdi de "Ayrılamazsın" diye iddiaya girmek istiyorlar... Ayrılmasına ayrılırım da kız çok sevdiğimi sanıyor, bana iyi bir sebep lazım... (Rumuz: Kara43... Yaş: 26... Şehir: İstanbul...) Ben de bir itirafta bulunmak istiyorum... Bir sevgilim var, şu an hâlâ beraberiz... En yakın arkadaşı ile araları bozuldu... Ben de en yakın arkadaşına teklif ettim, o da inat olsun diye kabul etti... Bakalım yalancının mumu nereye kadar yanacak... İtiraf edin, rezil edelim; osoztutan@tg.com.tr