gitme... figan düşer denizlere sular çekilir yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır boynunu büker sabah kervanları kelebekler ölür gitme... bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk şaşırır yönünü rüzgarlar bütün pınarların suyu çekilir solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm gitme... öksüz kalır içimdeki imge dağları saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez çiçekler açmaz bahçemde ah be gülüm gitme... acılara mahkum olur yüreğim ardında fırtınalar kalır, ayrılıklar, anılar, yalnızlıklar boynu bükük aşklar, gözü yaşlı şarkılar alışamam yokluğuna, yokluğun ölüm gitme... içimdeki bütün vagonlar devrilir bir kar yağar istasyonlara, üşürüm gel gitme sevgilim terketme beni umutsuz çaresiz bekletme beni gitme... bütün ormanlar ateşe verilir kuşlarda gider bu kent de, ölürüm gitme kal... menevşeler açsın dağlarda sevince dönüşsün gökyüzü iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm yokluğuna alışamam yokluğun ölüm. ...Nuri Can... İtiraf Reyonu... (isim: yakup ören... şehir. eskişehir... yaş: 45...) Okuldayken bir gün sınıfta kalkmış fıkra anlatıyordum... Herkesin gözü bende... Bir de sevgilim var, en önde oturuyor... O anda gülmem gerekti ve ben de güldüm... Zaten kıştı, dişlerim görünmesin diye burnumdan gülmeyi denedim ve burnumdan akanlar önlüğüme karıştı...... Daha sonra bir hafta okula gitmedim... Şimdi 45 yaşındayım ve hâlâ unutanıyorum... *** (isim: erhan dalcı... şehir: istanbul... yaş: 17...) Yurtta kalırken arkadaşlarla dolap kilidi almaya gittik... Yaşlı bir seyyar satıcıdan asma kilitlere bakıyorduk, ama fazla kaliteli değillerdi... Adama malı iyi olmadığı için almaktan vazgeçtiğimizi söyledik... Adam da malını satacak ya bize; "Olur mu" dedi; "Avrupa malı bunlar... Çin'den geliyor..." *** (isim: ekrem özdemir... şehir: istanbul... yaş: 19...) Geçen gün bilgisayarıma ses sistemi aldım... Akşam da bilgisayara taktım bas özelliğini denemek istedim... Sesi sonuna kadar açtım tabii gerçekten de güçlü bir ses çıkışı vardı... Hatta ayaklarımın altına bile ses vuruyordu... Ama bu titreşimin alt komşunun oklavasının sesi olduğunu, kapıya gelene kadar anlamamıştım... (osoztutan@tg.com.tr- itiraf edin, rezil edelim) Sanatik kritik "Eşine az rastlanan yaşsız kadınlardan biriyim... Akranlarımla karşılaşınca suçluluk duyuyorum..." (Nükhet Duru) Politik kritik "Aslında ben doğum günümü hatırlamam bile, Rahşan da hatırlamaz... Sağolsun eş, dost hatırlatır..." (Bülent Ecevit) Sportik kritik "Aziz Yıldırım biz ne dersek o olsun diyor... F.Bahçe'ye ayrı bir lig kurulsun; Beykoz'la Üsküdar'la oynasın..." (Atay Aktuğ) kadınlar § erkekler (Kadınların dilinden erkekler...) "-Kadınlar yüzyıllarca, erkek figürünü normal boyutunun iki katı gösterecek, büyülü bir yansıtma gücüne sahip aynalar gibi hizmet ettiler"... (Virginia Woolf) "-Şahsen, 24 yaşına kadar 'doğru' adama rastlamadıysa, bir genç kızın şanslı olduğunu düşünüyorum"... (Deborah Kerr) "-Bütün bir gün boyunca parlak espriler patlatan bir erkek kadar hiçbir şey beni korkutamaz"... (Mme de Sevigne) "Erkeklerin ilk yaşadığı hayal kırıklığı, bir kadının da bir beyine sahip olduğunu fark etmeleridir"... (Margaret Mitchell) "-Çoğu terbiyeli olmayı öğrendiğinde, başka türlü davranamayacak kadar yaşlanmış oluyor"... (Anonim) "-Bir erkek için, kadınların onun evlenme teklifini reddetmesi daima anlaşılmaz olmuştur"... (Jane Austen) "-Bütün kadınlar uyanık oldukları zamanın çoğunu bir erkeği nasıl mutlu edeceğini düşünerek geçirmez. Bazıları evlidir"... (Emma Lee) "-Kendinize 'Onda ne bulmuştum' diye sorduğunuzda onda bulduğunuz şeyin sadece sizin hayal gücünüzün bir ürünü olduğunu fark edeceksiniz"... (Allie Walmsley) Tebeşir Tozu... "Kişi kendi kusurlarını söylemekten hoşlanmaz... Bu işi başkaları gereği kadar yapar zaten..." (Anderson) Bizimkiler Bilgehan TGRT FM'deki Ata Abi'yle tanışınca sormuş; "Abi bu ata sözlerini sen mi yazıyorsun?..." *** Evlilik hesapları yapan çaycı Hasan, evinde yetiştirdiği 50 adet güvercini, düğün için satışa çıkardı... Çok özel şartlarda yetişmiş canım güvercinlerini, huzur içinde oturabileceği bir daire ile takas edecekmiş... *** Aziz Abi Tayland'dan avokadoya benzeyen bir meyve getirmiş... Dündar Abi meyvenin çekirdeğini lahana tohumu ile aşılamış... Ne çıkacağı merak konusu... Şifa Yemek Öğlen Menüsü; Ezogelin Çorba... Etli Kuru Fasulye... Şehriyeli Pilav... Komposto... Temelin yeri Temel'le Dursun bilinen fıkranın başka versiyonunda; Bunlar, can sıkıntısından bir kayık kiralamış, balık avlamaya çıkmışlar... Bir zaman kürek çekerek açılmışlar, derken hazırlıklar bitmiş, oltaları denize atmışlar... Atar atmaz balıklar da oltaya takılmaya başlamış... Temel'le Dursun'un keyifleri yerindeymiş... Temel, Dursun'a; "-Dursun buraya bir işaret koyalım, yarın bulmamız kolay olur..." Derken sahile dönmüşler, kayıktan inerken Temel, Dursun'a gene sormuş; "-Dursun işaret koymayı unutmadın değil mi?..." -Hiç unutur muyum, işaret tamam... "-Nasıl işaret koydun?..." -Bana soracağına kayığın ucuna bak... Çarpı koydum... "-Ula o işareti denize yapacaktın, kayığa değil... Aynı kayığı başkası kiralarsa gitti balıklar..." diyAlog (F.Bahçe TV'nin bayan muhabiri, Mahmut Kemal İnal İlkokulu öğrencileri ile...) MUHABİR: Sen hangi takımı tutuyorsun?... ÇOCUK: Ya aslında ben Cimbomlu'yum... Ama size ayıp olmasın Fenerbahçe diyeyim... *** (Elifname'de Doğuş'un kaset tanıtımı ve röportajı var...) MUHABİR: Hilal Cebeci sizinle evlenip çocuk sahibi olmak istiyormuş... DOĞUŞ: Saygı duyuyorum... Kayıp İlanları... Şaron; "-Kendimi kaybettim..." Bush; "-Aklımı kaybettim..." Irak; "-Kimliğimi kaybettim..." İnsanlık; "Onurumu kaybettim..." HÜKÜMSÜZDÜR... Bugünün buluşu İlk kez karıncalı gösteren televizyonun arkasına çatal sokuldu... (30.05.1975-Bahar'dan...)