Başarı nedir?... Sık sık gülmek ve çok sevmektir... Akıllı insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmaktır... Dürüst eleştirmenlerin onayını almak; sahte dostların arkadan vurmalarına dayanmaktır... ... Herkesteki en iyiyi bulmaktır... Karşılık beklemeyi hiç düşünmeden kendiliğinden vermektir... Geride ister sağlıklı bir çocuk, ister kurtarılmış bir ruh, ister bir parça yeşil bahçe, ister iyileştirilen bir sosyal durum bırakarak dünyanın iyileşmesine katkıda bulunmaktır... Tek bir kişi bile olsa, birinin sizin varlığınızdan ötürü daha rahat nefes aldığını bilmektir... - Ralph Waldo Emerson - meçka engin Çocuk işte !... İşyerinden çıktığında kayınvalidesine gitmişti... Geceyi orada geçirip, ertesi gün yine işe gelecekti... Yorgun bir yaz günün ardından kavun - karpuz - çay - meşrubat gibi şeyler yiyip içerek yatağa uzandı... Anlatırken diyor ki; "-Kayınvalidenin evi öyle bir yerde ki; sitenin bahçesindeki fıskiye 24 saat açık..." O kadar sulu yiyeceğin üstüne, bir de şelale efekti Engin Abi'nin3,5 yaşından beri yapmadığı yatak ıslatma olayını 35 yaşında yaptırmış... Gerçi sabaha karşı uyanmış ama, iş işten geçmiş artık... O da birçok kişinin bu durumda yaptığını yapmış... İlk çocuğu Ömer'i - o zamanlar 4 yaşında - hemen yatağa almış, çocuğun üstüne biraz su dökmüş ve hanımı uyandırmış; "-Kalk hemen bu velet yine ortalığı batırmış..." itiraf reyonu... (isim: abdülhamid karaman... şehir: istanbul... yirmiiki...) Yolda giderken bir miktar para buldum... Tam parayı yerden alıp birkaç adım attım ki; kenarda duran bir kadın paranın kendisinin olduğunu ve hemen ona vermemi istedi... Ben itiraz edip "vermem" dedim, ama inatçı kadın "Seni hakime şikayet edeceğim" diye tutturdu... Neyse tartışarak yolun bitimindeki mahkemeye vardık ve savcının karşısına çıktık... Olayı savcıya anlattım ve elimdeki parayı ona gösterirken yanımdaki kadın parayı yapışıp elimden almaya çalıştı... Ama ben de bırakmadım tabii... Para ikimizin elinde bir o tarafa bir bu tarafa çekiştirilirken uyandım... Meğer sabah okula geç kalmışım da, annem beni kaldırıyormuş... Annem yorganı kendine doğru ben de kendime doğru çekiyormuşum... bizimkiler (Haftanın en çok ses getiren olayları...) > Dündar Abi'nin ayran kutuları için koşulan çöp sepetine tepsideki bütün tabakları boşaltması... > Hakkı Abi'nin komşu ülkeden gelen Haluk Abi'ye "Yunanistanya'dan ne getirdin" diye sorması... > Adnan Abi'nin Hasan Sarıçiçek'in uzattığı eli "Bende polen alerjisi var" diye reddetmesi... Çiçekten bulaşıyormuş... > Cem'in evde kendine yemek yapması ve kırdığı yumurtanın içine çöpe boşaltıp, dışını tavaya koşması... > Talip'in Necmettin'i Adnan Abi'ye şikayet etmek istemesi ama Adnan Abi yerine Necmettin'i araması... temelin yeri Temel'in cep telefonu faturası çok yüksek gelince Dursun kendisine, "Sen pek cep telefonuyla konuşmazsın da. Bu nasıl oldu?... Bir yanlışlık olmasın, istersen itiraz et" deyince; Temel, "Yok yok Dursun, bir yanlışlık yok. Arabaların arkasında 'Sürücü hatalarını aşağıdaki numaraya bildirin' diye yazıyor ya, ben de hepsini bildiriyorum" demiş... Şifa Yemek Öğle Menüsü Şehriye Çorba... K.Budu Köfte... Salata... K.Paşa Tatlısı... www.sifayemek.com.tr)