Hayata dair...

A -
A +

Ünlü bir yönetici, "Bilmem gereken her şeyi, Nuh'un Gemisi'nden öğrendim" demiş... BİR: Doğru gemiyi kaçırma... İKİ: Hepimizin aynı gemide olduğunu unutma... ÜÇ: Vakit gelip çatmadan planını yap. Hz. Nuh, gemisini inşa ederken yağmur yağmıyordu... DÖRT: Kendine hep iyi bak ve büyük günü bekle... Altmışına merdiven dayadığında bile, gerçekten büyük bir iş yapman için önün açılabilir... BEŞ: Eleştirileri dinle, eleştirenlere kulak asma, yapılması gerekeni yapmaya devam et... ALTI: Geleceğini zirveler üzerine kur, dalgalar sana ulaşamasın... YEDİ: Ne olur ne olmaz, eşinle yola çık... SEKİZ: Hız her zaman kazandırmaz... Yılanlar da gemideydi, çitalar da... DOKUZ: Üzerinde aşırı baskı hissettiğinde, bir süre boşlukta yüz... ON: Titanik'in profesyoneller, geminin ise amatörler tarafından yapıldığını unutma... ONBİR: Fırtınanın gücü ne olursa olsun, eğer 'Allah' diyorsan, seni bekleyen bir gökkuşağı mutlaka vardır... - Kişisel Mükemmellik Grubu'ndan... bizimkiler (Hafta sonu iki gün Kuzuluk için izin isteme teknikleri...) Metin: Ben hafta sonu iki günlüğüne Kuzuluk'a kaçıyorum, takıldığınız bir yer olursa cebim açık... Eyvallah... Emin: Mustafa Abi, diğer servisteki bütün arkadaşların müdürleri izin vermiş de, bu hafta sonu iki günlüğüne... Çağatay: Abi arkadaşlar çok rica ettiler, eğer ben olmasam onlar için de tatilin bir anlamı yokmuş... Turgay: Mazlum Abi lig tatil biliyorsun... Zaten Cem burda olduğu için hiçbir iş aksamayacak... Ben iki günlüğüne Kuzuluk'a gidebilir miyim?... Ersin: yok yok, bu ekip çok hafif kaldı... Kuzuluk'ta daha iyi bilen var mıdır acaba?... Serdar: Faruk Abi, bizi bir turnuvadan davet ettiler biliyon mu abi... Zaten arkadaşlar arabayla götürüp getirecekmiş... Yani topu topu 48 saatlik bi şey... Abi şampiyonlukta en çok da benim payım var biliyon mu?... İstersen 47 saatte de gelirim abi... itiraf reyonu... (isim: osman birpınar... şehir: istanbul... yaş: onbeş...) Evin anahtarlarını kaybetmiştim... Evden çıkmam gerekiyordu... Annemde yedek anahtar olduğunu hatırladım ve evden çıktım... Yolun ortasında ayakkabılarımın tekinin koyu kahverengi, diğerinin krem rengi olduğunu farkettim... Çevredeki kızlar gülüşmeye başlayınca iki saat boyunca apartmanın içinde annemi bekledim.. temelin yeri Temel tarlayı çapa yapıyormuş... Yanından geçen Dursun, Temel'in koskoca yeri bu kadar çabuk kazıdığını görünce şaşırıp sormuş... -Ula Temel ne çabuk kazdın burayı?... "-Ben kazmıyorum, kazma kazıyor..." -Madem kazma kazıyor, niye bırakıp eve gitmiyorsun... Bırak da kazma kazsın... "-Sapını tutuyorum ki çamurlanmasın..." İstanbul'dan memleketine gitmekte olan Temel'in hemen arkasındaki koltukta Dursun'la İdris oturuyormuş... Her ikisi de yolculuk boyunca sigara tüttürmüşler... Otogara geldiklerinde Temel inerken, "Uşaklar, hakkınızı helal edin" demiş... "Ne hakkı" diye sormuş Dursun, "-Birlikte içtiğimiz şu sigaraların parasını siz vermediniz mi" demiş Temel...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.