Hayata dair...

A -
A +

Mahzun mahzun arkasından baktım, gördüğüm manzara uzun süre aklımdan çıkmadı... Gerçekten bambaşka biri miydim bütün bu insanlardan?... Gerçek sevgi denen şey bu muydu?... Hepsini görüyor, bütün bu ateşli insanları görüyordum; sanki bir fırtınanın önüne katılmış yalpalayıp duruyor, bir belirsizlikten içeri savruluyorlardı... ... Erkekleri görüyordum; bugün arzuyla, yarın bıkkınlıkla kahroluyor, yana yakıla seviyor, sevgilere hoyratça son veriyor, hiçbir sevgiye güven beslemiyor, hiçbir sevgide mutlu olamıyordu... ... Kadınları görüyordum sevgiden yanıp tutuşan; aşağılanmaları ve dayakları sineye çekiyor, sonunda kapı dışarı ediliyor, ama bağlandıkları erkekten yine de kopamıyor, kıskanç ve horlanmış sevgiyle onurları çiğnenmiş, yine de sadakat sergiliyorlardı... ... O gün uzun süredir ilk kez oturup ağladım... İçerleyerek, kızarak gözyaşları akıttım bu insanlar için; dostlarım için, hayat ve sevgi için gözyaşları... Ayrıca kendim için de daha bir sessiz, daha bir el altından gözyaşları akıttım, bir başka gezegende yaşar gibi bütün bu insanların arasında yaşayan, hayat denen şeye akıl erdiremeyen,sevgiye susamışlıktan ölen, ama sevgiden de korkmadan duramayan benim kendim için... (...Hermann Hesse) > Aynı o hesap... Bakalım uydurabilecek miyim?... ... Fransız Parlamentosu'nda soykırım konusu görüşülürken sesler çok yükselmiş... Hatta vuruşmalar falan da olunca güvenlik amiri içeri dalmış; "-Galiba önemli bir kararı görüşüyorsunuz..." İçlerinden biri hızını alamamış; "-Ne diyorsun?... Bu bizim için şeref meselesi... " Ellerini yana açmış görevli; "-Bir hiç uğruna bu kadar gürültü niye ki öyleyse?..." ... Uysa da, yazıyı sayfaya kodum, uymasa da... > S.Ö.Z. der ki; "-Hayattaki mutlu anların kanatları vardır..." (...Bilmem ki anlatabildiği müthiş S.Ö.Z.leri mi) Tuzaktan kumanda... (...SHOW TV - Pazar Keyfi) MUHABİR: Küçükken yaramaz bir çocuk muydun?... PINAR ALTUĞ: Biraz yaramaz sayılırdım... Yani bebeklerle değil de oyuncak ayılarla oynardım... *** (...SHOW TV - Gün Aydın) KUŞUM AYDIN: Efendim programımız, program sonuna kadar devam edecek... *** (...FLASH - Kadının Sesi) YASEMİN BOZKURT: İsimlerinizin uyumu çok güzel; Talih ile Saliha... Tıpkı Ali ile Ayşe gibi... Temel'in yeri... Temel: Şu arkamdan konuşan insanlardan nefret ediyorum... Dursun: Dert ettiğin şeye bak, bu devirde herkes birbirinin arkasından konuşuyor... Temel: İyi de bilader... Bu sinemada da olmaz ki... *** Hastası: Doktor Bey; size 4 yıl önce geldiğimde 6 aylık ömrüm olduğunu söylediniz. Başka bir doktora gittim tedavi etti hâlâ yaşıyorum, ne dersiniz?... Doktor Temel: Yanlış tedavi etmiş derim... *** Cellat: Son bir isteğin var mı?... Temel: İnce belli bardakta bir tane çay istiyorum... Cellat: Kaç şekerli olsun?... Temel: Siz beni öldürmek mi istiyorsunuz... Bilmiyor musunuz ki ben şeker hastasıyım... Bizimkiler (...Bizimkiler'in "Beterin beteri var" konulu Ramazan bombaları) BETERİN: Cem'in Yenibosna'da oturan Ömer ismindeki arkadaşına davetliyken, Fatih'teki Ömer Faruk'a iftara gitmesi... BETERİ: Ömer Faruk'un da Ömer isimli arkadaşta iftarda olması... EN BETERİ: Tek başına lokantada yemek yiyip 25 YTL ödemesi... *** BETERİN: Hüseyin'in alarmı çalan arabası için yataktan fırlaması... BETERİ: Asansörün çalışmaması ve 7 katı yürüyerek inmesi... EN BETERİ: Davulcuya yakalanıp bahşiş vermesi... *** BETERİN: Talip'in dışardayken ezan okununca bir şey yemeden sigara yakması... BETERİ: Yarı kurumuş dudaklara sigaranın yapışması, çekeyim derken parmaklarını yakması... DAHA BETERİ: İkincisinde kuvvetli çekeyim derken dudağın kabuğunun izmarite yapışması... Bugünün buluşu * İlk kez bir takım zor bir deplasmana giderken antrenör, "Oraya puan ya da puanlar almaya gidiyoruz" diyerek taraftara umut verdi... (...17.10.1977 - İlhan Dinçer'den) > kadınlar & erkekler (...Bekarlığın kadınlara avantajları) > Uzaktan kumanda aleti hep sizin elinizde olur, futbol maçı izlemek zorunda kalmazsınız... ... > Arkadaşlarınızla dilediğiniz gibi telefon sohbeti yapabilirsiniz, saatlerce konuşmanızda bir sakınca olmaz... ... > Haftasonlarını dilediğiniz gibi geçirebilirsiniz... İsterseniz, gün boyu yataktan çıkmayarak, tembelliğin tadına varırsınız... ... > Hiç kimse size tutumlu olmanızı öğütlemez ve sizi para biriktirmeye zorlamaz... ... > Evinizde dilediğiniz dekorasyon değişikliğini yapabilirsiniz, kimse size karşı çıkmaz... ... > İstediğiniz zaman evlenme hakkınızı kullanma seçeneğiniz hep saklı kalır... ... > Evli arkadaşlarınızın sorunlarını dinledikten sonra kulağınızı çekip tahtaya vurursunuz... ... > Sabah, öğlen, akşam kan ter içinde mutfağa girmek zorunda kalmazsınız... ... > Hiç tanımadığınız insanları annen-babanızın yerine koymak zorunda kalmazsınız... > sağdan-soldan... (...New York - Yıkama Talimatı - Melek Yıldırım) "-KARINIZA VERİN YIKASIN..." *** (...İstanbul - Hastane Kapısı - Ahmet Memecan) "-PARMAKLIKLARIN ARASINA ELİNİZİ SOKMAYIN... OTOMATİK KAPI ACIMASIZ OLABİLİR..." *** (...Samsun - Depo Kapısı - Dursun Sevinç) "-PARK YAPILMAZ... LÜTFEN BAŞKA KAPIYA..." *** (...Rize - Kamyon Arkası - Abdurrahim Demir) "-HANGİ MEVSİMİN GÖZYAŞISIN NAZLICAN?..." > Tebeşir Tozu... "-Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu... Yoksa belki de başka yerde yaşayamayacaktı..."(...Faulkner) > sanatik kritik "-Gözlerimin altındaki, alnımdaki çizgilerimi sevdiğim kadar göbeğimi de, gıdığımı da seviyorum... Onlara kıyarsam kendime ve bütün yaşadıklarıma ayıp etmiş olurum... Hayatta hiç ağlamamış insanlar gibi görünmek istemem..." (...Nazan Öncel) > politik kritik "Ben, milletten icazet alıyorum. Ben, ne söylediğimi bilirim, kimseden korkum yok. Türkiye'nin huzurunu bozacak bir harfi bile kimse benden beklemesin. Benim başbakanlığım döneminde silahlı kimse kalmayacaktır..." (...Mehmet Ağar) > sportik kritik "-Oyuncuları motive etmesi, onları hazır hale getirmesi gereken kişi benim... Ortada bir başarısızlık varsa sorumlusu da benim... Karamsarlığa kapılmak için erken... Bu ana kadar olanlar gayet normal... Futbolun doğasında var bunlar..." (...Arthur Zico) > "geçmedi bor'un pazarı, bağla eşeğini sikkeye" başlıklı "söz'ün gelimi" çerçeve özel dizeleri: çanaklar kırılarak satılmaz... kârlı işler ara... sırtında kambur... yün çırpar avradın zâra... acıkan çocukların... yem bekleyen hayvanların düşündürmesin seni... geçmedi bor'un pazarı... bağla eşeğini sikkeye... para kazanacaksın, gitmeyeceksin niğde'ye... umutsuz kalma pazar meydanlarında... müşterilerin duysun sesini... "halil yine gelmiş..." desinler... dallarından koparılmış... elmalarindan sat... buz gibi yesinler... geçmedi bor'un pazarı... bağla eşeğini sikkeye; satacaksın malını... para kazanacaksın... gitmeyeceksin nigde'ye... seni üzmesin vurdumduymazlıklar... hileli işler, cambazlıklar... bırak bunları bir kenara, kafanı yorma... geçmedi bor'un pazarı... bağla eşeğini sikkeye... satacaksın malını... para kazanacaksın... gitmeyeceksin niğde'ye (...üzeyir lokman çaycı'nın nasihatleri - bor - 09.05.2000)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.