Hayata dair...

A -
A +

> OS - 2866 Tuşları gıdıklayın! * TURKCELL, TELSİM VE AVEA'dan; "OS" yazıp boşluk bıraktıktan sonra mesajınızı yazıyorsunuz, "2866"ya gönderiyorsunuz... Çok bir şey değil; "4 SMS / 8 KONTÖR"... Hadi bakalım, pamuk eller cebe... > SMS BÜLTENİ... Tuğbacım... Ama yorgun ama coşkun bir yıl daha geçti ömründen... Olsun bütün mutluluklar seninle doğsun, doğum günün kutlu olsun. (...Ablan H.Topcu) Sana kalbimin adresini veriyorum; Seni Seviyorum Cad... Yaralı Kalp Sokağı. No: Sevgi... Daire: Kalp... (...~) Mustafa Fidan bebeğe hoş geldin der, ikinci erkek babasını tebrik ederiz... (...~) Cimbom'un şampiyon olması imkansız... Cimbom olsa olsa şampuan olur bu sene... (...Van'dan Ahsen) Pazar günü kardeşim Resul'un doğum gününü... Kutlar mutluluklar dilerim... (...Cancazim) > Hayata dair... * Gerçekten dinleyin... Kesmeden, hayal kurmadan, vereceğiniz cevabı düşünmeden... Can kulağıyla dinleyin... * Kucaklamalar, sırt sıvazlamalar ve el tutmalar konusunda cömert olun... Bu ufak hareketler, aileniz ve dostlarınıza olan sevginizi daha açık göstermenizi sağlayabilir... * Fıkra anlatın, neşeli hikâyeleri paylaşın... Bu hediyeniz "Seninle birlikte gülmeyi seviyorum" anlamına gelir... * Basit bir "Yardımın için teşekkürler" notu, ya da belki bir şiir... Kısa, elle yazılmış bir not bazen ömür boyu hatırlanır... * "Bu renk sana ne çok yakışmış", "Harika bir iş çıkardın", "Yemek nefis olmuş" gibi basit, içtenlikle söylenen bir söz karşınızdakinin içini aydınlatır... * Her gün, rutininizi kırıp birisine hoş, nazik bir şey yapın... * Bazen tek istediğimiz yalnız kalmaktır... Bu anlara duyarlı olun ve ihtiyacı olana yalnız kalma hediyesini verin... Birine tatlı bir söz söylemek gibisi yoktur... Selâm vermek veya teşekkür etmek o kadar zor mu?... > Bizimkiler... (...Bilgisayar kursu hatıraları... Süer Özyalçın anlatıyor) Mâlum holding personeline bilgisayar kursu var... Bizler de katılıyoruz bu kursa... Mouse ile aynı renkte ve aşağı yukarı aynı boyutlarda olan cep telefonumu bilgisayarın sağ tarafına bırakmıştım... Yan yana oturduğumuz Mehmet Tekin kardeşimiz bir ara cep telefonumu almış benim mouse'un yanına bırakmış bende boş bulunup mouse diye cep telefonuna sarılmış ileri geri itekleyip duruyorum... Tabii "ok" işaretinde hiçbir hareket yok haliyle... Derken hocaya seslendim, "Hoca benim mosue çalışmıyor bir bakar mısın" diye... Derken hoca da geldi gayet sakin bir şekilde, "Sizin mousunuz neden kablosuz" demez mi?... Durumu farkedince hep beraber koptuk gülmekten... > Temel'in yeri... Temel'le karısı Fadime alışverişten dönerken kavga etmeye başlamış... Temel bir ara iyice sinirlenmiş ve açmış ağzını; "-Sen peş para etmeszin..." Fadime bozulmuş, "Öyle mi" demiş, "İspat edebilir misin?..." Temel hemen bir taksi çağırmış; -Fatih'e kaça götürüyorsun?... "-Beş milyon lira, beyim..." -Peki, bu kadın da benimle olursa?... "-Değişmez, aynı fiyat..." Temel, Fadime'ye dönmüş: "-Gördün mü bak?... Seni hesaba bile katmıyorlar..." > S.Ö.Z. der ki; "-Kimi zaman kanayan yaralar, yarayan kan'a ihtiyaç duyarlar..." (...Ahmet Bahadır Özdemir'in "Ben de söyleyeyim" dediği müthiş S.Ö.Z.leri) > itiraf reyonu... (...isim: chemistanbul ...şehir: adapazarı ...yaş: bilinmiyor) Bir arkadaşımın mağazasında kasa görevlisiyim... Bir gün kucaklarında 2-3 yaşlarında bir erkek bir kız çocuğu olan, yaklaşık 50-60 yaşlarında bir amcayla bir teyze geldi... Amcayla teyze çocuklara birşeyler alıyor, fakat bu arada çocuklar acayip derecede yaramazlık yapıyorlardı.. Hep bizden isterler ya anneler- babalar; "Abisi bir kızar mısın şu yaramaza" diye.. Bu sefer ben söylenmeden kızayım dedim; "-Çocuklar susun bakayım.. Dedenizi yormayın ama..." Buna benzer sözler sarfederken, benim her kızışımda adamın ters ters baktığına anlam veremiyordum... Ben de bıraktım kızmayı... Adam torunlarına kızmamı istemiyor herhalde diye düşündüm.. İşin aslını giderlerken anladım oysa... Adama, "Dedesi bunların adı nedir" diye sorduğumda adam; "-Ben onların babasıyım" diye çıkıştı... Suratımın kıpkırmızı olduğunu arkadan gelen müşteri söyledi... Kalbimin atışlarını hâlâ unutamıyorum.. (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) > SÖZ'ün gelimi... Kurtlar Vadisi'nin yayından kaldırılmasını da, Polat Alemdar'ın oyunculuğunun eleştirilmesini de protesto ediyorum... Sanırım bu başarılı çalışmadan önce kaldırılması gereken nice programlar vardır da kimse umursamamaktadır... Bu çalışmayı bir dizi olarak değerlendirildiğinde, artıları eksilerine göre oldukça fazla olan, işini yapmak konusunda başarılıdır... Ama sevenleri vardır, ama sevmeyenleri, başka bir meseledir. Önemli soru şudur: Kurtlar Vadisi'ne herkesin sevmesi gerekmekte midir?... Bence işini iyi yapması yeterlidir bu ekibin... Sevmiyorsanız eve oturmaya davet etmezsiniz olur biter... > Kadınlar & Erkekler (...Erkekler elini hafifce kestiğinde neler yapar) * Ellerini kendilerinden uzak tutarlar... * Kan tuttuğu için, başka bir yere bakarlar ve imdat diye avazları çıktığı kadar bağırırlar... * Halının üzerindeki kan lekesini gördüklerinde, kan gövdeyi götürüyor sanırlar... * İmdadına yetişen hanımlara, ağlamaklı bir sesle, nerdeyse ellerinin kökten kesildiğini anlatırlar... * Yaralarına çok ufak geldiği gerekçekesiyle, uzatılan yarabandını geri çevirirler... * Hanımlar eczahaneden kocaman yarabandı almaya gittiklerinde, gizlice sağlık kitabına bakarak, "Yetişkin bir insanın ne kadar kan kaybına dayanabileceğini" öğrenirler... * Delikanlı bir yüz ifadesi ile yardım sever hanımlara yarabandını ellerine yapıştırtırlar... * Alyuvarları çoğalsın diye, akşam yemeğine kocaman bir biftek isterler... * Hanımlar odadan dışarı çıkınca, yara daha kanıyor mu diye gizlice yarabandını kaldırıp bakarlar... * Sonra da yarabandını sağlam yapıştırmadı diye imdadına yetişen hanımlara kızarlar... * Geceleri yarım saatte bir kalkarak kangren belirtileri var mı diye kontrol ederler... * Kangren olup olmadıklarından emin olmak için, iş yerlerinden izin alarak doktora giderler... * Arkadaşları "Elin neden sarılı" diye sorduklarında, yiğit bir tavırla, "Lafı bile edilmeyecek kadar ufacık bir kesik" derler... (...Kurban'dan) > Bugünün buluşu > İlk kez biri, elma soyduktan sonra dilimi bıçağın ucuna takarak yanındakine uzattı... (...24.02.1942) > sanatik kritik "-Kraliçe seçildiğimden beri hep savunuyorum; çok konuşmanın, anlatmanın kimseye faydası yok... Benim annemin ve babamın bana kolaylıkla soramadığı şeyleri ben insanlara nasıl anlatırım milyonların önünde..." (...Cansu Dere) > politik kritik "-Irak'ın Cumhurbaşkanı ile konuşmayalım, öbürüyle konuşmayalım... O zaman ne olacak?... İnsanlar düşmanlarıyla bile konuşur... Iraklıları düşman olarak görmüyoruz, yanlış yapıyorlarsa yüzlerine söyler, düzeltiriz..." (...Abdullah Gül) > sportik kritik "-F.Bahçe bu kadar yatırımla eleniyorsa, Zico'nun hesap vermesi gerekir... Size 10 puanlık soru... F.Bahçe seyircisi ile Zico arasında ne fark var?... Cevap: Birisi para vererek takımını izliyor, öbürü üstüne para alarak..." (...Erman Toroğlu) > beğenildi diye "filmlerden güzel sözler-2": "-beni olduğum gibi kabul et... ancak o zaman birbirimizi anlayabiliriz - guido..." "-hayatta yaptıklarımız, sonsuzlukta yankılanır - gladiator - Gladyator..." "-konu duygular olduğunda, büyük kahramanlar bile aptalca davranabilirler - crouching tiger hidden dragon..." "-o mükemmel değil... sen de mükemmel değilsin... asıl soru birbiriniz için mükemmel olup olmadığınız - good will hunting..." "-biriyle tanıştığınızda ilk önce farklılıklarınızı görürsünüz ama zaman geçtikçe benzerlikleri fark etmeye başlarsınız... sanırım tüm dostluklar böyle başlar - california...) "-gözlerinizi kapattığınız zaman dünya yok olmuyor öyle değil mi - memento...

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.