
...Keşke çocuklarımıza;
-Duyguların, özellikle kötü olanlarının sadece gelip giden duygular olduğunu ve bu duyguların izlenip, isimleriyle çağrılıp serbest bırakılabileceklerini...
-Kendini kötü ve yaralanmış hissettiğinde rahatsızlık veren duyguların derin nefes almak gibi basit yöntemlerle yatıştırılabileceğini...
-Kızgınlık, hayal kırıklığı ve hüzün duygularıyla ilgili, onları anlamalarına yardım edecek insanlarla güvenli bir şekilde konuşulabileceklerini... Korkuların sıkıntı dolu mideleri ve midelerinde megafonları olan fareler olduğunu...
-Bazen öğrenmenin hata yapmayı içerdiğini... Hata yapmanın normal olduğunu ve hatalardan öğrenmeyi seçebileceklerini...
-Sorumluluk almanın ve yaptıkları hatayı düzeltmenin öz güvenlerini arttıran en büyük itici güç olduğunu...
-Yapıcı eleştirilerin bir dahaki sefere daha iyi olabilmek için dinlenebileceğini... Problemleri çözen insanları sevmeyi seçecebileceklerini ve hoşlanmadıkları durumları halının altına süpürmemelerini...
-Başarısızlığın hayatın bir parçası olduğunu ve ayağa kalkmak ve tekrar denemek için gösterilecek kararlılığın, başarısızlıkla başa çıkmak için faydalı bir yöntem olduğunu...
-Başarısız olunca kendi kendine yapılan negatif diyaloğun durdurulabileceğini... Sadece vazgeçince ve kendini "başarısız" olarak tanımlayarak başarısızlığın onları aşağıya çekmesine izin verince başarısız olunduğunu...
-Dünyaya iyimserlik gözlüklerinin arkasından bakılabileceğini... Bazı şeylerin değiştirebileceğini ve bazı şeyleri sadece kabul etmesi gerektiğini...
-Büyüklerin kendi acılarından sorumlu olduklarını... Başkalarının negatif duygularını almalarına gerek olmadığını...
-Çocukların çocuk olması gerektiğini... Başkalarının canını acıtan veya bağımlılıklara takılıp kalmış büyüklere bakmak zorunda olmadıklarını...
-Dünyada kendileri ile ilgili iyi hisetmeyenler olduğunu ve bunların kötü etiketler kullandığını...
-Hayatta karmaşanın kaçınılmaz olduğunu... Bu karmaşa ile yüzleşmenin ve tehditlerin adilane bir mücadele ve çeşitli problem çözme teknikleri ile halledilebileceğini...
-Kızgınlığın reddinin hayatı mutsuz kılan bir savunma mekanizması olduğunu... Kızgınlığın normal bir insani duygu olduğunu ve uygun bir şekilde ifade edilebileceğini...
-Karanlık yönlerinin insan olmanın bir parçası olduğunu ve reddedip onlara karşı kürek çekmektense anlaşılmaları ve dönüştürülmeleri gerektiğini...
-Başkalarının karanlık taraflarına karşı empati göstermeyi öğrenirken, onları kaba davranışlarından sorumlu tutmaları gerektiğini...
...öğretebilseydik
(...Lynne N.)
temel'in yeri
TEMEL: Tüh kırmızı ışıkta geçtik, hata yaptım...
DURSUN: Üzülme baba, peşimizdeki polisler de aynısını yaptı...
...
TRAFİK POLİSİ: Beyefendi hız sınırını aştınız, radara yakalandınız...
TEMEL: Helal olsun radara... Bu kadar hızlı gitmeme rağmen beni yakaladı ha...
...
HIRSIZ TEMEL: Hay Allah ne çabuk haber alıp beni yakaladınız...
POLİS: Biz yakalamadık... Burası zaten polis karakolu...
...
POLİS: Azami hızın 50 kilometre olduğunu gösteren levhayı görmedin mi?...
TEMEL: Ne yani; saatte 180'le giderken bir de yazı okumamı beklemiyorsun herhalde...
itiraf reyonu
(omer.soztutan@tg.com.tr itiraf edin, rezil edelim...)
(...isim: melih ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi yedi)
Posta kutsundan bizim telefon faturası diye tanımadığım etmediğim, bizim orada bile olmayan, yanlışlıkla bizim posta kutusuna konan adamın telefon faturasını yatırdım...
Eşimle çok güldük ama 100 küsur milyonun üstüne bir bardak da su içtik...
söz der ki
"-Gerçek körlük; kalbin bulanık görmeye başlamasıyla başlar..."
(...Kendi ettiğine şaşırdığı müthiş S.Ö.Z.'leri)
bizimkiler
Antrenman için Samandıra'ya giden Ali anlatıyor;
İdman bittikten sonra Kadıköy'e gidip biraz turlayayım dedim...
Otobüste kulaklıklarımı takmış radyo dinlerken birden yanağıma bir şey sürttü...
Dalgınlıkla böcek sandım ve korkudan kendime bir tokat yapıştırdım...
Sonra sürten şeyin kulaklığın kablosu olduğunu anladım ama iş işten geçmişti...
O sesli tokattan sonra otobüstekiler bir başka bakmaya başladı...
İğnelik
> SUYU ÇIKTI
Kısmaca yok sesini,
Baskılarla kimsenin...
Verecektir dersini,
Reyle vatandaş senin!
Şaşarım inâdına,
Yapılanı yıkanın...
Türk milleti adına,
Söz sandıktan çıkanın!
Suyu çıkmıştır gâyet,
Darbe denen illetin...
Bilâkaydüşart evet,
Hâkimiyet milletin!..
Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr
