Hayatı kucaklamak...

A -
A +

Michael herkesin imrendiği biriydi... Her zaman neşeliydi ve çevresine hep olumlu şeyler söylerdi... Birisi ona nasıl olduğunu sorduğunda: "Daha iyi olamazdım" diye cevaplardı... Doğal bir motivatördü... Eğer çalışanlardan birisi işyerinde kötü bir gün geçirmişse, Michael, ona, durumun olumlu taraflarına bakmasını söylerdi... Michael'in bu tarzı beni çok meraklandırdı, ve bir gün Michael'a gidip sordum: "-Anlamıyorum... Her zaman nasıl bu kadar pozitif biri olabiliyorsun?... Bunu nasıl yapıyorsun?..." Michael cevapladı: "-Her sabah kalktığımda kendime diyorum ki: 'Bu gün iki seçeneğin var: ya iyi bir ruh halinde olabilirsin, ya da kötü bir ruh halinde, seçimini yap'... Ben de iyi bir ruh halinde olmayı tercih ediyorum. Kötü bir şey olduğunda, ya kendimi kurban olarak görebilirim ya da bu durumdan bir şey öğrenebilirim. Ben de bir şey öğrenmeyi tercih ediyorum. Ne zaman birisi bana derdini anlatsa, onu sadece dinleyebilir, ya da hayatin olumlu taraflarını gösterebilirim. Ben de ikincisini tercih ediyorum..." İtiraz ettim: -Hayır bu kadar da basit değil... "Evet bu kadar basit" diye cevapladı ve devam etti: "-Hayat seçeneklerden ibarettir... Gereksiz ayrıntıları bir kenara bıraktığında her durumun bir seçenek olduğunu görürsün. Olaylara nasıl tepki vereceğini sen seçersin... İnsanların senin ruh halini nasıl etkileyeceğini kendin seçersin... Nasıl bir ruh hali içinde olacağını kendin seçersin... Hayatını nasıl yaşayacağın da senin seçimine bağlıdır..." Michael'in söyledikleri üzerinde uzun uzun düşündüm... Bir süre sonra kendi işime başlamak için işyerinden ayrıldım... Birbirimizle teması kaybettik, fakat hayat hakkında bir seçim yapacağım sırada sık sık onu ve hayata bakış şeklini düşündüm... Bir kaç yıl sonra, Michael'in ciddi bir iş kazası geçirdiğini duydum... 18 saatlik bir ameliyat ve yoğun bakımdan sonra, Michael sırtına yerleştirilmiş demir çubuklarla hastaneden taburcu edilmişti... Kazadan 6 ay sonra Michael'ı gördüm... Kendini nasıl hissettiğini sorduğumda, "Daha iyi olamazdım, yara izlerimi görmek ister miydin" diye şakayla karışık cevapladı... Teklifini reddettim, ama kaza esnasında beyninden neler geçtiğini kendisine sordum; "-İlk yardım görevlileri bana sürekli düzeleceğimi söylediler... Fakat hastaneye getirildiğimde, doktorların, hemşirelerin yüzlerindeki ifadeyi görünce gerçekten korktum... Gözleri adeta benim öldüğümü haykırıyordu... O anda bir şeyler yapmam gerektiğini anladım..." "Ne yaptın" diye sordum, Michael devam etti: "-İri cüsseli bir bayan hemşire bana sürekli sorular soruyordu... Benim herhangi bir şeye karşı alerjik olup olmadığı mı sordu... 'Evet, yerçekimine karşı alerjim var' diye bağırdım. Gülüşmeleri üzerine onlara dedim ki; 'Beni ölü biri gibi değil canlı birisi gibi ameliyat edin..." Michael hem doktorlarının yeteneği, hem de inanılmaz tavrı sayesinde tehlikeyi atlattı... Her gün hayatı dolu dolu yaşamak için seçme hakkımız olduğunu ondan öğrendim... Hayata olan tavır ve bakış açımız her şeydir... Bu nedenle yarın için üzülmeyin, bırakın yarın kendisi için üzülsün... Her geçen günün kendine yetecek kadar derdi vardır... Kaldı ki, bugün, dün kaygılandığınız yarındır... (...Pazar hikayesi Dr. Spencer Johnson'dan) > Kadınlar & Erkekler Bayan muhasebeciyle evlenen koca, bir gün karısına demiş ki; -Karıcığım, bak evleneli bir sene oldu artık bir bebeğimiz olsun istiyorum, ne dersin?... "-Haklısın ama şimdi bir bebeğimiz olmasına karar verirsek dur bakayım doğum ne zamana denk gelir?... Olmaz kesinlikle olmaz... Doğum Aralık'ta olursa mahvolurum defter tasdikleri var... Mutlaka büroda olmam lazım..." -O zaman bir dahaki ay nasıl?.. "-Ya öğrenemedin şu işi bir türlü... Doğum Ocak olursa yandım demektir... Tam bu yılın hesaplarını kapatma dönemi, bir de üç aylık muhtasarlar deli misin?..." -E sonraki ay?... "-Yok olmaz, geçici vergi dönemi..." -Doğum Mart'ta olsa... "-Olllduuu... Tam gelir vergisi döneminde dokuz doğururken bir de çocuk doğururuz on olur değil mi?..." -E Nisan?... "-Kurumlar Vergisi-üç aylık muhtasar..." -Yavv Mayıs?... "-Yine tutturamadın, geçici vergiler var yine..." -Haziran 'da doğum yaparsan peki?... "-Bak o olabilir işte ama Temmuz da tam bebeğin en önemli bakım zamanlarına yine muhtasar dönemi denk geliyor..." -Tamamm yaaa anlaşıldı. Bizim çocuk sahibi olmamız imkânsız!.. > Tebeşir Tozu... "-Mumlar pastadan daha pahalı olmaya başladıklarında, yaşlandığını anlarsın..." (...Bob Hope) > Taşlamalar... Haşlamalar... beş kasım pazarı altı kasım'a bağlayan gece "ö-lüm" ne acı bir hece... ... pare pare bulutlar güvercin kanadına yüklenen umutlar pare pare... ... beş kasım pazarı altı kasım'a bağlayan gece ecevit mavisi göklere güvercin uçuverdi ne çare... (osman.yavuz.inal) > S.Ö.Z. der ki; "-Ölenin düşmanı olmaz... Yaşarken ölü olduğunu düşünenin de..." (...Düşene vurulmaz konulu müthiş S.Ö.Z.leri) > Temel'in yeri...Temel, Fadime'yi istemiş ama ailesi kabul etmemiş... Son çare olarak kaçırmış... Fadime'nin ailesi, kızlarının gönüllü kaçtığını bildikleri halde Temel'i mahkemeye vermiş... Olayın içeriğini öğrenmek isteyen hakim, mahkemede Fadime'ye sormuş: -Kızım söyle bakalım. Sen rızanla mı kaçtın?... -Yok hakim bey; Rıza'yla değil, Temel'le kaçtım... Temel okuma gözlüğü almak için gözlükçüye gitmiş... Bütün okuma gözlüklerini teker teker takıp çıkarmış fakat önündeki gazeteyi bir türlü okuyamamış... Gözlükçü sormuş; "-Gerçekten okuma yazma bildiğinizden emin misiniz?..." Temel kafasını kaldırmış; -Yoksa şart mıdır?.. > Bugünün buluşu> İlk kez bir duygusal-komedi filmine, "sıcacık bir film" yorumu yapıldı... (...12.11.1981- Fatih Güney'den) Bizimkiler İhlas Yuva'daki teyzelerden biri deprem tatbikatı olduğunu söyleyen oğlunu uyarıyor; "-Aman evladım bugün gitme, başına bir şey gelir..." *** Sabah hasta ziyaretine giden Ahmet Abi, akşama ancak dönebildi... Sebebi Cerrahpaşa'daki hastayı, Çapa'da aramak... *** 10 Kasım törenlerinin sayfasını hazırlayan Talip'in sayfa numarası koyarken yönelttiği soru; "-Yarın ayın kaçı beyler?..." >> Hayata dair... Bütün mesele hazır olmakta... Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin... Şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa bugün olmaz... Bütün mesele hazır olmakta... Madem hiçbir insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış, erken bırakmış ne çıkar, ne olacaksa olsun... (...William Shakespeare) > sanatik kritik "-Zirvede olmak daha çok göz önünde olmayı gerektiriyor... Saygınlık ve içtenlikle işlerimi yapıyorum... Halk ve medya zaten iyi yapılan işi takdir ediyor ve gereken saygıyı gösteriyor...Yıllardır söylüyorum, yine söyleyeceğim; zirvede oksijen azdır..." (...Peker Açıkalın) > politik kritik "-Sayın Kültür Bakanı Atilla Koç da bu vergiye karşı olduğunu söyledi... Bana 'Uykularımı kaçırıyor' diye dert yandı... İyi ya Atilla Bey dedim, bu sayede meşhur uyku hastalığınızdan kurtulursunuz..." (...Tayyip Erdoğan) > sportik kritik "-Yeni dönem için güçlü bir yönetim kurulu oluşması gerektiğinin farkındayız... Adaylar proje ve hedeflerle ortaya çıkmak zorunda... Yoksa takımın durumuna göre aday olmak, matem evinde düğün yapmaya benziyor. Bu takım hepimizin..." (...Yıldırım Demirören) > guinnes'e giren türk rekorları (gerçek): / adana'da güney rotary kulübü'ne tarafından gerçekleşen en uzun çamaşır ipi (33081 metre) üzerine 42300 parça çamaşırın asılması / türk hava kurumu tarafından eskişehir inönü'de organize edilen ve hakan zengin tarafından gerçekleştirilen bir paraşüt atlayışında açılan 433 metrekare büyüklüğündeki dünyanın en büyük bayrağı... / ilker yılmaz tarafından istanbul armada oteli'nde gerçekleştirilen burnundan aldığı sütü gözünden dışarı doğru 2, 795 metre uzağa fışkırtma... / akdeniz üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bir organizasyonda aynı anda 1983 öğrencinin "dünya barışı" için balon patlatma rekoru... / en fazla sayıda yazılan film senaryosu, safa önal'ın yazdığı 375 senaryonun filme çevrilmesi... / iskenderun - arsuz belediyesi'nce organize edilen ethem yavuz ve 5 arkadaşının oluşturduğu orkestra tarafından verilen en uzun süren konser ( 44 saat + 20 dakika)... / pilot üsteğmen gazali peltek'in (I. komando tugay komutanlığı, kayseri) paraşütle atlarken ( 513,375 metrekare alana sahip Türk bayrağını gökte dalgalandırması... / 2300 kg ağırlığında dünyanın en büyük döner kebabı, eyüp solmaz, bursa...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.