-Çok yalnızım Siri, ne yapmam lazım?...
"-Steinbeck'in de dediği gibi 'bütün güzel ve kıymetli şeyler yalnızdır'... Anlaşılan her şey yolunda..."
...
-Siri hangi takımı tutuyorsun?...
"-Hep birlikte geçinip gidemez miyiz?..."
...
-Siri hiç âşık oldun mu?...
"-Aşk gibi karmaşık insan duyguları belirsiz aşırı yük hataları oluşturuyor..."
...
-Benimle konuş Siri, bana bir şey bulma...
"-Kullanıcı etkileşimiyle tetiklenen elektronik konuşma haricinde konuşmayı pek sevmem ben..."
...
-Beni seviyor musun Siri?...
"-Aşkı çok yanlış yerlerde arıyorsun..."
...
-Siri bana fıkra anlat?...
"-Bir iPhone, bir iPad ve Temel uçakta seyahat ederken yardımcı pilot yanlarına gelmiş... Gerisini unuttum..."
...
-Siri benimle evlenir misin?...
"-Son kullanıcı lisans sözleşmem evliliği kapsamıyor... Kusura bakma..."
...
-Sen de benden nefret ediyor musun Siri?...
"-Senden nasıl nefret edebilirim?... Beni her yere yanında götürüyorsun..."
...
-Ne yapıyorsun Siri?...
"-Işık hızında biraz yolculuk ediyorum... Çok eğlenceli ama uzak galaksilerde yol uzadıkça uzuyor..."
Öğrendim ki; "-Çok sık değişenle çok uzağa gidilmezmiş..."
İtirafım var
(...isim: hatice... yaş: yok ...isim: hiç yok)
1990'lı yıllar cep telefonu yok. Babam işten yorgun argın geldi, anneme dedi ki: "Hanım bugün kütük kaldırdım belim ağrıyor, hadi eczaneden ilaç alıp gelelim"...
Onlar sakince arabaya binip gittiler ama ben evde yalnız kalınca senaryo kurdum... Kurduğum senaryoya da bir güzel inandım...
Hemen ev telefonla teyzemlerin evini aradım.
Eniştem çıktı telefona, ona heyecanla babamın beline ağaç düştüğünü söyledim.
Çok korktu, panikle telefonu kapatırken "Biz acile gidelim" dedi...
Tabii onlar da tüm akrabaları aramış korku ile herkes soluğu hastanede almışlar....
Acilden "Öyle beli arızalı biri hiç gelmedi" dediklerinde evimize koştular...
Bir yandan feryadı figan ediyorlar, diğer yandan panikle "Ne oldu sana" deyince babam şoke oldu...
Tabii olay ortaya çıkınca bana çok kızdı...
"Nasıl bu kadar insanı aldattın" dedi...
Ama çocukluk işte, önce hayal kurdum, sonra inandım, biraz da abarttım...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
Temel bir gün...
Zengin Dursun ve fakir Temel'in evlilik yıl dönümleri aynı günmüş...
Fakir Temel sormuş Dursun'a "Eşine ne aldın" diye...
"-Bir tane elmas taşlı yüzük, bir de son model araba aldım..."
Temel tekrar sormuş: Neden 2 tane hediye aldın ki?...
-Eğer yüzüğü beğenmezse, arabayla gene mutlu olabilsin diye... Peki sen ne aldın?...
"-Bir çift terlik, bir de otobüs bileti" demiş fakir Temel...
"-Tatil bileti haa" demiş Dursun;
"-Fena fikir değilmiş..."
-Yok... Eğer terliği beğenmezse, defolsun gitsin diye...
Nostalji...
Muhalefet yapmaktan bıkmış Kemal Bey, son başarısızlığının ardından Almanya'da yaşamaya karar vermiş...
Vize işlemlerinde görevli sormuş;
"-Neden Almanya'ya gitmek istiyorsun?..."
-Sıkıldım artık, kimse beni anlamıyor...
"-Ne iş yapıyorsun sen?..."
-Ana muhalefet lideriyim...
"-Ee birader senin işin Almanya'dan iyi... Ne yapacaksın Almanya'da?..."
Anılar
"-Anı tatlı da acı da olsa her zaman ızdırap verir insana...
Belki başkası öyle değildir, ben duyarım bu ızdırabı...
Ama tatlıdır bu ızdırap...
Kalp acı çekmeye, ezilmeye, sıkışmaya, kederlenmeye başladığında anılar onu, gündüzün sıcağında kavrulmuş cılız, zavallı bir çiçeği akşam serinliğinde çiy tanelerinin canlandırdığı gibi canlandırır..."
(...Dostoyevski)
Ana Kumanda
(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
ERTEM ŞENER: Sizin de acımasız kartlarınız vardı hocam...
AHMET ÇAKAR: Var... Osmanlı İmparatorluğu'nun ve Türkiye Cumhuriyeti'nin en beyefendi futbolcusu Ergün Penbe... Ama ben kendisine kırmızı kart göstermiştim...
Krampon
AZİZ Yıldırım maça çıkıp çıkmayacaklarını yumuşak bir dille anlattı; "Çıkmiycaam çıkmiycam... Fener benim değil mi çıkmiycam... Imh ımh..."
...
K.PAŞA yardımcı teknik direktörü Cenk Özcan: "Rakibi asla küçümsemiyoruz..."
...
SÜPER Lig futbolcularını ağırlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kaptan Emre Belözoğlu'na ve işaret parmağına uyarılarda bulundu...