(isim: fatih günaydın... şehir: ordu... yaş: yirmiüç...) Lise yıllarımda bir gün arkadaşımın evine gitmiştik, biraz ders çalıştıktan sonra aklımıza bir şey gelmişti... Evlerinin üst dairesinde arkadaşımın dayısı oturuyordu... "Şu anda üst katta kim var" dedim, sadece anneannesi olduğunu söyledi... Telefonun başına geçtik ve üst katı aradık... Telefona yaşlı teyzem çıktı, dedim ki; "-Teyze biz Telekom'dan arıyoruz ve civardaki telefon kablolarına yağlama yapıyoruz... Sen en iyisi telefonon altına tepsi gibi bir şey koy, yoksa evi hep yağ basar..." Teyze; "Tamam evladım bilgi verdiğin için Allah razı olsun" dedi... On dakika sonra arkadaşımla yukarıya çıktık ve teyzem aynen dediğimiz gibi telefonun altına derince bir tepsi koymuştu... (isim: şenol ünal... şehir: yok... yaş: yok...) Geçenlerde eşimle birlikte çarşıyı geziyoruz... Eşim benim elim diye yakınımda bulunan yaşlı bayanın elini tutuyor... Bana da dönmüş diyor ki; "-Şenol... Elin ne kadar yumuşak..." (isim: burhan çağlar... şehir: istanbul... yaş: onsekiz...) Geçen gün okula yeni bir edebiyat öğretmeni tayin oldu, Niğde'den gelmiş... Ben hemen öğretmenin gözüne girmek için parmak kaldırdım; "-Hocam Niğde Merkez Camii'ni biliyor musunuz" dedim... "-Evet ben onun hemen arkasındaki okulda öğretmenlik yapıyordum" dedi... "-Benim dayım o caminin hemen arkasında oturuyordu, belki tanırsınız" deyip kafadan bir isim uydurdum... Öğretmen tanımadığını söyledi tabii ki (Allah'tan yani..) Şimdi itiraf ediyorum; ne Niğde'de dayım var ne Niğde'ye gittim, nasıl olsa her ilde bir Merkez Camii vardır diye Niğde Merkez Camii diye söyleyiverdim... Bu arada "Hoca okumaz inşallah", eğer okursa Atasoy Uğursuz hocaya saygılar... Ebru Akel'in son sözleri... "-Evet şimdi de bu dört programın birincilerinin yarışacağı, Şampiyonlar Ligi değerindeki..." (Yeni bir tevizyon programı uydururken...) "-Rahşan Hanım, sizin sözleriniz de en az Semra Hanım'ınki kadar yankı yaptı..." (Programın içeriğini bilmeden katılan Rahşan Ecevit'i ağırlarken) "-Önümüzdeki dönem sözleşmemi, kaynana sayısı üzerinden yapmak istiyorum..." (Yeni bir teklifle televizyon yönetimine gidince...) "-Sevgilim anne ve babacım... Şu an kapıdan içeriye giren kişi, müstakbel damadınız Ferit... Gel Ferit..." (Kendisini istemeye gelen kafileyi karşılarken...) bizimkiler 2005'in ilk bombasını Serdar yaptı... 2 lira çekmek için gittiği bankamatikten 2 bin lirayı söke söke aldı... İki gündür yanlışlığı düzeltmek için uğraşıyor... (Bknz. - Serdar: Ehliyet sınavına en çok giren arkadaşımız...) Bizim okuyucular da bir âlem... Geçen Ahmet diye biri geldi... "Abi" dedi; "-Gündemi iyi takip ettiğim için okuldan beni görevlendirdiler... Bu Semra Hanım diye bir kadın varmış... Bu konuda kimden bilgi alabilirim?..." YTL'ye uyum sorununu konuşurken Dündar Abi, "Ben bir yolunu buldum, kafam rahat" dedi; "-31 Aralık'a kadar eski paraların hepsini harcadım..." diyAlog... (TGRT - Futbol Zamanı...) BÜLENT ÜLGEN : Dindane'nin Fenerbahçe'ye gelmesi nasıl olur sayın Şen?... ALİ ŞEN: İyi olmaz... Dindane'ye Dürdane derler burada... (NTV - 2004'ün En Acayip Şeyleri...) KADİR ÇÖPDEMİR: Seren Serengil'in dudağından üç tane fukara dudağı çıkar... (SHOW TV - Sabah Yıldızları...) AYDIN: Sizin buradan bir mesajınız var mı?... STÜDYO KONUĞU: Lütfen... Yalvarıyorum Caner'le Tülin'i rahat bıraksınlar... sanatik kritik "-Bizim toplum Yeşilçam filmlerindeki gazozuna ilaç atılmış genç kız gibi; dizilerle, haberlerle, Semra Hanım'la uyutuluyor..." (Ünsal Oskay) politik kritik "-Bizde askerlik yapmayana iş de, kız da vermiyorlar... O yüzden askerlik dönemi, genç işsizlerin sayısını yüksek gösteriyor..." (Ali Babacan) sportik kritik "-Hem şike yapacak kadar şerefsiz biri değilim... Hem de beni suçlayanların hayali almayacak kadar çok param ve malım var..." (Oscar Cordoba) S.Ö.Z. der ki; "-Cihazların gücünü hafife almayın... Bazen bir bankamatik, Başbakan'a muhalefetten fazla direnebilir..." (YTL tanıtımı için Ziraat Bankası'ndan para çekmeye çalışan Erdoğan'ı izlerken söylediği müthiş söz...) Bugünün buluşu İlk kez birden gitmek için hazırlanan misafire, "Zengin kalkışı yaptın" denildi... (04.01.1961 - Fatih Erdoğan'dan...) Tebeşir Tozu... "-Tembellik insanı öyle sarar ve etkiler ki; çalışan bir insanın, tembelliğin kurbanı olmuş bir kişiden daha çok dinlenme zamanı vardır..." (Edmund Burke) Şifa Yemek Öğle Menüsü Ezogelin Çorba... Yumurtalı Ispanak... Soslu Fiyonk Makarna... Yoğurt...