OS - 2866 Tuşları gıdıklayın! * TURKCELL, VodaFone VE AVEA'dan; "OS" yazıp boşluk bıraktıktan sonra mesajınızı yazıyorsunuz, "2866"ya gönderiyorsunuz... Çok bir şey değil; "2 SMS / 4 KONTÖR"... > SMS BÜLTENİ... * Liemem, seni çok seviyorum, Vagabond... (...~) * Abi Beşiktaş bu hafta galip gelirse gerçekten Fener çekilecek mi?... Eğer öyleyse bütün Türkiye bu hafta Beşiktaşlıyız... Yaşasın Beşiktaş... Haydi bre pehlivanlar bitirin işi... (...~) * Bu seçimi isteyenlerle bir kere daha sandıkta görüşürüz... Sen üzülme... (...~) * Yılmaz kendime iki tane yaşlı teyze istiyorum... Nasılım?... (...~) * Ben Bafra'dan İsa, 30-35 yaşırdayım... Gazi Paşa'da saatçi dükkanım var, bekarım... (...~) > itiraf reyonu... (...isim: kib ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor) Olay lise yıllarında geçiyor... Sınıfta gazete, poşet kağıt filan toplamış maç yapıyoruz... Topumuz bizim Burak'ın önüne geldi, o da muhteşem bir vuruşla hem topu tavana kadar uçurdu, hem de ayakkabısını... Tabii bu arada ayakkabı topumuz kadar insaflı olmadı tavana çarparken taban deseniyle birlikte numarasını da bıraktı... Burak bayağı korktu, çünkü hocalar ve özellikle de müdür görse değil sınıfın boya parası, tüm okulun boya parasını ister çocuktan... Neyse ben o zamanlar arkadaşı derslerde bayağı tehdit etmiş, terletmiştim söyleyeceğim diye... O zamanlar acıdım ama şimdi söylüyorum... Büyük ihtimal müdür şimdi bile okusa bu yazıyı gider alır Burak'tan parayı... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) > Tuzaktan Kumanda... ŞANSAL BÜYÜKA: Hocam geçen sene onlar karşı çıkmıyor muydu bu hakeme... ERMAN TOROĞLU: Evet Şansal, ben de burada dedim ki ararsınız... ŞANSAL BÜYÜKA: Hatta burada sen söyledin... ERMAN TOROĞLU: Körün gözü badem olurmuş Şansal... > Tebeşir Tozu... "-Deha, satışa çıkarılan ürünün üstüne konulan markadır..." (...Jack London) > Bizimkiler... İhlas Fuar'dan Nazan Hanım ameliyat oldu... Ameliyattan bir önceki gün tedarik edilen kanların yetmediği ve iki ünite daha kana ihtiyaç olduğu söylenmiş... Kendisi fanatik Fenerbahçeli, kardeşiyle babası hasta Beşiktaşlı... İkisi Çapa Kızılay Kan Merkezi'ne gitmişler ve kardeşi Beşiktaş Çarşı Gurubu'nun kan bağışladığını öğrenmiş... Orayı birbirine katmış ve Çarşı'nın verdiği kanlardan iki ünitesini alıp hastaneye götürmüş... Kan torbasının üzerinde de "B + pozitif - BJK Çarşı Gurubu'nun Fenerbahçelilere bağışladığı kandır" diye yazıyor... Ve sonuç; Nazan Hanım'ın damarlarında Beşiktaş kanı dolaşması ve narkozun etkisi geçtikten sonra "Beşiktaş sen bizim her şeyimizsin" diye uyanması... > Temel'in yeri... Temel müdürüne gitmiş; "-Evde boya var... Fadime'ye yardım etmem için bana izin verir misiniz?..." -Veremem... "-Sağolun bana uygun bir çözüm bulacağunuzı biliyordum..." *** Temel, yolda giderken Dursun'a rastlamış; "-Önümüzdeki ay okyanusa balık avlamaya gidiyorum..." -Ben seni hamsi avlar biliyordum?... "-Doğrudur... Ama son günlerde gözlerim pek iyi görmüyor..." *** Avukat Temel mahkemede, adam öldüren müvekkilini müdafaa ediyor; "-Müvekkilim suçsuzdur... Kaza ile oldu hakim bey..." -Kaza olur mu, beş kurşun sıkmış... "-Efendim müvekkilimin kulağı az işitiyor..." *** Temel doktorun karşısındaki koltuğa oturmuş... "-Durum çok kötü doktor bey, bir dakika önce olan her şeyi unutuveriyorum..." -Peki niçin hatırlamaya çalışmıyorsun?... "-Neyi?..." > Bir yaş daha büyütenler Yapılan araştırmaların gösteriyor ki: Çok zeki olmayabilirsiniz ama hâlâ zengin olma şansınız var... Amerika'da yapılan incelemelere göre düşük IQ'ya sahip kişilerin de zeki kişiler kadar zengin olduğu saptandı... Ohio Eyalet Üniversitesi İnsani Araştırma Merkezi'nden ekonomist Jay Zagorsky, araştırmanın sonuçları gösteriyor ki zengin olmak için ne kadar zeki doğduğunuzun öneminin olmadığını söyledi. > Ayaküstü... "Cumhuriyete Sahip Çık" mitingindeki fotoğraflar çok şey anlatıyordu... Güldürürken düşündüren enstantane bunlar olsa gerek... Türk bayrağıyla Çağlayan'a koşan zencinin elinde, "Cumhuriyetine Sahip Çık" pankartı vardı... Cumhuriyeti belli olmayan herkesin bir Cumhuriyet sevdası var ki; sormayın... > Bugünün buluşu > Yemek yiyen biri; bir elindeki kürdanla dişini karıştırırken, diğer elini ağzına siper etti... (...1.05.1974) > Sizinkiler... Annem, "Yemeğe gelecek misin" diye sordu... "Arkadaşlarla Ziya'ya gideceğiz" dedim... Birkaç gün sonra aynı diyalog tekrarlanınca annem; "-Kızım ne böyle hep Ziya'ya gidiyorsunuz ayıp... Bu akşam da çağırın Ziya Bey bize gelsin..." (...esra_yılmaz) *** Polis çevirmesinde görevli memur rica ediyor: "-Lütfen arabadan inin, sizi arayacağız..." Kuzenim cevap veriyor: "-Siz numarınızı bırakın ben sizi ararım..." (...engerek_lee) > Kadınlar & Erkekler (...Günün evlilik yorumu) Çalışan erkek ile ev kadını olan karısı; kalem ile kalemtıraş gibidir... Çalışıp yıpranan erkek, kadının yanına dönünce kendini yenilenmiş tazelenmiş hisseder... Ama bir yandan da o fark etmeden kadının hayatını yer bitirir... (...Tuğba_T.'den) > MMMR'ın duvarı.. Benim demokrasim, senin demokrasinden daha demokratiktir... > sanatik kritik "-Erkek kendini erkek gibi hissetmek ister. Güçlü ve ünlü bir kadınsan bu birçok insana önce cazip gelir ama narkozun etkisi geçince gerçekler ortaya çıkıyor. Bir restorana gidiyorsunuz Hande Hanım hoşgeldiniz diyorlar ve kompleks yapma durumu başlıyor..." (...Hande Ataizi) > politik kritik "-Bugüne kadar oluşmayan bir tablo bugün oluşmuş, Tandoğan ve Çağlayan'da halk tehlikeye karşı tavrını koymuştur. Bu halkın tavrı kilidi çözecek anahtardır. Bu yeni bir Türkiye'nin şekillenmekte olduğunun göstergesidir. Yeni bir siyasi zemin şekilleniyor..." (...Deniz Baykal) > sportik kritik "-Takımda anlaşılmaz bir biçimde rahatlama başgösterdi. 2-1'den sonra ise tanınmaz haldeydik. Futbolda hiçbir zaman rahatlama olmaz. Boks maçı gibi skorda önde olduğunuzda kazanmış sayılmazsınız. Bir anda rakip darbeyi vurur ve nakavt olabilirsiniz..." (...Arthur Zico) > S.Ö.Z. der ki; "-Fotoğraf makinesi en az sahibini çeker..."(...Sadece müthiş S.Ö.Z.leri) > yok yarın okurum... yok daha sonra okurum... yok önümüzdeki hafta okurum... yok başkasına okuturum... ne de olsa aynılarını bir daha yazar... devlet dairesinde işim var, şimdilik dursun... bugün faturaların son günü... gazete burada, kaybolacak değil ya... gibi dedenler müessesemizde geçerli değildir... sabah kalkılacak... kapıdan gazete alınacak... ve ilk on dakika içinde okunacak... yazmaya başladığımın beşinci gününde biri, "abi izinden ne zaman dönüyorsun" diye mail attı... yapmayın arkadaşlar böyle şeyler... eğer memnun değilseniz söyleyin, biz de boşuna uğraşmayalım... aranızda okuyormuş gibi yapıp, sadece şöyle bir göz gezdirenler de var... maksat dostlar alış verişte görsün... beni önlem almak zorunda bırakmadan adam gibi okuyun, yazı aralarından sorular soracağım... bugün on dakikayı nereye harcamıyoruz ki... yapmayın böyle ama... cık... cık... cık...