İTİRAF REYONU

A -
A +

(...isim: beytullah çolak ...şehir: istanbul ...yaş: hasan'ın dayısı) Canım yeğenim Hasan, seni ne kadar çok sevsem de bu huyunu bütün Türkiye'ye duyurarak rezil ediyorum... Sevgili Ömer Abi ve Türkiye gazetesi okurları; Benim çoraplarını bile çıkarmaya üşenen "Çoraplarımı çıkarmışken banyo yapayım bari" diyen üşengeç mi üşengeç bir yeğenim var... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) HAYATA DAİR -Büyücek bir eseri kaleme almaya girişen kimse kendini hoş tutmalı ve günlük yazacağı kadarını bitirdikten sonra kendine, yazmayı sürdürmesini engellemeyecek her şeyi bahşedebilmelidir. ... -İstiyorsan, yapıp bitirdiğin işten başkalarına söz et, ama çalışma sürdükçe bir yerlerini okuma. Bu yoldan kazanacağın her hoşnutluk çalışma hızını kesecektir. Bu düzene uyulursa zamanla artacak olan kendini anlatma isteği gittikçe, çalışmanın tamamlanmasına yarayan ek bir itici güç olacaktır. ... -Sıradan el araçları kullanmaktan kaçın. İnce eleyip sık dokuyarak belli kâğıtlar, kalem uçları, mürekkeplerde ısrar etmek yararlı olur. Bu araçların lüksü aranmayabilir, ama bolluğu olmazsa olmaz. ... -Kalemini ilhama karşı duyarsız kıl, o zaman mıknatıs gücüyle çekecektir kendisine ilhamı. Aklına gelen bir şeyi yazmakta ne kadar düşünceli bir çekingenlik gösterirsen, o ölçüde gelişip olgunlaşmış biçimde, gelip ellerine düşecektir. Söz düşünceyi fetheder, oysa yazı egemenliğine alır. ... -Bir esere hiçbir zaman, üzerinde bir kere akşamdan gün aydınlanana kadar oturup çalışmadan bitmiş gözüyle bakma. ... -Yazıya geçirmenin evreleri: Düşünce-üslup-yazı. Temize çekmenin anlamı, dikkatin bu sırada artık yazı güzelliğinde toplanmasıdır. Düşünce ilhamı öldürür, üslup düşünceye gem vurur, yazı üslubu ödüllendirir. (...Walter Benjamin) Krampon... > Adnan Polat: "Yönetimi ibra esnasında ret oyu kullananları tespit edeceğiz. Bir daha stada giremeyecekler." ... > Fatih Tekke: "Artık Ankaragücü formasını üzerimden çıkarmak istemiyorum, zaten kafamı zar zor yakasından geçirdim..." > Kendisine muz orta yapan takım arkadaşını ırkçılıkla suçlayan siyahi oyuncu, soyunma odasında gözyaşlarına boğuldu... ... > Şampiyonluk için üzerime düşen neyse yapmaya hazırım diyen Güiza, Faruk Ilgaz Tesisleri'nde garson olarak göreve başladı.... BİR FİLM DİYALOĞU "-Liderlik yetenek değil, sorumluluk sahibi olmakla kazanılır. Kaybetmeden gerçek bir lider olamazsın..." TEMEL'iN YERi Temel, Dursun ve İdris balığa çıkmışlar, aralarında konuşuyorlar; İdris: "Bugün balığa çıkabilmek için karıma bir hafta içinde bütün evi boyayacağıma dair söz verdim..." Dursun: "O da bir şey mi, ben bugün balığa çıkabilmek için karıma 1 hafta içinde bütün elektronik eşyaları yenileyeceğime dair söz verdim..." Temel'den ses çıkmayınca sormuşlar; -Eee?... Sen ne söz verdin bugün balığa çıkabilmek için?... "Valla bir söz vermedim" demiş Temel; "-Sabah kalkınca Fadime'ye 'Balığa mı çıkayım, annemlere mi gideriz' diye sordum... Cevabı kesin ve netti; -Üstünü sıkı giyin, üşürsün..." CEMAL'İN YERİ... Doktor Cemal; üzgün bir ses tonuyla, "Beyefendi korkarım haberler iyi değil" demiş hastasına; "-Test sonuçlarına göre sadece 6 ay ömrünüz kaldı..." Adam bunu duyunca yüzü bembeyaz olmuş... Birkaç dakika hiçbir şey söylemeden öylece koltukta bakakalmış... Daha sonra, "Doktor... Benim ne yazık ki sağlık sigortam yok... Paranızı bu kadar süre içinde ödeyebileceğimi sanmıyorum" demiş... Cemal bunun üzerine "Tamam" demiş, "-Şuna 9 ay diyelim..." KEMAL'İN YERİ Fıkra bu ya; siyasi hayatı diğerleri gibi son bulan Kemal Bey; iş ararken bir ilan görmüş... "Çiftlikte çalışacak işçi aranıyor..." Koşarak gitmiş... Çiftlik sahibi, tepeden tırnağa süzmüş bizimkini, sonra eline bir kürek tutuşturmuş, büyükçe bir ahırın kapısına götürmüş... Günde üç öğün yemek, saati 5 lira karşılığında, ahırdaki gübreyi, 50 metre ilerideki kuyuya taşımasını istemiş... Yatacak yer de vermiş... Umutsuzluktan umuda ulaşan Kemal Bey bir haftalık işi iki günde bitirivermiş... Ahır pırıl pırıl olmuş... Çiftlik sahibi ağzı kulaklarında, bizimkinin çalışmalarından son derece memnun, çiftlikte sürekli iş önermiş... Bizimki, bir daha sokaklara düşmemek için kabul etmiş... Adam, bu sefer onu tavuk çiftliğine götürmüş... Makinenin başına gelmişler, anlatmış olayı; "-Düğmeye bas, yürüyen bant çalışmaya başlar... Önünde iki kutu var, irileri sağ taraftakine, küçükleri sol taraftakine koyup, kutuları bantlayıp, ait oldukları kolilere yerleştireceksin... İş bu kadar basit..." Anlatmış ve gitmiş... Geçmiş bizimki basmış düğmeye, bant hareket etmiş, önüne bir yumurta gelmiş, almış eline, bakmış, bakmış, "İyi mi, kötü mü, büyük mü, küçük mü" diye düşünürken bant akmaya devam etmiş ve yumurtalar, bantın ucundan çöp tenekesine düşmeye başlamış... Çiftlik sahibi tesadüfen gelmiş bakmış, onlarca yumurta boşa gidiyor, bizimki hâlâ elinde bir yumurta düşünüyor... Durdurmuş bantı; "Ne yapıyorsun" demiş kızgınlıkla... Kemal Bey şaşkın şaşkın bakarken adam sormuş; "-Sen eskiden siyasetçi miydin?..." -Evet... Nereden anladınız?... "-Çünkü pislik atmayı çok iyi beceriyorsun ama, iyiyle kötüyü ayırt etmeyi bir türlü beceremiyorsunuz..." söz der ki "-Bugün yapamadığımız şeyler; zamanında yapmadığımız şeylerin eseridir..." (...Altyapıya gereken önemin verilmediğinden yakınırken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.