Kaçırılan fırsatlar...
30 Eylül 2007 01:00
Kaçırılan fırsatlar...
Eşime, 3 yaşındaki kızım Ramanda'ya göz kulak olmayı önerdim...
Böylelikle, o da bir arkadaşıyla dışarıya çıkabilecekti... Ramanda, öteki odada oyuncaklarıyla oynarken, ben de kendi işlerimi yapacaktım...
İlk önce sorun yoktu... Biraz sonra sessizlik dikkatimi çekti, "Ramanda, ne yapıyorsun" diye seslendim... Cevap alamadım...
Sorumu tekrarladım. "Hiçbir şey" dediğini duydum... Hiçbir şey?.. Hiçbir şey de ne demekti...
...
Masamdan kalktım ve oturma odasına koştum...
Ramanda o anda hole doğru fırladı... Merdivenlerden çıkarken arkasından gittim... Hemen yatak odasına girdi...
Aradaki mesafeyi kapatmıştım... Oradan banyoya geçti... Onu köşede yakaladım... Yanıma gelmesini söyledim... Reddetti... Otoriter baba sesimi takındım,
"Küçük bayan, sana buraya gelmeni söylüyorum..."
Yavaş yavaş yanıma doğru geldi... Elinde eşimin yeni rujundan kalanlar vardı... Yüzünün her karesi parlak kırmızı renge boyanmıştı (Dudakları hariç)...
...
O korku dolu gözler, titreyen dudaklarla bana bakarken, benim kulağımda çocukken bana söylenenler çınlıyordu;
"Bunu nasıl yaparsın?..." "Böyle yapmaman gerektiğini biliyordun..." "Bu ne kötü davranış..." "Sana kaç kere böyle yapmaman söylendi..."
O anda bütün mesele o eski mesajlardan birini seçmekti... Böylece ne kötü bir kız olduğunu anlayacaktı... Ne yapacağıma karar vermeden önce eşimin Ramanda'ya bir saat önce giydirdiği "Bluz" dikkatimi çekti... Üzerinde, "Ben kusursuz bir bebeğim" yazılıydı...
Bir kez daha korku dolu gözlerine baktım... Karşımda anne babasını dinlemeyen kötü bir kız değil de, bize bahşedilen bir çocuk, neredeyse suçlamak üzere olduğum bir mükemmellik, bir değer duruyordu...
"Bir tanem, çok güzel görünüyorsun... Hadi bir fotoğrafını çekelim de annen bu özel halini görebilsin..."
Fotoğrafım çektim ve değerli, küçücük, kusursuz hediye için şükretme fırsatını kaçırmadım...
(...Nick Lazaris anlattı Pazar hikayesini)
Hayata dair...
Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir...
Kendin için neler hissettiğindir...
Güven, mutluluk, şefkattir...
Arkadaşlarına destek olmak
ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır...
...
Hayat;
Kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek
ve güven geliştirmektir...
Ne dediğin ve ne demek istediğindir...
İnsanların sahip olduklarını değil,
kendilerini olduğu gibi görmektir.
...
Her şeyden önemlisi hayatı,
başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için
kullanmayı seçmektir...
İşte hayat bu seçimden ibarettir...
İnsanların en acizi dost edinemeyen,
ondan daha acizi ise dost kaybedendir...
(...Charles Eguone)
Sizinkiler...
Annem bana öğüt veriyor;
"-Oğlum köprüyü geçene kadar eşeğe ayı diyeceksin..."
(...Ozan Yılmaz'dan)
MMMR'in duvarı...
Kaptan pilotunuz Mesut Yılmaz uyarıyor;
"-Lütfen Malezya durağına gelmeden önce düğmeye basınız..."
sanatik kritik
"-'Annelik' duygusu yok bende... Zamanla ilgili diyorlar ama ne zaman gelecek bilmiyorum... Aslında benden bir tane daha küçük boy düşünemiyorum, kendime tahammülüm yok..."
(...Demet Akalın)
S.Ö.Z. der ki;
"-Damar sertliğinin çaresi, kalbin yumuşaklığı-dır..."
(...Elini kolunu sallayarak ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
politik kritik
"-Türkiye altı ayda bir Cumhurbaşkanı seçmeye alışkın değil... Çankaya'da iftar verilmesinde bir yanlışlık yok, ben hep verdim... İftar vermekle Çankaya'da laiklik bozulmaz..." (...Süleyman Demirel)
Tuzaktan Kumanda
(...SHOW TV - Uçankuş)
AJDA PEKKAN: Bir insan kalkıyor balık tutuyor... Niye?... Stresten uzaklaşmak için...
Tutabilsem balık tutacağım ama ben balığı bir kerecik tuttum... Baktım 'cik'ledi, attım...
Dayanamıyorum çünkü...
sportik kritik
"-Tartışılmaya alıştım, bağışıklık kazandım... O kadar komik şeylerle karşılaştım ki bunlara gülüyorum... Dünya yansa sahaya ayağımı attığımda her şeyi unutabiliyorum..."
(...Ziya Doğan)
Temel'in yeri...
Fadime akrabasını ziyarete gidiyormuş...
Kalabalık araba ve insan trafiği arasında hızlı hızlı ilerliyormuş...
Araçlara bakmadan karşıya geçmeye çalışınca trafik polisi seslenmiş;
-Hanım hanım... Nereye gidiyorsun?...
"-Sana mı soracağım, hasta ziyaretine gidiyrum..."
Polis sinirlerine hakim olmaya çalışarak lambaları göstermiş:
"-Bak... Buraya yeni ışıklar takdırdık..."
Fadime bir ışıklara bakmış bir polise;
"-Uyyy... Delinin zoruna bak... Eee bana ne?... Güle güle kullanın da..."
Bizimkiler...
(...Arkadaşımız Enes Demiray "İftar Masası" ile sesleniyor)
İftarına beni de çağır kardeşim,
İstersen davetlin olurum senin,
Bu adam kim diye soran olursa,
Ofisten arkadaş dersin kardeşim...
...
Hayaller kurarız biz gün boyunca,
Kuzu kebaplar, pilav ve ayran bolca,
Bilirsin ne kadar yemek isterdim,
Pilav üstünde parca eti öylece...
...
Rejimdeyiz dediysem, doya doya yiyemez miyim,
"Yaprak sarma ile karın doymaz" diyen ben miyim,
Şimdi çok zengin sofralar, ama ben rejimdeyim,
Sanki bir buçuk porsiyon künefe yiyemez miyim?...
...
İftar masasına oturdun işte,
Dayanmak çok zormuş böyle sevince,
Sana afiyet olsun, sözüm kardeşe,
Tavuk dolması ile cacığı getir bir an önce...
Kadınlar & Erkekler
(...Mesleklere göre, "Aşkımız bitti")
Futbolcu: Hükmen yenildi...
Astronom: Bir karadeliğe dönüştü...
Banker: İflas etti...
Barmen: Buzlar üstünde...
Boksör: Nakavt oldu...
Cerrah: Atardamardan koptu...
Elektrikçi: Kısa devre oldu...
Ekonomist: Uzun süredir durgun seyrediyor...
Fizikçi: Harmonik hareketini yitirdi...
İtfaiyeci: Yandı, bitti, kül oldu...
Jeolog: Granite çarptı...
Matematikçi: Limitlerine ulaştı...
Muhasebeci: Bilanço defterini kapadı...
Mühendis: Yanlış hesaplandı...
Otobüs şoförü: Yolun sonuna geldi...
Pilot: Tüm motorlarındaki gücü kaybetti...
Programcı: Debugger ile bile düzeltilemez...
Sütçü: Kesildi...
Tebeşir Tozu...
"-Bedenimizde görülen bazı hastalıklar, ruhlarımızda saklanan hastalıkların küçük parçalarıdır..." (...N.Hawthorne)
Bugünün buluşu
>> İlk kez bir derbi öncesi, "Kalbi olanlar bu maçı izlemesin" uyarısı yapıldı...
(...30.09.1959 -
Burak Saygın'dan)
---------
X söz market batıl inanışları: X köşe okunurken kendisiyle ilgilenilmeyen çocuklarda altına ıslatma çok olur... X bir espri kırk yere yapılınca gerçek olur... X dokuzuncu sayfa bittikten sonra onbirinci sayfaya geçenin iştahı bir hafta kapanır... X perşembe ve cuma günleri gazetede köşe arayanlarda hayal kırıklığı bol olur... X resmi olan taraf göz önünde bırakılan yazara nazar değer, bir hafta kötü espri çıkar... X köşenin üzerine çam ağacının kozalağı konulursa o yıl kışın şiddetli olacağına işaret sayılır... X öğlen ezanına kadar kapıdan alınmayan gazetenin onuncu sayfası monoton olur... X köşe okunurken evde süpürge çalışması şanssızlık getirir... X köşe okunurken, "bugün güzel yazmış" denmesi misafir geleceğini gösterir... X saklanan köşelerin yalanarak kesilmesi, solunum yolu hastalıklarına yol açar...