kadınlar & erkekler

A -
A +

(Kadınlar ve erkekler arasındaki ilginç karşılaştırmalar...) > Kadınlar birer "ayaklı radar"dır... Bu yüzden erkekler onlara yalan söylerken çok zorlanır... Kadınlarda "vücut dilini, mimikleri, cümlelerin alt (gizli) anlamlarını algılayabilme" yeteneği erkektekinin 2 katı olarak belirlenmiş... > Erkekler bir kadına kur yaparken sesini alçaltıyor, kadınlarsa yükseltiyor... > Kadınlar yüksek sesle konuşmayı ve sesli düşünmeyi seviyor erkeklerse her ikisini de içinden yapmayı tercih ediyor... Bu yüzden kadınlar erkekleri "duygusuz bencil" olarak görürken, erkekler de kadınları "sürekli kafa ütüleyen başbelaları" olarak görüyor... > Kadın problemlerini birlikte olduğu erkeğe açınca kendini daha rahatlamış hissediyor... Erkek ise, kadından duymak istediği şeyi duyamıyacağını biliyorsa hiç konuya bile girmiyor... > Konuşmak ve kelimeleri özenle seçmek, erkek beyninde özel bir yetenek değil... Bu yüzden kendilerini sözcüklerle ifade etmekte çoğu zorlanır... > Çoğu kadının erkeğini terketme nedeni ondan somut anlamda fazla şey alamaması değil, erkeğin onun duygularını anlayamadığını düşünmesi... > Kadınlar iletişim kurmak için günde 20.000 kelime, mimik ve jest kullanırken bu sayı erkeklerde sadece 7.000... > Bir kadın, ilişkisi iyi gitmiyorsa işine konsantre olamıyor... Bir erkek ise işi iyi gitmiyorsa ilişkisine konsantre olamıyor... > Erkekler bir seferde sadece bir tek işi yapabiliyor... Mesela yol haritasına bakmak için arabayı kenara çekip radyoyu da kapatıyorlar. Kadınların beyni ise aynı anda birden çok işlem yapmaya daha uygun, mesela telefonla konuşurken aynı anda hem televizyondaki diziye, hem fırındaki yemeğe bakabiliyorlar... > Çoğu erkek, 20 dakikalık bir alışveriş turunun ardından çok çok hafif yollu bir beyin sarsıntısı geçiriyor... (Sinem-CE...) ayaküstü Ayaküstü... Dizi çekimlerinde olayı aştığımız bir gerçek... Anten ve televizyonunuz uyumluysa Polat Alemdar'ın alnının şakındaki şişliğe bakarak sinirlilik derecesini ölçebilirsiniz... Eskisi gibi değil artık; Okan Bayülgen'in dişlerindeki nikotin katmanının hangi iki dişi arasında daha fazla olduğunu görürsünüz... Bir yere bağlayacaktım, olmadı... Neyse... Diyeceğim şu ki; sigara paketini mozaik yapmak neyse de, biri tam fırt çekerken yapmak daha çok dikkat çekiyor... Yani o sırada benim aklımda dizinin gidişatına kafa yormak varsa; sigaranın markasını, uzun mu kısa mı, layt mı sert mi olduğunu düşünüyorum... Bu işin belli bir standardı olmadığını, bazı dizilerde içildiğinden anlıyoruz... Eğer böyle bir yasak varsa içirmeyin oyuncuya... Gizli reklama giren olaylar da öyle... Adamın tişörtünde nal gibi "Nike" yazıyor, ama Kapalıçarşı'dan geçerken garibim "Orakçıoğlu Turşuları"nın tabelasına mozaik döşeniyor... Koskoca yazıyı "Bu ne perhiz" demek için yazdık... Diyelim bari... bizimkiler (Uzaktaki Bizimkiler...) Tsunami felaketzedelerine yardım maçı oynanıyor... Burdur'da hep birlikte maç seyrederken temizlik robotundan Mehmet Yılmaz Abi odaya girip sormuş "Bu maç ne maçı" diye... Kendini futbol konusunda oldukça bilgili sayan hatta bu konuda üniversitede kürsüsü olması gerektiğini iddia eden Fahri Abi cevap vermiş, "-Tsumacilerin maçı abi..." ŞİFA Market'ten Feti Abi, 10 yıldır kendisine kesilen trafik cezalarını düzenli olarak ödemiş... Aradan 10 yıl geçtikten sonra, geçenlerde olmadığı bir yerden ceza kesilince şüphelenmiş... Sonra farketmiş ki; 10 yıl önce sattığı arabanın gelen cezalarını ödüyormuş... diyAlog... (KANAL D - Kadının Sesi...) YASEMİN BOZKURT: Efendim Orhan Bey'in evi yok ama arabası ve lüks bir dairesi var... (STAR - İbo Show...) İBRAHİM TATLISES: Benim aneyin bir hatırası var, onu anlatam mı?... MAHMUT TUNCER: Yav bu adamın da amma çok hatırası var İbrahim Abi... (STAR - Güzel İkili...) YUNUS GÜNCE: Annem beni Almanya'da doğurmuş... NEZ: Öyle mii?... Peki siz hiç bulundunuz mu Almanya'da?... (CINE 5 CEYHUN YILMAZ SHOW) CEYHUN YILMAZ: Programımızın en çok sık ilgilendiği Tuğçe Kazaz diyor ki... (KANAL D - Size Anne Diyebilir Miyim?...) ÖZNUR: Gökhan'ın arada bir bana baktığını görür gibi oluyorum... EBRU AKEL: Türker de görüyor mu Gökhan'ın sana baktığını?... ÖZNUR: O da görür gibi oluyor... temelin yeri Temel İstanbul'da bir otelde kalıyormuş... Birkaç gün geçince otelin şef garsonu ile samimi olmuş... Muhabbet sırasında şef garson Temel'e bir bilmece sormuş; "-Temel... Babamın bir oğlu var, ama benim kardeşim değil... Bu kimdir?..." Temel düşünmüş, taşınmış, tahmin etmiş ama bulamamış... "-Bilemedim kimdir" demiş... Şef garson cevaplamış; "-Ben Temel, ben..." Bu cevap Temel'in çok hoşuna gitmiş... Aynı soruyu o da köy kahvesinde sormuş, kimse bilememiş... Temel'e sormuşlar; -Bilemedik Temel... Kimdir?... "-İstanbul'da kaldığım otelin şef garsonudur..." Son sözleri... "-Reha Bey, mail kutunuzda gelen hiçbir şey yok..." (Sekreteri - Gazete baskıya girerken sigarayı bırakmış Reha Muhtar'a söylediği son söz...) "-Savaş Abi ben çok sevdim Tülin'i... Bak şimdi dilime şiş geçireceğim..." (Caner - Katıldığı son televizyon programı...) "-Ajdar'ın 'Nane... Nane' şarkısıyla katılsak, Eurovision'da daha başarılı bir sonuç alırız bence..." (Sertab Erener - Rimi Rimi Ley şarkısını eleştirirken...) Şifa Yemek Öğle Menüsü Mercimek Çorba... Sebzeli Rosto Köfte... Peynirli Spagetti... Mevsim Salata...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.