> kadınlar & erkekler (*Eğer kadınlar dünyayı yönetseydi... Neslihan Çakır'dan...) * Erkekler sadece nefes aldıkları için iyi bir kısmet olarak düşünülmezdi... * Bebeği yatırmak, bulaşıkları yıkamak ve yatakları yapmak "Maçoluk" olarak algılanırdı... * Kadınlar için ideal kilo normalden yirmi kilo daha artardı... * Erkekler gerçek kimliklerini, evli olup olmadıklarını, mesleklerini, anneleri ile yaşayıp yaşamadıklarını gösteren gerçek evraklarla dolaşırlardı... * Alış veriş bir spor branşı olarak kabul edilirdi... * Kadın ayakkabılarını tasarlayan erkek, onları giymeye zorlanırdı... * Erkekler evlendikten sonra da en az evlenmeden önce oldukları kadar ilgili olurlardı... * Erkekler kadınların kazandığı maaşın yüzde otuz daha aşağısını kazanırlardı... * Erkekler kadınlara "Haziran Gecesi" seyrederken, içecek ve çerez getirirlerdi... * Erkeklere şu tür cümleleri öğrenmek mecburi olurdu: Özür dilerim, Seni seviyorum, Çok güzelsin, Tabii ki şişman değilsin, Sen uyu canım ben bebeğe bakarım... * Erkekler tamamiyle dış görünüşlerine bakılarak yargılanırlardı, kadınlar işe başarılarına göre... * Erkekler oturup saatlerce bizim ne düşündüğünü bulmaya çalışırdı... * Erkekler kadınlarına arabalarından daha çok ilgi gösterirdi... * Spor haberleri en fazla bir dakika sürerdi... * Erkekler yüzüklerini sürekli kullanmak zorunda kalırlardı ve bekar numarası yapamazlardı... > tebeşir tozu "-Umut iyi bir kahvaltı, kötü bir akşam yemeğidir..." (...Francis Bacon) > temelin yeri Temel yeni aldığı bilgisayarı kendisine anlatan adamı merakla izliyormuş... Adam tarif ediyormuş; "-Şimdi bilgisayarı açıyorsun, şifre istiyor, kendin bileceğin bir şifre giriyorsun..." Temel de açılan satıra "burun" diye yazmış ve enter tuşuna basmış... Ekranda "Burun çok uzun" anlamında bir yazı çıkmış... Temel kıpkırmızı kesilmiş ve kendi kendine mırıldanmış... "-Ula daha geleli yarım saat olmadı, bilgisayar bunu nereden biliyor..." > itiraf reyonu... (isim: ihsan koza... şehir: istanbul... yaş: yirmiyedi...) Mecidiyeköy'de bir reklam ajansında çalışıyorum (mc-cell)... Tahmin edeceğiniz gibi samimi bir ortamda bulunduğumuzdan, firmaya her girişte "Kral geldiiii" diye bağırıyorum... Onlar da "Hoşgeldiniz devletlüm" diye karşılık veriyorlar... Geçen iş teslimi yapmaya gittiğim başka bir firmanın girişinde "Kral geldiii" diye böğürdüm... Sekreter kız ayağa fırladı ve gözleri faltaşı gibi açıldı... Kızın korkmasından ben de tedirgin oldum ve durumu anlatmak yerine "Beni Topkapı Sarayı'ndan yolladılar" diye abuk bir espri yaparken durumu iyice berbat ettim... Pişmanım... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) > bizimkiler... Haftanın yıldızı Emin'di... Geçen gün "Bizim Ora" isimli bölümde "Azerbaycan Ağzı" bir haber vermiştik... Emin sayfa maketleri çıkınca bakmış ki, bür sürü tashih var... Tutup hepsini bir bir düzeltmiş... *** Yine Emin, geçen bir arkadaşı ziyarete gitmiş... Aşağıdan ziline basarken bir şey dikkatini çekmiş... Bazı zillerde isim yazıyor, birçoğunda da "Demirbağ" ismi var... "Amma zengin adam, bir sürü evi var" diye içinden geçirmiş... Meğer Demirbağ zil firmasının ismiymiş... > hayata dair... Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin... Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur... Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları daha alçakta... Oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır... (...Konfüçyüs) > S.Ö.Z. der ki; "-Dünyada yasak olan şeyden daha hızlı yayılan hiçbir şey yoktur..." (...Budur dedirten müthiş S.Ö:Z.leri...) > tuzaktan kumanda (ATV - Santra...) AHMET ÇAKAR: Penguenlerle birlikte yaşayan Tromsolular... EDİTÖR: Penguenler Güney'de, Tromso kuzeyde... Tromsolular pengueni sadece televizyonda görmüştür... *** AHMET ÇAKAR: Maradona'nın elle gol attığı İngiltere maçının hakemi Muhammed Bin Halit... EDİTÖR: Tarih: 22 Haziran 1986... Maç: Arjantin - İngiltere... Hakem: Ali Ben Nasser... > bugünün buluşu * Toplum içinde kontrolsüz geğirene "Yaradı danaya karpuz kabuğu" diye gülündü... (1991 - İsmail Avcı'dan...) > sanatik kritik "-Basın elindeki malzemeyi kaybetmemek için, benim evlenmemi istemedi..." (...Özlem Yıldız) > politik kritik "-Siyaset bir tiyatro oyunu değildir, gerçekler üzerinde yürüyen bir sanattır..." (...Mehmet Ağar) > sportik kritik "-Bazı şeyleri söyleyince ne kadar ceza alacağımı bilmediğim için susuyorum..." (...Eric Gerets) > Şifa Yemek İftar Menüsü * Mercimek Çorba... * Sebzeli Köfte... * Soslu Spagetti... * Salata...