Kadınlar & erkekler
(*Kızların en çok söylediği yalanlar...) * Çocukluk arkadaşımdı... Ne o, kıskandın mı?... ... * Senden önce sadece bir kişiyle çıkmıştım... ... * Kalp kalbe karşıymış... Ben de seni arayacaktım... ... * Otobüsteydim, o yüzden kapalıydı telefon... ... * Pınar'ın bir sorunu varmış, onunla konuşuyordum... ... * Şu anda biraz yoğunum, ben seni arayayım... ... * Hoşuna gitmese de ben hep doğruları söylerim... ... * İki kilo fazlam var, beni çok rahatsız ediyor... ... * O diziyi hiç seyretmedim, Sarp'tan nefret ediyorum... ... * Dış görünüşe önem vermem, kalbi temiz olsun... ... * Seni sadece sen olduğun için seviyorum... ... * Diğer kadınların aksine, alış veriyi hiç sevmem ben... Ayaküstü... çellist: Ya bilgisayar çok ısınmış kapandı... ANA-LOLANİ: Şu doğalgaz mevzusunu anlat da yazalım sayfaya... çellist: Nasıl yazcam anlamadın mı olayı sen?... ANA-LOLANİ: Tamam sen haldır huldur yaz, ben toparlarım... çellist: yaw bizim Akçakoca'da deniz var ya... Onun 9-12 mil açıklarında 2 3 senedir doğalgaz çıkarmaları yapılıyo... ANA-LOLANİ: Petrol de bulunmuştu bir ara... çellist: Ha evet... Akçakoca'ya doğalgaz bağlanacakmış, çabuk olsun diye imza toplamışlar... ANA-LOLANİ: Evet... çellist: Akçakoca'da çoğu ev sobalı... Hemen hemen her ailenin de tarlaları var... Bu imza olayına karşı çıkmışlar... ANA-LOLANİ: Niye?... çellist: "Tarladaki onca odun ne olacak" diye... Ok? ANA-LOLANİ: Güzel :)... temelin yeri... Temel'le Dursun, "Hipnoz" konulu bir konferansa gitmişler... Konferans başlamış... 1... 2... 3... derken, son konuşmacı dinleyicilerin hepsini hipnotize etmek istediğini söylemiş... ...Ve salondakilerin tümünü hipnotize etmiş... Daha sonra, "Bir... İki... Üç..." deyip parmağını şıklatınca Temel dışında herkes uyanmış... Dursun ve salondakiler bu durumdan endişelenmiş... Konuşmacı ne kadar "Bir... İki... Üç..." deyip parmağını şıklatsa da Temel'i uyandıramamış... Dursun, Temel'i hırpalayarak da olsa zorla uyandırmış... Temel şaşkın bir vaziyette etrafına bakarak Dursun'a dönmüş ve usulca "Konferans başladı mı yoksa Dursun" diye sormuş... (...Hüseyin Yumuk'un özel imalatı) *Meçka Engin Son durak... Beylikdüzü'nde otururken bir gün bindiği serviste uyuyakalmış... Son durakta şoför artık kapıları kilitleyip, evine gitmek üzereyken farketmiş ve "Abi sen niye inmedin" diye kaldırmış... Engin Abi gözlerini ovuşturarak telefonuna bakmış, "Erken mi geldik bugün" diye sormuş... "E-5'te çalışma var, Tem'den geldik" diye anlatmış durumu... "Tüh" demiş Engin Abi; "-Ben saati 19.00'a kuruyordum, tam evin önünde oluyorduk... Erken gelince çalmadı tabii..." Sözlerini bitirince telefonun alarmı çalmaya başlamış... bizimkiler... Biliyorsunuz basın kanununa göre polislerin yüzü kristalize ediliyor... Fatih sayfaya "Polis köpeklerinin başarısı" diye resim yollamış... Özkan telefon açmış soruyor, "Köpeğin yüzünü kristalize ediyor muyuz" diye... *** Dalgınlık Talip'in başına da iş açtı... Çok özel misafiri ile Mado'da tatlı yiyip çay içerken, ikili ambalaj yapılmış şekerleri kağıtlarıyla birlikte çaya atmış... Daha sonra çayın üstünde yüzen kağıtları kaşıkla tabağa çekerken, "Şimdi sosyetede böyle" demiş ama, ı-ıh, yememişler... *** Şirin Abi yeğenine, "Kaç zayıfın var" diye sorunca çocuk, "Beş tane" demiş... "Üff, ula ne yaptın sen" diye şaşırmış Şirin Abi, çocuk "Yok yok, iyi" demiş; "-Geçen vali gelip, okul birincisine ödül verdi... Onun bile üç zayıfı var..." sağdan - soldan (...İstanbul - Araba Arkası - Hakan Yavuz) "-61 KERE MAŞALLAH TRABZONLUM... BLACK-DENİZLİ..." *** (...İstanbul - Mağaza Camı - Mahmut Salık) "-BU İŞ YERİ 7 KEZ SOYULMUŞTUR... SEKİZİNCİ SOYGUNCUYA ÖDÜL VERİLECEKTİR..." *** (...Adana - Duvar Yazısı - Faruk Yağız) "-SONUNU DÜŞÜNEN ÇÖP ATMAZ... POLAT ALEMDAR..." Taşlamalar... Haşlamalar... ÖBÜR DÜNYA Bu akşam erken yatıp, Ölü gibi uyuyacağım... Yarın uyanırsam eğer; Dosta düşmana, "Öbür dünyamı" anlatacağım... (...osman.yavuz.inal) hayata dair... adımlarınla bölünmüş ve orman sevdalısı bir zorlu rüzgar gibi el savuruşunla dağılmış yüreğimden evden atılan tozum ben sabahları... ... ve gün boyu sabırla göze görünmeden geri gelen toz, farkına varılmadan büyüyen sarmaşık, kırılıp atılıncaya kadar candan bağlı büyüyen, aşınan taşım ben sen gele geçe... ... bekleyen iskemle her zamanki yerde seni, boşluğa bakarken alnının yaktığı cam, yalnız sana bir şey söyleyen beş paralık bir roman, okunmadan unutulmuş açık bir mektup... ... yarıda kesilmiş bir cümle ki değmez dönüp tamamlamaya, içinden geçilmiş odaların ürperişi, ardında bıraktığın ıtır kokusu, ve dışarı çıktın mı aynan gibi mutsuzum... (...Luis Aragon) Bugünün gündemi... * G.Saray'daki kötü mali tabloyu değiştirmek için elini taşın altına sokcak bir aday daha basın toplantısı ile başkanlığa aday olduğunu açıklayacak... * Bir magazin programının, "Bize konuştu" diye duyurduğu Sanem Çelik pöportajının eski görüntülerden meydana geldiği anlaşılacak... * Hülya Avşar'ın "Gerekirse düğün", "Gerekirse kardeş", "Gerekirse bilmem ne" haberlerine, "Gerekirse çenemi tutarım" haberi eklenecek.. 18.03.1923 * İlk kez bedavacı biri için, "Beleş mezar bulsa içine girer" deyimi kullanıldı... tebeşir tozu "-Yeryüzünün gözyaşları sonsuzdur... Biri ağlamaya başladığında, bir başka yerde, bir başkasının gözyaşı diner..." (...Samuel Beckett) S.Ö.Z. der ki; "-Güzel olan şeyin hayalini kurmayan insan; karşısına çıkan şeyin güzel olduğunu anlayamaz..." (...'Neyi bekliyorsanız O'sunuz' diye desteklediği müthiş S.Ö.Z.leri) politik kritik "-Bu kabine, Tayyip Erdoğan kabinesi değil, Kemal Unakıtan kabinesi... Görülmeyen güç merkezi, Unakıtan'dır... Öyle anlaşılıyor ki onu oradan almaya Başbakan'ın da gücü yetmiyor..." (...Deniz Baykal) sanatik kritik "-Kızımın yanında bana Kaya'nın çocuğunu soruyorlar... Kızımı şoka uğratacak birinin ölümü benim elimden olur... Bu konuda ne mesleki kariyerim ne Hülya Avşar olmam önemli değil..." (...Hülya Avşar) sportik kritik "-Tigana'dan, yeni sezonda bize en az üç 'siyahi' futbolcu getirmesini istiyorum... Taraftarımızın siyahi oyunculara karşı özel bir sempatisi var... Formamız da onlara çok yakışıyor..." (...Yıldırım Demirören)