(*İşte gerçek araştırma sonuçları...) - Kadın beyni hacim açısından erkek beyninden daha küçük olmasına rağmen, genel kültür ve bilgi birikimi konusunda kadınlar erkeklere yüzde 3'lük bir fark atmış... Bu anlamda çoğu kadının erkeğini bozmamak için bilerek aptal'ı oynadığı ortaya çıkmış... *** - Kadınlar birer "ayaklı radar"dır... Bu yüzden erkekler onlara yalan söylerken çok zorlanır. Kadınlarda "vücut dilini, mimikleri, cümlelerin alt (gizli) anlamlarını algılayabilme" yeteneği erkektekinin iki katı olarak belirlenmiş... *** - Kadınlar yüksek sesle konuşmayı ve sesli düşünmeyi seviyor erkeklerse her ikisini de içinden yapmayı tercih ediyor... Bu yüzden kadınlar erkekleri "duygusuz bencil yaratıklar" olarak görürken, erkekler de kadınları "sürekli kafa ütüleyen baş belaları" olarak görüyor... *** - Çoğu kadının erkeğini terk etme nedeni ondan somut anlamda fazla şey alamaması değil, erkeğin onun duygularını anlayamadığını düşünmesi... Kadınlar iletişim kurmak için günde yirmibin kelime, mimik ve jest kullanırken bu sayı erkeklerde sadece yedibin... *** - Bir kadın, ilişkisi iyi gitmiyorsa işine konsantre olamıyor... Bir erkek ise işi iyi gitmiyorsa ilişkisine konsantre olamıyor... Çoğu erkek, 20 dakikalık bir alış veriş turunun ardından çok çok hafif yollu bir beyin sarsıntısı geçiriyor... Son sözleri... "-Üzülerek söylüyorum ki; son günlerde sporun içine siyasetin sızdığını görüyoruz..." (...A.Necdet Sezer - Tayyip Erdoğan'ın sahalara dönüşünü eleştirirken) *** "-En çok vergiyi ben veriyorum ama bir tas su döken, bir kese atan devlet görevlisi yok..." (...M.Ali Erbil - İsteklerinin ardı arkası gelmeyince) *** "-Ne çocukları kaçırması hakim bey, müzik hayatıma Alaska'da devam etmek istedim..." (...Rafet El Roman - Sınırları zorlayınca) *** "-Ben profesyonel bir teknik direktörüm, teklif gelirse neden değerlendirmeyeyim?..." (...Ersun Yanal - F.Bahçe'ye transferi sorulurken) Taşlamalar... Haşlamalar... DEV AYNASI Ne zaman kendimi Dev aynasında görsem. Yedi tepeli İstanbul'un Bir tepesine çıkarım... ... Tepenin zirvesinde Başım bulutlara değer. Doruklardan seyrederim insanları Miniciktirler, Karıncalar gibi küçücük... ... O zaman işte Derin bir nefes alır İNSAN olduğumu hatırlarım... (osman.yavuz.inal) Temel'in yeri... Temel, bir iş için gittiği binadan çıkınca, park cezası yazan trafik polisiyle burun buruna gelmiş... "Yazma şu cezayı memur bey" demiş... Polis onu hiç umursamadan cezayı yazmaya devam edince "Sen benim kim olduğumu biliyor musun" demiş... Polis Temel'e şöyle bir bakıp, "Hakaretten" ve "Aşınmış lastikler"den ikinci ve üçüncü makbuzu yazmış... Temel bu sefer, "Ne kadar yazarsan yaz, bana vız gelir" deyince polis diğer cezaları arabasının sileceğine sıkıştırıp dördüncü makbuza başlamış... Bu sürtüşme 20 dakika kadar sürmüş, polis ceza üzerine ceza yazmış... Temel hiç oralı olmamış... Yürümüş, karşı kaldırımda park etmiş arabasına binip, sürmüş gitmiş... Meçka* Engin Çarşıda dolaşırken üzerindeki hafifliği hisseder ve bütün ceplerini önce hızlı, sonra yavaş aramadan geçirir... Evet cep telefonu güpegündüz çalınmıştır... Hemen meydandaki ankesörlü telefonlara koşar ve numarasını çevirir... Bir haftadır bize sakız olan Meçka - Hırsız diyaloğu şöyle gelişir; -Alo... Bilader telefonu nerde unutmuşum acaba?... Ben sahibiyim de... "-Abi çaldığım telefonun sahipleriyle konuşmak prensibim değildir ama... Ben senin telefonu Pazartesi indirdim, bugün Çarşamba... İnsaf yahu..." Rüştü Reçber'in ajandası... * Bu sefer dayağı hak ettim... Yenilse bile kimseye kızılmayacak... * Lig TV'deki dünyanın en iyi kalecilerinin yediği goller tekrar tekrar izlenerek moral bulunacak... * İspanya basını takip edilecek... Barcelona beni sattığına pişman olmuş muydu hatırlanacak?... * Sörf'ten, reklam filminin bir müddet askıya alınması için ricada bulunulacak... * Televizyon, buzdolabı, fırın ve çamaşır makinesı değiştirilecek... Şafak Sezer'le küsülecek... Bizimkiler... Sabahın erken saatlerinde yapılan Eyüp Sultan ziyaretinden dönerken Adil Abi, Şükrü Abi'ye "Uykun varsa arabayı ben kullanayım" diye sormuş... Şükrü Abi erkekliğe leke sürdürmemek için, "Siz uyumanıza bakın" demiş... Bir müddet sonra Adil Abi göznü açıp bakmış ki; kırmızı ışıkta durmuşlar bekliyorlar... Yeniden gözlerini kapatmış, aradan biraz zaman geçince tekrar gözünü açmış, sağdan soldan korna sesleri geliyor... Yeşil yanmış trafik akıyor ama bir tek onların arabası duruyor... Meğer kırmızı ışıkta Şükrü Abi de uykuya dalmış... Adil Abi uyandırmak için dürtmüş, Şükrü Abi şöyle bir gerilmiş ve sormuş; "Ne oldu abi geldik mi?..." Hayata dair... Bir erkek vazgeçmek istiyorsa tek bir neden yeterlidir... Ama biz kadınlar sevgimiz için mücadele ederiz... Çünkü biz elimizdekiyle yetinmesini ve mutlu olmasını biliriz... Eğer sizin için mücadele edecek, sizi bir kadının hak ettiği değerle süsleyecek, sizi hayatına dahil edebilecek ve gözlerinizin içine bakıp "Seni seviyorum" diyebilecek bir erkeğiniz varsa; dünyanın en şanslı kadınısınız demektir... (...Frida Kahlo) Tuzaktan kumanda (...KANAL D - Televizyon Makinesi) HAKKI DEVRİM: Ben Türk televizyonlarının gidişini hiç iyi bulmuyorum... OKAN BAYÜLGEN: Siz aranızda konuşun ben bir sigara içip geliyorum... S.Ö.Z. der ki; "-Evdeki her şeyi tamir eden erkek; kırdığı kalbi onaramıyorsa, usta sayılmaz..." (...Puan farkını iyice açtığı müthiş S.Ö.Z.leri) tebeşir tozu "-Hayatta da, dans pistindeki gibi, ancak partneriniz kadar iyi olabilirsiniz..." (...Robin Marantz) 17.04.1974 * Tam doldurulmamış çayı hazırlayan kişiye, "Zenci dudağı payı bırakmışsın" diye şaka yapıldı... sanatik kritik "-Başkası için kalbin çarpıyor, yüzün gülüyor, onun da yanında olmak istiyor, gözün hiçbir şey görmüyorsa bu aşktır... İnsanı en az 10 yıl geriye götürür..." (...Hülya Avşar) politik kritik "-Ülke iyi yönetilmiyor... Türkiye'yi ayağa kaldıracak reçete bizim cebimizde... İktidarla en büyük farkımız; onlar Erbakan'ın, biz Özal'ın çırağıyız..." (...Erkan Mumcu) sportik kritik "-Kimse G.Saray'ın muhasebeciliğine soyunmasın... Bütün kulüplerin borcu var... Bu arada G.Saray'ın varlığı, en zengin kulüpten, 3 kat daha fazladır..." (...Adnan Polat)