kadınlar & erkekler
5 Ekim 2007 01:00
kadınlar & erkekler
(..."Bunların şaka olmadığını eninde sonunda anlarsınız... Ama artık çok geç olmuştur" notuyla Çağatay'dan)
...
"-Evlendikten sonra erkek ve kadın, yazı-tura gibidir; asla yüz yüze gelmezler, ancak hep beraberdirler..."
(...Hemant Joshi)
...
"-Kadınlar bize her zaman büyük hedefler gösterir ve onlara ulaşmamızı engeller..."
(...Dumas)
...
"-Bazı kişiler uzun evliliğimizin sırlarını sorarlar;. Biz haftada iki kez restorana gideriz. Biraz mum ışığı, akşam yemeği, hafif müzik ve dans... O salı günleri gider, ben cuma..."
(...Henny Youngman)
...
"-Terörizm beni hiç endişelendirmez... İki yıldır evliyim..."
(...Sam Kinison)
...
"-Fon transferi için elektronik bankacılıktan hızlı tek yol vardır ve buna evlilik adı verilir..."
(...James Holt McGavran)
...
"-Her iki karımla da talihim kötü gitti. Birincisi beni terketti, ikincisi terketmedi..."
(...Patrick Murray)
...
"-Evliliğinizi iyi götürmek istiyorsanız; 1-Hatalı olduğunuzda itiraf edin, 2-Haklı olduğunuzda susmayı bilin..."
(...Nash)
...
"-İyi bir kadın, kendisinin yaptığı her hatasında kocasını affedendir..."
(...Milton Berle)
...
"-Evlilik, kişinin düşmanıyla yattığı tek savaş şeklidir..."
(...Anonim)
Tebeşir Tozu...
"-Korkak, tehlike olmadığı zaman yumruğunu sallar..."
(...Goethe)
Hayata dair...
Yapmak istemediğimiz halde başkasını memnun edecek bir davranışta bulunmak belki de çok kötü değildir...
Kendimizi tanımamız, başkalarını anlamamıza büyük ölçüde yardımcı olacaktır...
Çoğumuz sayısız saatleri boşa harcayarak kendi rahatımız için karşımızdakileri değiştirmeye çalışıyoruz...
Eleştirerek, suçlayarak ve çeşitli manevralarla karşı tarafı ihtiyaç duyduğumuz kişinin kalıbına sokmaya çalışırız...
Halbuki başkalarıyla uzun sürecek ilişkiler kurmayı istiyorsak, işe onları oldukları gibi kabullenip, mutlu olmakla başlamalıyız...
Etkimizle karşı tarafı değiştirip yenileyeceğimizi varsayarsak, o kişi için haklarımızı kötüye kullanan, düşüncesiz ve hatta zalim biri olup çıkarız...
...Ve tabii, bu durum genellikle bir yarar sağlamaz... (...Leo Buscaglia)
Bugünün buluşu
X İlk kez yeni gelen arkadaşa takılmak maksatlı olarak şu kokteyl söz söylendi;
"İyi insan çomağın üstüne gelir..."
(...05.10.1990)
sanatik kritik
"-Koğuş sorumlusu oldum... Arkadaşlar sağolsunlar, beni istediler... Sorumluluk almayı severim... Sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar yapmak istiyorum insanlara moral vermek adına... Beni merak etmeyin, güneşli yarınlar yakındır..." (...Tuğba Özay)
MMMR'in duvarı...
-Türkiye Malezya olur mu abi?...
-Valla bir şeyi 40 kere
söylersen olur...
politik kritik
"-Türkiye, ayrım yapmaksızın bütün komşularından korkuyor... Devlet, soldan korkuyor, sağdan korkuyor, İslamcıdan korkuyor; farklı etnik gruplardan korkuyor; tarihten korkuyor, coğrafyadan korkuyor... Bu ülkede korku bir paranoya haline geldi..." (...Cemil Çiçek)
sportik kritik
"-İyi oyunu, fazla gol kaçırmayı ben ne yapayım?... Sen sonuca bak... Hani 'Ameliyat çok başarılı geçmiş, ama hasta ölmüş...' Beşiktaş'ta da dün gece ameliyat başarılı geçti ama, önce umutlar, sonra hasta öldü... Ne diyeyim, artık herkese sabır diliyorum..." (...Şansal Büyüka)
S.Ö.Z. der ki;
"-Patron 'biraz gayret et' dediğinde siz zaten gayret ediyor iseniz, kendinize iş arayınız..."
(...Eh işte... Müthiş S.Ö.Z.leri)
Tuzaktan Kumanda
AHMET ÇAKAR: Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün futbol takımı bu sene hakemler tarafından mezbahadaki danalar gibi katledilmektedir...
Beşiktaş futbol takımı bu sene hakemler tarafından rosto şeklinde doğranıyor...
***
KIRAÇ: Teoman'ı o şekilde çekmeyin... Kendinizi annenizin karşısında öyle görmekten siz de hoşlanmazsınız... Teoman bir Paris Hilton değildir...
***
CEYDA DÜVENCİ: Bir kadın bir erkekle bir ömür geçirmek istiyorsa, gururu kapıda bırakmalı...
Bazen kendine tahammül edemiyorsun... Bir aşk kadını olarak böyle düşünüyorum.
***
AHMET ÇAKAR: Galatasaraylı Ergün, hayatında ilk ve son kez benim tarafımdan atıldı...
Ergün Pembe, Türkiye'nin, hatta Osmanlı dahil bin yıllık Türk aleminin gelmiş geçmiş en efendi futbolcusudur...
itiraf reyonu...
(...isim: kadem tic. ...şehir: bilinmiyor ...yaş: bilinmiyor)
Bizim patron, müşterimiz ve iş yerindeki diğer elemanla aralarındaki konuşma;
P: Zeki ne yaptınız atv'yi?...
A: Atv'nin bir şeyi yokmuş abi...
M: Ya sorma, bizde de frekans kayboldu, bilerek yapıyorlar kesin... Ben de ayarlamasını bilmiyorum...
Daha sonra patronla arkadaş konuşmaya devam etti... Müşterimiz ise bir daha konuşmadı bile.
Ben de kendimi motosiklet servisinin kapısından zor attım...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
Bizimkiler...
Yarın Spor Servisi'nin iftarı var, Cahit'in odasında...
Espri olsun diye davetiyeye, "Yer: Cahit Paşa Konağı" yazılmıştır...
Sonraki ciddi konuşmalar;
BİLGEHAN: Yav bu Cahit Paşa Konağı nerde ki?...
ÖMER FARUK ABİ (Espri yapıyor): Valla Padişah Yalısı'nın karşısında galiba...
HASAN HOCAM: Cahit Paşa Konağı'nı bilmiyor musun?... Ortaköy'de, çok güzel bir yer...
Temel'in yeri...
İnşaatçı İdris, balıkçı Dursun ve elektrikçi Temel, sandalyede infaz edilmeyi bekliyormuş...
İlk önce İdris sandalyeye oturtulmuş...
"Söylemek istediğin son bir şey var mı" demiş cellat... İdris "Hayır, yok..." diye cevaplamış... Cellat elektrik düğmesine basmış, ama hiçbir şey olmamış... Yasalara göre eğer infaz teşebbüsü başarısız olursa, mahkum serbest bırakılıyormuş... Bu nedenle İdris bırakılmış...
Sonra balıkçı Dursun getirilmiş...
-Söylemek istediğin son bir şey var mı?...
"-Hayır, bitir şu işi..."
Cellat elektrik düğmesine basmış, ama yine bir şey olmamış... Dolayısıyla Dursun da serbest bırakılmış...
Sonra Temel çıkartılmış;
"-Söylemek istediğin son bir şey var mı?.."
Elektrikçi Temel "Evet" demiş;
"-Mavi ve kırmızı tellerin yerini değiştirirseniz bu alet çalışır..."
--------
bu köşede yazılan her yazıya; vi vi vi turkiyegazetesi nokta com adresinden ulaşabilirsiniz... yazıları önce copy sonra word dosyasına paste yapmak suretiyle aşırıp, kağıt çıkışı alarak masanıza, duvarınıza, panonuza asabilir, arkadaşlarınıza gönderebilirsiniz... arkadaşlarınız çeşitli mail gruplarına üyedir zaten, onlar da bir, bilemedin iki tuşla havuza atabilirler... aynı grupta bulunan birileri, zaten daha önce sık sık mailleştiği gazete yazarlarına yollayabilirler... o gün canı yazı yazmak istemeyen yazarlar, bunları 'new york'tan bir arkadaş yollamış' şeklinde uluslararası bir değer katarak yayınlayabilirler... yayınlanan yazıya sözkonusu gazete okuyucuları vi vi vi digergazete nokta com adresinden ulaşır... yazıları önce copy sonra word dosyasına paste yapmak suretiyle aşırıp, kağıt çıkışı alarak masalarına, duvarlarına, panolarına asar, arkadaşlarına gönderir... onların sözkonusu arkadaşları da çeşitli mail gruplarına üyedir zaten, bir bilemedin iki kalori yakmadan havuza atarlar... aynı grupta bulunan, zaten benim sık sık mailleştiğim sevgili okuyucularım, yazıyı 'kullan' diye bana atar... bu devran böyle döner...