kadınlar & erkekler
(..."Erkekler Neleri Sevmez" başlıklı Nurettin Öksüz yorumu)
-Arkadaşlarının yanında azarlıyor tonda konuşmanızdan hoşlanmazlar...
-Vitrinlere bakmanızdan, almayacağınız şeyi denemenizden hoşlanmazlar...
-Topuklu ayakkabı giymenizden, ondan uzun boylu durmanızdan hoşlanmazlar...
-Başbaşa çıkmayı düşündüğü gün peşinize birini takmanızdan hoşlanmazlar...
-Sinemada çok hışırtı çıkarmanızdan, sesli fısıldaşmanızdan hoşlanmazlar...
-Sizi yemeğe çıkardıklarında "Diyet yapıyorum" demenizden hoşlanmazlar...
-Sürekli başka kadınların saçını, makyajını, giysisini süzüp, eleştirmenizden hoşlanmazlar...
söz der ki
"-Kimse, kendinden kötü durumda olanı düşman seçmez..."
(...Sadece müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...LİG TV - Maraton)
ERMAN TOROĞLU: Kaleci ceza sahası dışında eliyle oynuyor, kart göstermesi lazım...
ŞANSAL BÜYÜKA: Hocam ceza sahası içinde oynasa yine kart ister mi?...
temel'in yeri
Dükkan açılışı yapan adam; gelen çiçeğin üzerindeki, "Üzüntünüzü paylaşıyorum" notuna anlam vermeye çalışırken, tam o sırada çiçeği getiren Temel aramış...
"-Çok özür dilerim efendim... Size gönderilen çiceğinize yanlış kart takmışız..."
"Önemli değil" demiş adam, "Bu tip yanlışlıklar hep olabilir iş hayatında..."
"Ama efendim" demiş çiçekçi Temel,
"-Sizin kart da bir cenazeye gitmiş, 'Yeni yeriniz hayırlı olsun' diye..."
bizimkiler
(...Bizimkiler'in Ramazan dalgınlıkları)
-Serdar'ın iftardan sonra büyük boy kola şişesini buzdolabına sığdırmaya çalışması... Sığmayınca üstünden biraz daha içip öyle sığdırmaya çalışması...
-Mustafa Abi'nin attığı maillerin bir türlü gitmeyişi... En az 10 kere yazdığı mail adresinin ortasına "@" işareti yerine "w" koymuş olduğunu görmesi...
-Hüseyin'in iftardan sonraki ilk sigarayı içtikten sonra sigara paketini koymak yerine küllüğü cebine indirmesi...
mustafa denizli'nin ajandası
-Başarısız sonuçlar sürerse istifa edilecek, başkanlığa aday olunacak...
-Tello'yu, Nobre'yi, Bobo'yu ve seyirciyi Manchester maçına sakladığım açıklanacak...
-Önümüzdeki derbinin kadrosu, Kinder Surprise'den çıkarılacak...
hayata dair
Yaşlı bir bey, sabah erken evinden çıkmış, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin çarpmasıyla yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış.
Sokaktan geçenler yaşlı beyi hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar...
Hemşireler, önce pansuman yapmışlar ve "Biraz beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini" söylemişler...
Yaşlı bey huzursuzlanmış ve acelesi olduğunu, röntgen istemediğini söylemiş.
Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar...
"-Eşim huzur evinde kalıyor... Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum" demiş...
"Eşinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz" deyince...
Yaşlı adam üzgün bir ifade ile, "Ne yazık ki karım Alzheimer hastası... Hiç bir şey anlamıyor... Hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor" demiş...
Hemşireler hayretle, "Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz" diye sormuşlar...
Adam buruk bir sesle, "Ama ben onun kim olduğunu biliyorum" demiş...
Beraberlik... Bir ömür boyu...
(...Tacettin Toker gönderdi)
İğnelik MUTSUZ KADIN
Kaptalizm kadını,
Kadınlığından etti...
Unutturdu adını,
Hayât canına yetti!
Sabahın köründe iş,
Aynaya bakamadan...
Modern hücreye gidiş,
Ocağı yakamadan!
Komünizmse döndürdü,
Dolapçı beygirine...
Kadınlığı söndürdü,
Robot koydu yerine!..
> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr
