
(... "Kadınlar ne ister" başlıklı Hüseyin Mutlu yorumu)
-80 yaşında bile olsa kendisine çıtır denilmesini ister.
-Dünyanın en güzel kadını olduğu cümlesinin dakikada bir söylenmesini ister.
-Kendisi için 1 milyon tane şiir yazılmasını ister.
-Doğurduktan sonra vücudu bozulmasın ister.
-Hapur hupur yemek fakat kilo almamak ister.
-Günün 8 saatini yatakta, 8 saatini kuaförde ve 8 saatini de alışverişte geçirmek ister.
-Saman altından okyanus yürütmek ister.
-Yere bakıp bir milyon tane yürek yakmak ister.
-Kocasından daha uzun yaşamak ister.
-Yenisini almak için, en yeni ayakkabılarının bile hemen eskimesini ister.
-Kaynanası çabuk ölsün ister.
-Kaynanasından yüklü bir miras kalsın ister.
-Yaptığı trafik kazalarında kendisinde kusur bulunmasın ister.
-Telefon konuşması karşı tarafa yazsın ister.
-İstenmeyecek ne varsa tümünü ister.
bir film diyaloğu
"-İlk gördüğüm andan beri seninle olmak istiyorum..."
-Hiç aklımda yoktu böyle bir şey
"-Aşk akılda olmaz ki, gelir böyle işte..." (...Suç ve Ceza dizisinden)
temel'in yeri
Hırsız banka soymuş, soygun sırasında aldığı rehineleri sıraya sokup birinci rehineye sormuş;
-Beni bankayı soyarken gördün mü?...
"Ee.. Evet" demiş rehine titreyerek...
Dannn... Bir el ateş ve rehine ölmüş...
"Sen" demiş ikinci rehine Temel'e;
-Sen beni banka soyarken gördün mü?...
"Hayır" demiş Temel... Ve yanındaki Fadime'yi işaret ederek,
"-Ben görmedim ama karım gördü..."
hayata dair
Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır...
Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar...
Isınma ihtiyacı onları bir defa daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iyi kötü arasında gidip gelirler...
Ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar...
Bunun gibi insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum ihtiyacı onları bir araya getirir...
Ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır...
Fakat iç ısısı yeterince fazla olanlar sıkıntı ve kızgınlık çıkarmak veya hissetmemek için toplumdan kaçacaktır... (...Arthur Schopenhauer)
itiraf reyonu
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
(...isim: fatih günindi ...şehir: ordu ...yaş: bilinmiyor)
Geçen hafta babaannem rahatsızlanınca, halamla birlikte hastaneye gitmiş...
Doktora muayene olduktan sonra halam; "Ben de hastayım" deyip o da muayene olmuş...
Doktor ikisine de ilaç yazmış... Ancak halam reçeteleri karıştırıp, halama yazılan ilaçları ve iğneleri babaannem kullanmış diğer ilaçları da halam...
Tam 1 hafta sonra işin aslı anlaşılmış...
Ama hazır başlamışken ilaçları kullanmaya devam ettiler.
söz der ki
"-İnsan; dün, bugün ve yarının kavgasını ayırmaya çalışırken hayatını kaybeden zavallı yolcudur..."
(...Üstüne edilecek söz bırakmadığı müthiş S.Ö.Z.'leri)
tuzaktan kumanda
(...FLASH TV - Yüzleşme)
YALÇIN ÇAKIR: Beyefendi bir saattir bağırıyorum beni duymuyor musun?...
TELEFONDAKİ ADAM: Duyuyorum ama sesiniz gelmiyor...
***
YALÇIN ÇAKIR: Sizde biraz kıskançlık var değil mi?...
STÜDYODAKİ KADIN: Evet biraz var, kocamı balığımdan bile kıskanırım...
bizimkiler
Serdar geçen gün, "Kurtlar Vadisi niye yayınlanmadı" diye soruyor...
Herkes yayınlandığını söylüyor ama o, te-levizyona baktığını ve Vadi olmadığı için yattığını iddia ediyor...
Star'daki diziyi Show'da izlemeye inat etmiş...
İğnelik
> REFERANDUM
Karıştı yine çarşı,
Yasa geldi masaya...
Eski kafalar karşı,
Yeni Anayasaya!
Çalıp bozuk notayı,
Açılıma çatıyor...
Muhâlefet rotayı,
Şaşırdıkça batıyor!
Kalmaz utanç duvarı,
Millet değildir nâçâr...
Kapalı kapıları,
Referandumla açar!..
Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr
