
(...Tarihteki 'en etkili' laf atmalar: Dilaver Güven'den)
-Bir telefon rehberi yazmaktayım... Senin de numaranı yazabilir miyim?...
...
-İlk görüşte aşka inanır mısın?.. Yoksa etrafında birkaç tur daha atayım mı?...
...
-İşte ben geldim... Onun dışında bir isteğiniz var mı?...
...
-Nikâh dairesine gidip evlenelim mi, yoksa içeceğin bitene kadar bekleyelim mi?...
temel'in yeri
Psikiyatr Temel'le psikiyatr Dursun konuşurlarken;
DURSUN: Delilerin evlenmesini önlemek gerek... Böylece kalıtsal bozuklukların da önüne geçebiliriz...
TEMEL: Desene insan soyu tükenecek...
DURSUN: Neden?...
TEMEL: Neden olacak dostum, aklı başında olanlar zaten evlenmiyor ki!..
bizimkiler
Sporda Dünya Kupası maçları seyredilirken Mehmet Abi oradan geçiyor;
"-Yahu bizimkilerin maçı ne zaman?..."
-Türkiye elendi abi, bu sene kupada yok...
"-İyi oyuncular alsalar ya, koca ülkenin transfer parası yok mu?..."
bir film diyaloğu
"-Bence sen razı olduğundan fazlasını hak ediyorsun..."
(...Benimle Evlenir misin filminden)
hayata dair
Hayatınızda önünüze çıkan herkesin özel bir görev ile karşınıza geldiğine emin olun.
Ve ona varlığı için teşekkür edin... Özellikle düşmanınızsa...
...
Önünüzde gelecek varken geçmişle uğraşmayın...
Ama geleceği de yeni bir "eski geçmiş" yapmak için yaşamayın...
Onu şekillendirin; geçmişinizin tekrarlarından kurtulun...
...
Başınıza gelmiş ve gelecek her şeyin tek sorumlusunun kendiniz olduğu gerçeğiyle barışmayı reddettiğiniz her gün tedavi süreniz gecikecek, "yeni bir eski geçmiş" için her seferinde yeni bir adım attığınızla kalacaksınız...
...
Gerçek, düş artı zamandır...
İnanmak için görmeyi beklemeyin... İnanın ki, görebilin...
...
Dünyadaki en büyük ekonomik gerçek mutluluktur...
Ekonomi'nin tanımı mutluluktan başka bir şey değildir... Her zaman iyi bir ekonomist olun...
...
Düşleyin, düşleyin, düşleyin... Düş, var olan en gerçek şeydir...
(...Stefano Elio D'anna)
itiraf reyonu...
(...isim: mustafa yılmaz ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi sekiz)
Öğretmenliğimin beşinci yılında hayatımın rezilliğini şöyle yaşadım;
İstiklal Marşı töreni için çocukları sıraya diziyoruz... Ortalıkta gezen çocuklardan birine, "Geçsene yavrum sırana" diye bağırdım...
Meğer çocuk o gün öğretmenliğe başlamış kısa boylu arkadaşımızmış...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
söz der ki
"-Daha çok seven taraf, kaybetmeye daha yakın taraftır..."
(...Maça 1-0 yenik başlarken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...BLOOMBERG - Kelime Oyunu)
YARIŞMACI: Aslında televizyonun karşısında çok iyiyim de, işte burada stüdyo heyecanı...
İHSAN VAROL: Pat diye bulabileceğiniz bir cevap değil zaten, harf alabilirsiniz?...
YARIŞMACI: Aslında kocama söz vermiştim harf almayacağım diye ama, mecburum artık...
İğnelik
> FARELİ KÖYÜN KAVALCISI
Kemal Kılıçdaroğlu, Ecevit'i taklit ediyormuş... Peki de, Ecevit'ten geriye ne kaldı? Şu muhteşem eseri de Bülent Ecevit yaptırmıştı, diyebileceğimiz bir yadigârı var mı? Yokluk, kıtlık, kuyruk ve karaborsa ile hatırlanıyor. Dürüstlük mü? Tam bir komedi... Devr-i iktidârındaki manzara şuydu:
"-Çetelerin, mafyaların cirit attığı, soyup soğana çevirdiği bir Türkiye!"
"-Kevgire dönen, yetmiş sente muhtaç bir hazine!"
"- Tamtakır, kuru bakır hazinenin sözde dürüst ve kahraman bekçisi de, Başbakan Ecevit!"
"-Aslı buysa, taklidini varın siz düşünün!.."
Sefa Koyuncu
> sefa.koyuncu@tg.com.tr
