(..."Kadınların hataları" başlıklı "Osman Kaya" derlemesi) -Ne kadar verirsen daha çoğunu istiyor. Her anlamda: para, sevgi, aşk... Çünkü bunları vermeye aday olan adamlar, zaten her daim kapıda hazır bekliyor. ... -Tutamayacakları sözleri hiç düşünmeden, o anki duygularıyla veriyorlar. Realist olamıyorlar. Hızlı verilen kararların çoğunun sonu hüsranla bitiyor. ... -Belli yaşlarda belli krizlere giriyorlar. Sırasıyla: Evlilik, bebek, yaşlanıyorum, tatminsizlik... ... -Bir ilişkiyi önce kafada bitiriyorlar, sonra da sizi kızağa çekip hayatından çıkarmadan, yani kaybetmeden oyalıyorlar. Ne zaman ki yeni bir aday okeyleniyor, işte sizi o zaman terk ediyorlar. Kadınlar bir dalı tutmadan diğerini bırakmıyor. ... -Bahane uydurmada üstlerine yok. Üç senelik bir ilişkinin ilk gününde söylediğiniz bir şeyi, o kadar zaman içlerinde tutup, ayrılırken kafanıza kakıveriyorlar... ... -Güven dedikleri şey, emin olun aslında paradan başka bir şey değil. ... -Genelde belli bir yaştan sonra akılları başlarına geliyor. Yaptıklarına pişman oluyorlar. ... -Yine bazı zamanlar büyük bir istekle her şeyin altından kalkabileceklerini zannederek aldıkları sorumlulukları bir süre üzerlerinden atmak istiyorlar. ... Yemek yaptıklarında yemekleri, her giyindikleri, konuştuklarında konuştukları, temizlediklerinde evleri, süslendiklerinde kendileri övülsün isterler... temel'in yeri Temel avukatına: "-Vasiyetimi değiştirmek istiyorum... Ben öldükten sonra üç ay içerisinde karım evlenirse mirasımı kullanmaya hak kazansın..." -Neden böyle bir değişikliğe gerek duydunuz?... "-Benim ölümüme hiç olmazsa bir kişinin üzülmesini istiyorum da..." SÖZ'ün gelimi... Yazarlar; nasıl yazarlardı?... Mark Twain yatakta yazanlardandı... Yatağa uzanıyor, kâğıtları dizinin üstüne yerleştirip başlıyor kalem oynatmaya... Yazdıklarını yatağın üstüne ya da yere atıyor. *** James Joyce yatağında, yüz aşağı yatarken yazardı. Eski tip siyah mürekkepli kalemle ilk müsveddelerini çiziktiren Joyce, daha sonra kırmızı kalemle düzeltmeler yapardı. *** Alexandre Dumas, en yeni, en süslü giysilerini kuşanıp yakasına da bir çiçek yerleştirdikten sonra otururdu yazı masasının başına. *** Balzac, başucunda yanan bir mum olmadan hiçbir şey yazamazdı. Kahve tiryakiliğiyle de tanınan Balzac'ın bir başka özelliği ise, çoğu zaman yazı yazarken başına bir yün atkı sarıp ayaklarını da suya sokması. *** Bernard Shaw, evinin bahçesine bir kulübe yaptırtmıştı ve tüm yazılarını burada kaleme alırdı. *** Schiller, yazı masası üzerinde ekşi ya da çürük elma bulundurmaktan hoşlanırdı. Yazar elmayı sık sık koklardı. Bazen banyoda su içinde yazdığı olurdu. *** H.G.Wells, en okunaksız el yazısı ile yazardı. Ayrıca, gençliğinde ayaklarını suya sokmadan yazamazdı...*** Henry James ayakta yazanlardandı. Çalışma odasının çeşitli yerlerine yüksek sehpalar yerleştirir; bunların üzerine kâğıtlarını dağıtırdı. Ve düşüne düşüne dolaşır, aklına gelen cümleyi en yakınındaki kâğıda yazardı. *** Charles Dickens, çok güç uyuyan birisiydi. Uyuyabilmek için yatağının başını kuzeye çevirir, sonra da tam ortasına yatardı. Tam ortada olduğunu anlayabilmek için iki kolunu uzatarak ölçü alırdı. *** Alexandre Dumas, doktorunun tavsiyesi üzerine uykusuzluğu yenebilmek için her sabah yedide Arc de Triomphe önünde bir elma yerdi. *** Edmond Rostand da Cyrano de Bergerac'ı banyoda yazardı. Çalışırken kimsenin kendisini tedirgin etmesini istemezdi; arkadaşlarını kapıdan çevirmeye yüzü tutmazdı. Bu yüzden, çareyi banyosuna sığınmakta bulurdu. (...İzdiham çalışması) söz der ki "-Sevgi ortada dolaşır, belli etmez... Aşk gizlenir, saklanamaz..." (...Formülü çözdüğünde ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) tuzaktan kumanda (...AZERBAYCAN - AZ TV / Kurtlar Vadisi Sözleri -2-) -Biz ölmeyi çohdan göze sürdük de, yanımızda kimler aparacıgda onu düşünürük... ... -Her şeyin, zamanı var; yaşamanın, sevmenin, hetta ölmenin bele.. ... -Biz belimize silahı, silahla vurulmag üçün goydug... ... -Ölüm, gözlenilmez adamdan, gözlenilmez zamanda gele biler... ... -Sen fermada at tımar ederken, biz insan tımar edirdik... ... -Adımızın böyüklüyü, dostlarımızın böyüklüyündendir... ... -Gözden ahan bir damla yaş, kimsenin susuzluğunu aradan galdırmaz... ... -Şans, doğru zamanda doğru yerde olmagdır. Bir film diyaloğu "-Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsan, ona hayallerini sor..." (...Amerikan Rüyası filminden) hayata dair... Az korkun, çok ümit edin; Az yiyin, çok çiğneyin; Az konuşun, çok şey ifade edin; Az kızın, çok sevin; İyi şeyler sizindir... (...L.Fischer)