Bu sefer üç nokta başa, üç nokta da sona koydum dikkat ederseniz... Neden yaptım bunu?... "Altı Nokta Körler Derneği"ne kıyak olsun diye!.. Kamusal alanlar; -Çankaya Köşkü... -Kamu Kurum ve Kuruluşları... -Mahkemeler, Hastaneler, Postaneler... -Polemiğe İş ve İşçi Bulma Kurumu... -A-sosyal Sigortalar Kurumu... -Öküz Altında Buzağı Arama Ortaklığı... -Kriz Çıkaranlara Aval Aval Bakanlar Kurulu... -İnsan Hakları G-İzleme Komitesi... -Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet Demir Yolları, Devlet İstatistik Enstitüsü... -Devlet İncir Çekirdeği Doldurma Platformu... Kamusmayan alanlar; -Yoğun Bakım Üniteleri... -Darülacize... Postahane... Rasathane... -Kızılay Çadırları... Bankamatikler... Hemzemin Geçitler... -TRT-GAP... Toplu Konut İdaresi... Türkiye Elektrik Kurumu... -Milli Eğitim Bakanlığı Gece Üniversiteleri... -Mark & Spencer'la Hülya Avşar Show... -İnsan Haklarını (televizyondan) İzleme Komitesi... (A.Emin Fidan'dan) -Kamu Çalışamayanları Platformu... -Devlet Engelleme Teşkilatı... -Devlet Su İşleri, Bırakın Bu İşleri... Tebeşir Tozu... "-Müşteri yemekte cebine davranmışsa, işi kaçırdın demektir..." (Robbin) kadınlar&erkekler (rakamlarla kadın sürücüler) - Önünüzden dönecektir. Ya hızla dönüp arka lastiği kaldırıma çıkarır ya da çok geç kalır, geri çıkması gerekir. İçeri bakınız. * (Yüzde 91 kadın, yüzde 7 lama, yüzde 2 acemi erkek...) - Bayırda durmak zorunda kalmıştır. El freniyle kalkacaktır, etrafta bir lastik ve balata kokusu, kırmızı bir duman yayılır. Hemen içeri bakınız. * (Yüzde 82 kadın, yüzde 14 buffalo, yüzde 4 acemi erkek...) - Yeşil yanar, orta şeritte bir Polo hareketsizdir. Ayna başında faaliyet vardır. Hemen içeri bakınız. * (Yüzde 99 kadın, yüzde 1 direksiyon başında vefat etmiş bir erkek...) - Durmuş bir işinizle uğraşıyorsunuzdur. Yanınızdan firkateyn geçecek kadar yer vardır. Uzun bir kornayla irkilirsiniz. Hemen içeri bakınız. * (Yüzde 80 kadın, yüzde 15 polis, yüzde 4 acemi bir erkek, yüzde 1 nil timsahı...) - Araba geri geri park edecektir. Lakin içindeki bünye, direksiyonu hiç hareket ettirmeden, ileri geri yapıp uygun pozisyonun kendiliğinden geleceğini ummaktadır. Süzün içerisini, süzün süzün korkmayın, sizi görmez... * (Yüzde 99 kadın, yüzde 1 yunus...) bizimkiler * Sırrı hatırlamadığı bir sanatçıyı anlatıyor, "Hani Mustafa Sandal'ın klibinde de oynamıştı... Gerçi görüntüsü yoktu ama..." * Küçük Hüseyin, otobüslerde ön sıraların kime ait olduğu yazısını yanlış görmüş, "Hamile, yaşlı, sakat neyse de, harp mamülü ne demek?..." * Bu sene, "Mubarek Ramazan da bitti" yorumunu ilk yapan Dündar Abi oldu; yedinci gün, 15.30... temelin yeri Çok kalabalık bir belediye otobüsünde yolculuk eden Temel'in ayağına iri yarı bir adam basmış... Nasırı acıyan Temel, adamın kulağına eğilip sormuş; "-Sen nerelisin?..." Adam Temel'e bakmış, nereli olduğunu söylemiş ve sormuş; -Niye sordun?... "-Hiç... Bu cins ayılar hangi memlekette yetişir diye merak ettim..." MAHKUM Kadınlar alış verişe çıkınca kontrolden çıkıyor, sağlıklı düşünme yeteneğini kaybediyormuş... Alınanlara bakarsak başka sebep düşünülemez zaten... bugünün buluşu -İlk kez eskimiş veya yırtılmış bir iç çamaşırı, yer bezi olarak değerlendirildi... (10.11.1961) ayaküstü Federasyon Hukuk Kurulu; Fener-Rize maçının tekrarlanmasına karar verdi... Bu federasyon Fener düşmanı... Bir puanı kapmışken maçı tekrarlatarak bunu göstermiştir... sanatik kritik "Her kötü olay, insana iyi bir ders veriyor... Paris'ten döndükten sonra stüdyoya kapanıp kütür kütür işimi yapar oldum..." (Gülben Ergen) politik kritik "Türkiye artık kem talihini yenme noktasına gelmiştir... Artık enflasyon canavarı eskisi gibi ortada kırıta kırıta dolaşmıyor..." (Mehmet Ali Şahin) sportik kritik "Türkiye'ye gelmekle doğru karar verip vermediğime henüz emin değilim... Açıkçası Barcelona gözümde tütüyor..." (Frank De Boer) Serdar Bilgili'nin ajandası... -Bugüne kadar İnönü'ye gelmiş geçmiş bütün takımlara memnun kalıp kalmadıkları sorulacak... (Bir kusurumuz olmuşsa özür dilenecek... ) -Şifo Mehmet'in attığı gol çizgiyi geçmemişse Fenerbahçe'den özür dilenecek... (Tekrarına hazır olduğumuz bildirilecek...) -Uzun zamandır Türkçe öğrenmediği için eleştirdiğim Lucescu'ya "çok sory..."