Arkadaşım Gayle dört seneden beri kansere karşı yaşama mücadelesi veriyordu... Diğer arkadaşlarımla birlikte onu ziyarete gittiğim bir gün çocukluk hayallerimizden söz ediyorduk... Gayle başını pencereye doğru çevirdi... Gözleri çok uzaklarda, sesi sitem dolu idi; "-Ben, kumandalı, kırmızı bir oyuncak arabamın olmasını isterdim hep, ama doğum günümde ne istediğimi söylersem; dileğimin gerçekleşmeyeceği korkusuyla hiç kimseye söyleyememiştim bunu... Bu nedenle de asla radyolu, kırmızı bir oyuncak arabam olmadı" dedi... ... Gayle'i ziyaretimden bir kaç gün sonraydı... Çok sevdiğim dondurmayı almak için sırada beklerken birden dondurmacının vitrinindeki kırmızı oyuncak arabayı gördüm... Yanına da bir not iliştirilmişti: "-Dondurmanızı alırken vereceğimiz kuponu doldurmayı unutmayın, belki de çekiliş sonunda bu kumandalı araba sizin olabilir..." Hemen Gayle'in sözleri geldi aklıma... Bir kaç hafta boyunca sürekli dondurma alıp, verdikleri kuponları doldurdum... Hiçbir çekilişte de kazanamadım... Bu kırmızı arabayı mutlaka Gayle'e almalıydım... Dördüncü haftanın sonunda artık çekilişte kazanmaktan ümidimi yitirmiştim... Dükkan sahibi ile konuşarak bana bu arabalardan bir tanesini satmalarını rica ettim... Dükkan sahibi dört haftadır her gün dondurma alıp, kuponları doldurduktan sonra büyük bir heyecanla çekiliş sonuçlarına baktığımın gözünden kaçmadığını söyledi... ... Ardından da gözlerimin içine bakarak: "Söyler misiniz, neden bu kadar çok istiyorsunuz bu arabayı" diye sordu... Gözlerimden süzülen yaşlara aldırmadan ona arkadaşımdan söz ettim... Çok etkilenmişti, "İstediğiniz oyuncak arabayı verdiğiniz adrese göndereceğim" dedi... Yazdığım çeki masanın üstüne bırakarak, büyük bir mutlulukla evime geldim... Bir gün sonra Gayle'i ziyarete gittiğimde gözleri ışıl ışıldı... Elindeki kırmızı oyuncak arabayı göstererek küçük bir çocuk heyecanıyla: "Bak" dedi, "Bunca yıl bekledim ama nihayet dileğim gerçekleşti, hem de tam istediğim gibi..." ... Ertesi günü postacı bir zarf uzattı elime... Açıp okumaya başladım: "-Sevgili Bonnie, annem ve babam da kanserdi ve ikisini de, altı ay gibi kısa bir sürede kaybettim... İkisi içinde çok çabaladım ama doğrusu dostlarımın sevgisi ve cömertliği olmasaydı hiç bir şey yapamazdım... Gerçek dostlarım olduğu için kendimi hep şanslı hissettim. Gayle'de senin gibi bir dostu olduğu için çok şanslı... En iyi dileklerimle... - Norma -" Dondurma dükkanının sahibiydi mektubu yazan. Benim masasına bıraktığım çek de zarfın içindeydi... (...Pazar hikayesini Bonita L. Anticola anlattı) Yeni yeni meslekler > Okulları Tatil Ederken Trafiği De Düşünen İstanbul Valiliği... > Yoksullar İçin Yapılan Maça Beleş Giren Taraftarlar Birliği... > Light Sigarayla İki Kat Mücadele Eden Kanserle Savaş Derneği... > Yılbaşı İkramiyesi Çıkınca Ne Yapılacağı Konusunda Tavsiye Kurulu... bizimkiler... (*En çok yaptıkları dalgınlıklar...) DÜNDAR ABİ: Saatleri kontrol etmeye gelen İSKİ'ciyi hırsız zannederek kavgaya girişmek... ... NECMETTİN: Evde kahvaltı yaptığını unutup, işyerinde bir daha yapmak... ... GÖKSEL: Buz tutmasın diye silecekleri geceden açık bırakmak... ... CEM: Telefonda "Gelince beni arasın" ricasına, "Ben unutuyorum, gelince siz tekrar arayın" demek... ... FEHİM: Ankara deplasmanına giderken pasaportu yanına almak... ... HASAN: Derecesini 220'de unutup, iki günde bir çay kazanı patlatmak... ... BİLGEHAN: Sigarayı bıraktığını unutup, arka arkaya birkaç tane içmek... S.Ö.Z. der ki; "-Sevdiklerimize çelmeyi taktık, düşmesini seyrettik ve tam yere yapışacakken tuttuk... Adına da kahramanlık dedik..." (...İnsanları derin düşünceye sevkeden müthiş S.Ö.Z.leri) temelin yeri... -Bir denizaltı gemisini kaç Karadenizli batırabilir?... "-Temel'le Dursun... Biri kapağa tak tak vurur, diğeri açar..." *** -Temel temizlediği aynaya neden kızmış?... "-'Ya sen temizle ya da ben' diye... *** -Temel niçin 'hapishane çok pis' diye şikayet ediyormuş?... "-Ekmekten eğe çıkmış..." *** -Temel sağırlar için telefon üretmiş... Nasıl?... "-Zil sesi yerine ışık yanıyormuş..." *** -Temel'in evinin penceresi niye yuvarlaktır?... "-Güneş girsin diye... bugünün buluşu > İlk kez bir sporsever, arabasının ön koltuklarına tuttuğu takımın formasını geçirdi... (...25.12.1975) tebeşir tozu "-Hırsları kökünden atmak imkansızdır... Onları yalnızca asıl amaçlarına doğru yöneltmeye çalışmalı..." (...Tolstoy) tuzaktan kumanda (...SHOW - Pazar Keyfi...) MUHABİR: Süheyl ve Behzat Uygur hakkında ne düşünüyorsunuz?... CEM YILMAZ: Hem kötüler, hem de iki taneler... *** (...LİG TV - Aslan Cimbom...) MUHABİR: Saha dışındaki Ümit Karan, nasıl biridir?... VOLKAN: Ümit içine kapanık biridir... Zaten genelde ne düşünüyorsa onu söyler... sanatik kritik "-Her güzel giden ilişkim TV'de gösterildikten sonra bitince nazara inanmaya başladım... Artık sevgilimi göstermeyeceğim..." (...Deniz Seki) politik kritik "-Bu hükümet, fakirlerin cebinden alıp, zenginlerin cebine koyuyor... Biz bunlara hep 'Köroğlu' dedik, ama bunlar 'Bolu Beyi' çıktı..." (...Erkan Mumcu) sportik kritik "-Hayatta hiçbir şey seçilmez, kaderiniz bellidir... Müslümanlığın ışığı üzerinizdeyse, Müslüman olacaksınızdır... Benim de ışığım var..." (...Nicolas Anelka) Şifa Yemek Öğle Menüsü > Mercimek Çorba... > Mantarlı Piliç Sote... > Tepsi Böreği... > Ayran...