MOURİNHO; "Di Matteo benden daha iyi hoca... Şaka şaka dumur olmayın hemen, ben hepsinden iyiyim." ... Dİ MATTEO: "Emaneten de olsa takımın başına beni geçirin dedim dedim inanmadınız bak ne oldu şimdi?" ... SANTRFOR olmasına rağmen 2 numarayı giyen Arouna Kone'nin Adıyamanlı olduğu iddia ediliyor. ... FERNANDO Torres: "Bir kişi beni sahaya itmedi, yazık!" ... MOURİNHO'nun "Barça'nın golü açık ofsayttı" açıklamasına Çarşı'dan destek; "Hocam dalalım mı?" ... BUSQUETS: "Bir Selçuk Şahin vardır bende benden içeri." Tuzaktan kumanda... (...Magazin programına katılma şartları) * Klibin ilk yayın hakkını kanalımıza vermek... * Rüküş seçildiği günleri, şık seçildiği günlere saymak... * Abuk soruları bile sanatçı olgunluğu ile karşılayıp, cevap vermek... * Evinin kapısının anahtarlarından birini bize vermek... ... (...Evlilik programına katılma şartları) * En az otuz tane ağzı açılmamış lafı ezbere bilmek... * Sunucuya evde kaldığını çağrıştıracak şeyler söylememek... * Kendisi programdayken dış kapı dahil evinin anahtarlarını bize vermek... * Tercihen koltuğa oturunca ayakları havada kalmak... ... (...Sabah programına katılma şartları) * İkisi duvardan dönmüş olmak şartıyla, en az beş kez koca dayağı yemek... * Hikayesi ile ilgili en az üç kişinin telefon numarasını vermek... * Başkalarının hikayesini de kendi hikayesiymiş gibi dinlemek... * Programdan bir ay önce gözyaşı torbalarını boşaltmamış olmak... ... (...Haber programına katılma şartları) * Alkollü araç kullanırken yakalanınca trafik şeridinde düz yürüme testine girmek... * Gözleri siyah bantın altında kalacak kadar küçük olmak... * Gizli kamerayı fark edince fark etmemezlikten gelmek... * Yangında itfaiyeden önce televizyonumuzun santrallerini aramak... (...Spor programına katılma şartları) * Doksan dakikaya yayılacak şekilde gün yüzü görmemiş laf bilmek... * Tribünde "Golü kim attı" diye sorup, televizyonda on dakika gol üzerine konuşmak... * Maç çıkışı boş kameraları kesip, yanından geçiyormuş gibi yapmak... * Yorum yapmak için nefes alıp vermesi yeterli olmak... İTİRAF?REYoNU.. (...isim: çağla ...şehir: istanbul ...yaş: on altı) Geçen gün edebiyat dersindeydik... Öğretmenimiz bir arkadaşımızı kaldırarak; "Koşma nedir" diye sordu... Ben de espri yapmak amacıyla arkadaşımın kulağına eğilerek: "Yürümenin hızlı şeklidir" dedim... Arkadaşım bu espriyi ciddiye alarak derste bağırmaya başladı: "Hey millet Çağla koşmanın ne demek olduğunu bilmiyor..." Bir an herkes en arka sırada oturmakta olan bana şaşkın şaşkın bakmaya başladı ve rezilliğim bu kadarla sınırlı kalmadı. Böyle bir cevap vermeyeceğime kanaat getiren hocam, bu soru için beni kaldırdı ve cevap vermemi istedi. Ben de kendimi yerin dibine sokan konuşmaya başladım: "Hocam, koşmanın iki anlamı vardır: İlk anlamı yürümenin hızlı şeklidir. İkinci anlamı ise Halk Edebiyatı'nda yiğitlik, kahramanlık gibi konuları işleyen şiirlerdir..." İşte günlerce konuşulan rezilliğim üzerine hocamın tuz biber olan sözleri: "-Evet... Bundan sonra Çağla'yı 'Sözlük Hanım' ilan ediyorum..." (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) Bizimkiler... Ali Abi, bir iş için Beşiktaş'a gitmiş. Hazır oradayken teyze kızı Olcay'a uğrayayım demiş... O da aynı saatlerde bir iş için Yedikule'ye uğrayınca Ali Abi'ye uğramış... Yıllar sonra görüşme fırsatı bir başka bahara kalmış... ... Bir iş için Irak'a giden Murat Abi'yi köpek kovalamış... "Hoşt" demiş ama köpek Türkçe bilmediği için anlamamış!.. ... Gün içinde telefonla konuşmadığı anlar sayılı olan Cüneyt Abi, Yine böyle bir sırada sabahları yardım için gittiği fırında kendisine emanet edilen onlarca ekmeği yakmış... Fırında perde arkasından perde önüne alınmış, şimdi sadece ekmek verip para alıyor... ... Vitrindeki dekolte gece kıyafetlerini gören Ali Abi'nin yeğeni; camdaki "Abiye Kıyafetler" yazısına şu yorumu yapıyor; "-Bu elbiseleri kadınlar giymiyor mu, neden Abi'ye yazmışlar?..." söz der ki; "-Ömrünü verebilecek değerde birini bulamamış kimsenin ömrünün değeri yoktur..." (...İfadelerine yer verdiği müthiş S.Ö.Z.leri) TEMEL'iN YERi Köyün erkekleri ormandan dönerken derin bir çukura düşmüşler... Çukurun için çalı dolu olduğu için ne kıpırdayabilmişler, ne çıkabilmişler... Gruptan ayrı yürüyen ve arkalarından gelen Dursun'a demişler ki; "-Git köyden yardım getir..." Dursun bir müddet sonra köy halkı ile birlikte dönmüş... Gelenler de uğraşmış ama bir türlü çıkaramamışlar... Ne yapacağız derken Temel demiş ki; "Bir fikrim var"... "-Çukurun içine ateş atalım, çalılar yanar, biz de onları çıkarırız..." "Harika" demişler ve hemen çukuru ateşe vermişler... Tabii çalılarla birlikte adamlar da yanmaya başlamış... Sonunda yan yana dizili iskeletleri görünce Temel Dursun'a "Bak şunlara" demiş; "-Dışarı çıkacaklarını anladılar, nasıl da sırıtıyorlar..." HAYATA?DAİR X Bir kafanın bilgeliği bir de kalbin bilgeliği vardır... X Bir kere beyefendi olan, her zaman beyefendidir... X Dil, pek çok doğal olayları tarif edebilecek kadar güçlü değildir... X Her şeyin yüzeysel bir bilgi olduğunu söylemek hiçbir şey bilmemek demektir... X Hiç kimsenin kendisinden başka düşmanı yoktur... X Küçük şeyler hayatın toplamını meydana getirir... X Sevgi ne birden var olur, ne birden yok olur... (...Charles Dickens) BİR FİLM DİYALOĞU (...Mesaj filminden) -Evren çok büyük bir yer, herhangi bir insanın hayal edebileceğinden de büyük... "-Sadece biz varsak, bu uzayın korkunç bir israfı demek olurdu, değil mi?..."