Doksan iki yaşında, ufak tefek, kendinden emin ve gururlu, her sabah sekizde giyinip kuşanan ve görme engelli bile olsa saçlarını tarayan yaşlı hanım, benim görev yaptığım huzurevine yerleşmeye karar vermişti... Huzurevinin kapısında sabırla beklenen birkaç saatin ardından, odasının hazır olduğu söylendiğinde tatlı tatlı gülümsedi... Asansöre yönlendiği sırada, kendisine odasını anlatmaya başladım, penceresinde asılı perdelerden de söz ettim... Ben anlatırken, kendisine köpek yavrusu verilmiş sekiz yaşındaki küçük bir kızın heyecanıyla, "O perdeleri çok severim" dedi... Söylediklerini duyunca "Bayan Jones henüz odayı görmediniz, biraz bekleyin" dedim... "Bunun onunla bir ilgisi yok" dedi; "Mutluluk zamandan önce karar verdiğiniz bir şeydir... Benim odadan hoşlanıp hoşlanmamam mobilyaların nasıl düzenlenmiş olduğuyla değil, benim onları zihnimde nasıl düzenlediğimle ilgilidir... Ben onları sevmeye karar vermiştim zaten... Bu benim her sabah uyandığımda verdiğim bir karardır... Bir seçme hakkım var, ya tüm günümü artık çalışmayan vücut parçalarımın bana verdiği sıkıntıyı düşünerek geçiririm ya da yataktan çıkıp hâlâ çalışan parçalarım için şükrederim... Gözlerim açık olduğu sürece her yeni gün bir hediyedi... Yeni güne ve hayatımın yalnızca bu döneminde biriktirdiğim mutlu anılara odaklanırım... Yaşlılık banka hesabı gibidir... Ne yatırdıysan onu çekersin hesabından... Bu nedenle benim önerim, anıların banka hesabına dolu dolu mutluluk yatırman olacaktır... Anı bankamı doldurmaktaki katkın için sana teşekkür ederim... Hâlâ oradan mutluluk çekiyorum... Mutlu olmak için şu beş basit kuralı hatırla; Kalbini nefretten arındır... Zihnini endişelerden arındır... Basit yaşa... Çok ver... Daha az bekle... (*Pazar hikayesini Mustafa Balkan anlattı...) > tebeşir tozu "-Soyulduğu halde gülen adam hırsızdan bir şey çalmış demektir, boş yere üzülen ise kendi kendini soyar..." (...William Shakespeare) > *Meçka Engin... Gazetede her şeyin Engin Abi'ye göre ayarlanması... * Normal bilgisayarların yazı kaydederken, "Yazı kaydedilsin mi" diye sorması, Engin Abi'nin bilgisayarının, "Kaydettim abi" mesajı vermesi... ... * Bütün televizyonlarda "açılış" kanalının haber ve spor kanallarına ayarlı olması, Engin Abi'nin televizyonunun Kral TV'ye ayarlı olması... ... * Meşgul çalan dahili telefonlar için herkese "Lütfen 5'i tuşlayınız" uyarısı verilirken, Engin Abi'ye "Karşı taraf kapatınca biz seni arayalım abi" denmesi... ... * Yemekhanede herkesten fiş istenmesi, Engin Abi ve beraberindekilerin masasına servis yapılması... ... * Herkesin berbere telefon açarak sıra alması, berber Coşkun'un Engin Abi'ye "Müsaitsen tıraş etmeye geliyorum" demesi... * Vatansever, toplum adamı, herkesin yardımına koşan, gerçek insan... Taşlamalar... Haşlamalar... TEKERLEME Enflasyon, devalüasyon, kur farkları; Ne güzel dönüyor ekonomi çarkları... İskele, sancak, alabanda; Benim kovama bir damla... İncik, boncuk, tomurcuk; Fili yuttu kuzucuk... İyi ama kardeşim, dım, dım, dım; Ben bir şey anlamadım... (osman.yavuz.inal) itiraf reyonu... (...isim: saliha aşık ...şehir: çorum ...yaş: ne önemi var) Bir arkadaşım var ki; Meçka Engin'le rekabet edebilir... Onun adına bir itirafım var, rezil olsun diye, biz bir yıldır gülüyoruz... Gaf ebesi dahil üç arkadaş birlikte kalıyoruz... Gece acıktık ve bir şeyler yemeye karar verdik... Ben yemeğimi mikrodalgada ısıttım, gaf ebesi soğuk yemek istedi ona öylece verdik... Diğer arkadaş da yemeğini mikrodalgadan aldı... Sofraya oturacaktı ki bizimki, "Ya soğuk soğuk yenmiyor şunu sıcağına koy da ısınsın" dedi ve film koptu... Mikrodalganın çalışmasını hem şematik, hem uygulamalı gösterdik ama adı çıktı bir kere... 16.04.1914 8Uzun süren bir tartışmanın haberi yapılırken, "Yılan hikayesine dön dü" deyimi kullanıldı... (Taha Palulu'dan) ...gündemin kırıntıları... Christoph Daum bir yıl daha kalacakmış... Bir yıl daha "Daum gidiyor" haberleri okuyacağız yani... politik kritik "-Eskiler, 'Güzele güzel dersen naz eder, çirkine güzel dersen haz eder' derler... Çocuklara güzel yaklaşılırsa iyi yönde gelişir. Tahkir edilirlerse kaybederiz..." (...Hüseyin Çelik) sportik kritik "-Galatasaray'ın şampiyonluğunu, Fenerbahçe'nin her ortamda kavga çıkarmasından dolayı istiyorum... Bir laf vardır, 'Dil, çürük dişin etrafında dolaşır' diye..." (...Yıldırım Demirören) Temel'in yeri... Trafik kazası sonrası olay yerine gelen polis her iki otomobilin konumunu tespit ettikten sonra sürücüler Temel ve Dursun'un ifadesi için yanlarına gitmiş... Temel'in sürekli "Yolun yarısını bana bırakıp geçmeme izin verseydi bu kaza olmayacaktı" diye tekrar edip duruyormuş... Polis arabasının etrafında dönerek hasar tespiti yapmaya çalışan diğer sürücü Dursun'un yanına gitmiş ve Temel'in beyanını iletmiş... "Memur bey, yolun yarısını beyefendiye vermeye mutlulukla hazırdım" demiş Dursun; "Ancak hangi yarısından geçmek istediğini bir türlü anlayamadım..." sağdan - soldan (...Adana - Minibüs Arkası - Enes Yavuz) "-DELİ BEKİR KEBAP TESİSLERİ..." (...Ankara - Kamyon Arkası - Yozgatlı) "-YAKLAŞMA... BABA BUGÜN YORGUN..." (...İzmir - Firma İsmi - Okan Arca) "-KAPI'DOKYA... ÇELİK KAPI SANAYİİ..." (...İstanbul - Araba Arkası - Cem Erkek) "-ARKADAN DÜŞEN PARÇALARI LÜTFEN BİLDİRİNİZ... 0535..." (...İstanbul - Dükkan Camı - Osman Kapıcı) "-EHLİYETLİ ŞOFÖR ALINACAK..." Bizimkiler... NECMETTİN: Niye açmıyorsun telefonu, sabahtan beri çaldırıyorum... TALİP: Kusura bakma abi yaa, kontörüm yoktu... *** ÖMER: Var mı bize malzeme?... CEM: Ağlarsa asfalt ağlar, gerisi yalan ağlar... *** ENGİN ABİ: Bugün niye geç kaldın?... TURGAY: Telefonda kalkacağım saati alarm yerine hesap makinesine yazmışım... tuzaktan kumanda (...ATV - Sabah Yıldızları) STÜDYO KONUĞU: Ben çok duygusalım Aydın bey, yengeç burcuyum... KUŞUM AYDIN: Ay canım beniiim... Ay ağlarım şimdi amaaa... S.Ö.Z. der ki; "-Cehalet yaşamayı bilmez, bilginin yaşamaya vakti olmaz..." (...Parmak ısırtan müthiş S.Ö.Z.leri) sanatik kritik "-Hamileliğin keyfini çıkarıyorum... Kimileri bu dönemde daha agresif oluyor ama ben gülüyorum... Hatta İbrahim 'Gülme çocuk deprem oluyor zannedecek' diyor..." (...Demet Şener) kadınlar & erkekler Kadınlar; takma kirpik, tırnak, gölgeler, göz farları, ruj, oje, parfüm, kremler, silikonlar, peruk, postiş, lens kullanır, kaşlarını aldırır, manikür, pedikür yaptırır, her taraflarından estetik ameliyat olurlar... Sonra... "Gerçek" bir erkek bulamadıklarından yakınırlar... > söz market dış haberler servisi (londra): sabırlı ev sahibi, üç yıldır kirasını alamadığı kiracını haklı olarak mahkemeye verdi, "bu süre içinde tek kuruş kira ödemedi" diye yakındı... mahkemeden joyce vincent isimli kiracı için tutuklama kararı çıktı... yetkililer vincent'in kirada oturduğu eve geldiler, ancak yoğun çabalara rağmen kapıyı açtıramadılar... nihayetinde kapıyı kırıp içeri girmeye karar verdiler... eve girdiklerinde gördükleri manzara beklenen türden değilse bile fazla şaşırtacak cinsten değildi... vincent'in cesedi, açık olan televizyonun karşısında öylece yatıyordu... muhabirimizin haberi bize yazdırma sebebi olan not daha ilginçti... yapılan otopside kiracı kadının şubat ikibinüç yılında, yani üç sene önce öldüğü ve anlaşıldı...