Özür diliyorum...

Yazmasam çatlayacağım... Geçen kimin arabasıydı hatırlamıyorum ama radyoda kulaklarımla duydum... "Tuzaktan Kumanda'ya mı gider", "Ayaküstü'ne mi gider" derken baktım yazı uzun olmuş ana yazı yaptım... Ozan Konak; "Drive time" denilen, işten eve dönülen trafik saatinde "kadın erkek" ilişkilerini masaya yatırıyor ve dinleyicilerine telefonla bağlanıyor... "Doktor Serap şu anda hattımızda" diyerek beyin cerrahı dinleyicisini yayına aldı... Kadın, "Eşimden özür diliyorum" deyince, ben sesi açtım, acaba ne hata yaptı diye... Doktor; her cümleden sonra ağızları biraz daha hayrete açan şu konuşmayı yaptı; "Benimle aynı hastanede görev yapan psikiyatr eşim Dr. Cüneyt'ten özür diliyorum... Messenger adresini gizli olarak hemşirelerden aldığım için... Bütün hemşirelere dağıtmış yazışıyordu çünkü... Ve yine özür diliyorum Messenger'a başka isimle, başka hastanede çalışan bir hemşireymiş gibi girdiğim için... Aylardır benimle koyu bir muhabbet etmesini sağladığım için... Kendisi şu anda benimle buluşmak için köprüden geçip Kozyatağı Carrefour'a giderken onu bekleyen biri olmadığı için... Evime gidip çocuğumu doyuracağım için... Geri dönerken yatacak yer arayacağı için... Messenger'a başka isimle girdiğim son 1 ayda, 10 yıllık evliliğim boyunca duymadığım kadar güzel söz duyduğum için..." > Tuzaktan kumanda... (...KANAL D - Beyaz Show) BEYAZ: 10 milyar aylık verseler, makine mühendisliğine döner misin?... AJDAR ANIK: 20'le olur... *** (...Kanal D'deki - Sabahların Sultanı) STÜDYO KONUĞU: İşyerinde taciz edildim ve günlerce işkenceye uğradım... Yaşadıklarım bir kâbus gibiydi... SEDA SAYAN (Sanatçıya dönerek): Yazık gıı... E bari sen bir şarkı söyle de neşelenelim... Bugünün buluşu > İlk kez sınav başlamadan önce hocaya, "İstediğimiz sorudan başlayabilir miyiz" diye soruldu... (...23.10.1963) Temel'in yeri... Temel'in patronu Dursun Bey, bir iş görüşmesi için Ankara'ya gitmiş... Ama görüşeceği İdris Bey'in adresini kaybetmiş... Durumu telgrafla merkezdeki Temel'e bildirmiş; "-İdris Bey'in adresini biliyor musun?..." Ertesi gün Temel'den tek kelimelik bir cevap gelmiş; "-Evet..." *** Kadın temizlik yaparken camlardan birini kırmış... Hemen camcı Temel'e sipariş vermiş... Yarım saat sonra zil çalmış; -Kim ooo ?... "-Camcı camcı... Aç şu kapıyı bee..." Kadın "Kafadan biraz eksik herhalde" diyerek kırılan camı göstermiş ve işinin başına dönmüş... Az sonra kapı tekrar çalmış; -Kim ooo ?... "-Camcı camcı... Aç şu kapıyı bee..." -Yanlışlık var... Camcı az önce gelmişti... "-Aç şu kapıyı düştük bee..." > Bizimkiler (...Bizimkiler'in yurt dışı bombaları) Küçük Hüseyin'in taksiciye; "Yenibosna usta" diye adres bildirmesi... *** Engin Abi'nin otelde sıcak su sorması; "-Water cıs..." *** Tahir'in alış veriş yaparken; "-No invoice, have Money" demesi; (Fiş almazsak kaça olur) *** Yabancı basın temsilcisinin kendisini, "My name is Christian" diye tanıtması... Turgay'ın olayı yanlış anlaması; "-I am muslim..." *** Çok kesin bilgi değil ama efsanedir, anlatılır... Cem yanında hapşıran turiste jest yapıyor "-Very very live..." (Çok yaşa) Hayata dair... Diz çökmüş göz kapaklarım üstüne; Saçlarımın içindedir saçları; Hali var, ellerimin halinden; Rengi var, gözlerimin renginden; Kapılmış, koyulmuş gölgeme, Göğe karşı bir taş gibi... ... Gözleri var, açıktır her daim, Uykuyu haram ettiren bana... Ya güneşleri önüne katan, Ya o ışık delisi rüyaları... Güldürür ağlatır da güldürür beni, Söyletir bilmeden ne söylediğimi... (...Paul Eluard) Bizimkiler (...Bizimkiler'in yurt dışı bombaları) Küçük Hüseyin'in taksiciye; "Yenibosna usta" diye adres bildirmesi... *** Engin Abi'nin otelde sıcak su sorması; "-Water cıs..." *** Tahir'in alış veriş yaparken; "-No invoice, have Money" demesi; (Fiş almazsak kaça olur) *** Yabancı basın temsilcisinin kendisini, "My name is Christian" diye tanıtması... Turgay'ın olayı yanlış anlaması; "-I am muslim..." *** Çok kesin bilgi değil ama efsanedir, anlatılır... Cem yanında hapşıran turiste jest yapıyor "-Very very live..." (Çok yaşa) S.Ö.Z. der ki; "-Utanan kimseden zarar gelmez... Ama utandığını söyleyen kişi, yapacağı patavatsızlığa kılıf arıyordur..." (...Sosyal fobiyi atmadan önce söylediği müthiş S.Ö.Z.leri) Kadınlar & Erkekler (...Futbol topunu tercih etme sebepleri) ... > Bir futbol topu için onu ne kadar beklettiğinizin önemi yoktur... ... > Bir futbol topuna ne kadar kızarsanız kızın ağlamaz, cevap vermez... ... > Bir futbol topu almak için günlerce koşuşturmanıza gerek yoktur... ... > Bir futbol topu alınca diğerleri kıskançlık yapmaz... ... > Tatilde nereye gitmek isterseniz, futbol topu oraya gelmeyi kabul eder... ... > Bir futbol topunun havası inince yenisini alabilirsiniz... ... > Bir futbol topu için 150 metrekare ev almak zorunda değilsiniz... ... > Her dışarı çıktığınızda futbol topunuzu yanınıza almanız gerekmez... ... > Hiçbir futbol topu, "Eşitlik istiyorum" diye bağırmaz... > itiraf reyonu... (...isim: fehim ...şehir: istanbul ...yaş: yirmidokuz) İşyerimizde Çinli bir arkadaş çalışıyordu... Adı Oktay, uzun yıllar Türkiye'de kalmış, Türkçe'yi de çok güzel konuşuyor... Daha sonra Türk vatandaşı oldu ve hâlâ İstanbul'da yaşıyor... Bir gün sohbet ediyoruz... Bize Çin'den bahsediyor... İşe yeni giren ve Oktay'ı tanımıyan bir arkadaş soruyor; "-Abi sen nerelisin?..." Oktay cevap veriyor; "- Çinli..." Ve işte muhteşem soru; "-İçinden mi ?..." (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) >> Tebeşir Tozu... "-Azla mutluluk, çokla didişmekten iyidir..." (...Benjamin Franklin) sanatik kritik "-Reklam filmlerinde sahtekar bir iki tip canlandırdığım için çeşitli yakıştırmalar oldu... Eve, yatıya alınmayacak tipleri oynadığım için olumsuz düşünenler oluyor... Ama Hokkabaz'da saf, iyi bir tipi oynuyorum, o da bana çok benziyor..." (...Cem Yılmaz) politik kritik "-Bu kadar kitlenin içinde bozuk adam çıkar mı, çıkar... Ama herkes şunu bilsin; biz organize hortumculuğa, organize hırsızlığa hiç fırsat vermedik... Namussuzluğun küçüğü büyüğü olmaz... Türkiye'de organize bir hortumculuğun kökünü kazıdık..." (...Atilla Koç) sportik kritik "-Teknik direktörün yaşamı çok zor... Kazandığınız zaman kral oluyorsunuz, yitirdiğiniz zaman herşey bitiyor... Bir teknik adamın hayatı, köpeğin hayatından bile daha zor geçiyor... Ben köpek besliyorum, bunu çok iyi biliyorum..." (...Eric Gerets) > söz market dış haberler servisi... başlık: belçika polisinin tutanakları (1): "taşıt, daha iyi ilerlemek için geri geri gitmeye başladı"... "sanığın derhal bir tımarhaneye götürülmesi gerekiyordu... komiserliğe getirdik"... "ceset katilini tereddütsüz tanıdı"... "üç zanlıdan beşi serbest bırakıldı"... "adam ifadesini verdikten sonra bizim anlamsız bakışlarımız önünde bayılıverdi"... "adamın yüzünde ve boynunda gördüğümüz dokuz bıçak yarası, bunun doğal bir ölüm olmadığını anlamamıza yardımcı oldu"... "büronun camları açık olmasaydı kapalı olurdu... demek ki camdan kaçmış"... "sanık ifadesini yarım ağız imzaladı"... "kollarındaki bıçak darbeleriyle hastane yatağına çivilenmişti"... "adam, bilincinin yerinde olmadığını kabul edecek kadar bilinçliydi"... "polis, cesaretini toplayıp geri çekilme kararı aldı"... "sürücünün ölümüne neden olan kaza ölümcül bir kazaydı"... "adam karısı kadar sağırdı ve karısını hiç duymuyor gibiydi, anlaşamıyorlardı"... "sanığın oradan çıkması için elbette önce girmesi gerekiyordu"... "kadın, kimliğini gözyaşlarının arkasına saklamak istiyordu"... "yoğun aramalarımız sayesinde iki kayıp şahsın beş cesedini bulduk"... "bize kimse gereken emirleri vermediği için, bu emirlere riayet etmek zor olmadı"... "ceset bilinçsiz gözüküyordu"... "tutukladığımız hırsız bizi polis çağırmakla tehdit etti..." (yarın da var)