Ramazan'a özel hal ve hareketler...

A -
A +

Ne alakası var bilinmez ama televizyonlarda sahura doğru siyah-beyaz film yayınlanması... -Akşama kadar sabredip de, iftar yaklaştıkça "Bugün kaç geçeydi" diye bir-iki dakikanın hesabını yapmak... -Misafirlikteyken mideyi yemeklere ayarlamak için "Başka ne var" diye etrafa bakınmak... -Hurma, pide, güllaç, Ramazan Çadırı, Sultanahmet Meydanı, Mehmet Ali Erbil... -Yarıya kadar "Nerde eski Ramazanlar", yarıyı geçtikten sonra "Mübarek Ramazan da bitti" demek... -En belirgini de yaşımızın tutmadığı dönemde "Niye kaldırılmadık" diye ciyakladığımız sahura kalkmaya üşenmek... Nostalji reklamı... "Mutlaka yayınlamalısın" diye gönderdi Şekip Hazar... Büyük bir ihtimalle antu.com'un işi... Gülelim diye; ... "-Bir gün Frank'la oturuyoruz, sıkıldık. Frank benden unutamadığım bir maçı anlatmamı istedi. Benim de aklıma tabii ki geçen seneki Fenerbahçe maçı geldi..." "-Çok zor maçtı Frank" dedim; "Gollerin ardı arkası kesilmiyordu"... Hemen atladı Frank iki günlük Türkçesiyle; "-Like the supporters say yedi geliyor yedi?..." "-No no no no no" dedim, "Daha o kadar abartamadık"... 6 Kasım falan demeye başladım ki yine araya girdi Frank; "-6 Kasım... Is this the match?... I know this match from Holland..." "Höh anasını" dedim. Meğer Hollanda'da bile "yılın maçı" diye defalarca yayınlanmış maç... Ama yine de bir kez de benim ağzımdan duymak istedi. O günü yaşarcasına bir kez daha anlattım olanları, "-Kadıköy'e geldik. Bizi Lorant karşıladı. Ben geçen sene sahadan atılan 4 kişiden biri olduğum için Lorant'la bağları koparmamıştık..." "-Hoşgeldiniz Bülent Bey..." "-Merhaba... Arkadaş İtalya'dan yeni geldi, sizin stadın yeni halini hiç bilmiyor da, bir yardımcı olur musunuz?... Yabancı değil, Fatih Terim..." Daha sonra kafamıza ve kalemize yediklerimizi anlattım sırasıyla; "...Ya işte böyle Frank dedim en sonunda... Tam beşle yırttık diye seviniyorduk bir de kim çaktı?... Defanstan Kaptan Ümit..." bizimkiler Sırrı, Çarkıfelek'te ünlülerin yarışmadığına üzüldü, "Bizim çıkma şansımız kalmadı artık..." Turgay Abi, ne zaman iftar için eve gitse aynı yemekler çıkıyormuş, "Yemekler bize de Şifa'dan geliyor galiba..." Sporda dostluğun sağlanmasına Bilgehan önerisi, "Tribünlere damsız girmek yasak olsun..." temelin yeri Kadının evindeki pencere kırılınca camcı Temel'i aramış ve sipariş vermiş... Yarım saat sonra zil çalmış, kadın megafondan seslenmiş: -Kim o?... "-Camcı anasını satiim..." Kadın tedirgin olmuş ama kapıyı açmış... Camın takılacağı yeri gösterip mutfaktaki işine dönmüş... Beş dakika sonra yine zil çalmış: -Kim o?... "-Camcı anasını satiim..." -Yanlışlık var... Az önce bir camcı gelmişti... "-Düştük anasını satiim..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.