Sağdan - Soldan

OS - 2866 Tuşları gıdıklayın! * TURKCELL, TELSİM VE AVEA'dan; "OS" yazıp boşluk bıraktıktan sonra mesajınızı yazıyorsunuz, "2866"ya gönderiyorsunuz... Çok bir şey değil; "4 SMS / 8 KONTÖR"... Hadi bakalım, pamuk eller cebe... SMS BÜLTENİ... Tuzla Süper Lisesi 11TM_A Tuğçe, Yaşar, Melek, Elif, Öznur, Mücella, Atlan, Bahar, Umut... Hepinizi çok seviyorum, bi'tanelerim... Kardeşliğimiz ölene dek bitmesin (özge)... Kimine göre kralım kimine göre yalanım... Kimse kusura bakmasın Ömer Abi... Adamına göre adamım... Anneee lütfen Evren'le evlenmemize izin ver... Seni kıramam biliyorsun... Sen de beni kırma anneciğim... Para her şey değil... Anla beni lütfen (İnatçı kızın Emine) Pastanemiz gazeteye abone... Her gün çok hoşumuza giden yazılar çıkıyor, devamını dilerim... Yeşil Daday Pastanesi... Yıllardan beri aboneyim fakat TV programlarını detaylı incelemek için TV dergisi satın almak zorunda kalıyorum... Programlara daha geniş yer verilse iyi olmaz m?... Sağdan - Soldan (...İstanbul - Gazete İlanı - Serap Sevgili) "-GEBZE VE CİVARI FABRİKALARDA SATIŞ VE PAZARLAMA YAPABİLECEK DENEYİMLİ ELEMAN ARANIYOR....GSM: 0262) *** (...Konya - Bakkal İsmi - Bekir Koç) "-HAMDİ HASBELKADER YA NASİP BAKKALİYESİ..." *** (...Samsun - Arazi Tabelası - Enver Yılmaz) "-DİKKAT... BU BÖLGEYE ÇÖP VE HAY- VAN ÖLÜSÜ ATABİLİRSİNİZ... (VİCDANINIZ)" > itiraf reyonu... (...isim: democan ...şehir: istanbul ...yaş: yirmiyedi) Telefon görüşmelerine bayılırım, her zaman arayanım vardır... Günde en az 30 kişiyle telefon görüşmesi yaparım... Haftalardan bir hafta beni hiç arayan olmadı... Bir an herkesin beni unuttuğunu düşündüm... Derken telefonum çaldı... Arayan kardeşimdi... Bir hafta gibi uzun bir zaman diliminden sonra bir arayanım çıkmıştı sonunda... Sevinç ve heyecan içinde telefonu açtım... Açar açmaz biraderin söylediği şu söz beni şoka uğrattı ve birkaç yaş birden yaşlandığımı hissettim: "-Abi kusura bakma... Yanlışlıkla seni aramışım... Görüşürüz..." (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) > Temel'in yeri... Temel dekoratörlerin ne iş yaptığını bilmiyormuş... Dursun'a sormuş, o da dili döndüğü kadar anlatmaya çalışmış; "-Şimdi Temel; bunlar sözün gelimi hangi odanın ne şekilde boyanacağını, ne biçim duvar kağıdı ile kaplanacağını falan söyler... Hangi odaya hangi eşya gider, koltuklar nereye konur... Perdeler konusunda fikir verir..." Temel dinlemiş dinlemiş, gülmeye başlamış; "-Canım desene kaynanam gibi bir şey... Bundan meslek mi olur?..." S.Ö.Z. der ki; "-Çiğnenmiş toprakta ürün yetişmez, tıpkı çiğnenmiş bir kalpte sevginin filiz vermeyeceği gibi..." (...Çıraklarının kendine söylemek için S.Ö.Z. bırakmadığı müthiş S.Ö.Z.leri > Kadınlar & Erkekler (...Bilgisayar ve kadınların ortak özellikleri) >> İkisi de devamlı sorun çıkarır ve sorunu halletmeniz saatlerinizi, hatta bazen günlerinizi alır. >> İkisi de elektrik almak ister... >> İkisi de hiçbir şey yapmıyormuş gibi gözükse de arka planda yönetenlerden habersiz birçok iş yürütür... >> Ne kadar çok paranız varsa o kadar iyi "donanım"lısına sahip olursunuz... >> İkisinin de durup dururken niye bozulduğunu anlamazsınız... >> İkisi de alışkanlık yapar... >> Verim almak için ikisine de nazik davranmak gerekir... >> İkisinin de bellekleri inanılmaz güçlüdür, dolayısıyla dikkat etmeniz gerekir... (...Melek Zümbülgil'den) Bugünün buluşu > İlk kez bir bayramda; çocuklarının ziyaret etmediği huzurevi sakinlerini, televizyon muhabirleri ziyaret etti... (...26.12.1986) > Bizimkiler... Cemil "Mazlumun yanındayım ben" deyimini kullanınca Selami Abi'nin onu dinlemediği şurdan anlaşılır; "-Olum koskoca adama Mazlum deme..." *** Talip Topkapı Sarayı'na gitmek için Topkapı otobüsüne biner... İndikten sonra surları görünce de söylenir; "-Dedikleri kadar ihtişamlıymış be..." *** "Küçük Hüseyin'in adı artık köşede geçmiyor, bir şey mi oldu" diyenlere önemli not;. "-O şimdi asker... Duyrulur..." > Hayata dair... Bir sohbet kalabalığa kaçmadan hoş olmalı; Yapmacıklığa kaçmadan nükteli, Terbiyesizliğe kaçmadan serbest, Kibre kaçmadan öğretici, Yanlışlığa kaçmadan alışılmışın dışında olmalıdır... (...William Shakespeare) > Taşlamalar... Haşlamalar... HAYAT DÖRT NALA Hayat, Ben sana demedim mi? Rahvan git diye... Yaşım da kırkı geçti ya İnadına, inadına Gidiyorsun dört nala... ... Bak şu köşede... Şu ağacın altında Versene bir mola... Yaşım kırkı geçti ya İnadına inadına Gidiyorsun dört nala... ... Sakın yanlış anlamayın Geri geri değil Hedefim hep ileri Biraz yavaşlamak istiyorum sadece Kamplumbağaya binsem bile Gidiyorum ışık hızında... Yaşım kırkı geçti ya İnadına inadına Gidiyorsun dört nala. (osman.yavuz.inal) > sanatik kritik "-Obez görüntülerini Petek'ten intikam almak için yayınladım... Birlikte yaşadığımız eve başka kanalın kameraları girince çok sinirlendim ve hebercilik hırsıyla; bu haberi atlamak istemedim..." (...Can Tanrıyar) > politik kritik "-Özerklik Türkiye'de bir sporun gelişmesi için mali ve idari bakımdan kolaylık olsun diye federasyonlara verilmiştir. Özerklik hiçbir zaman Ali kıran baş kesenlik değildir, hatta krallık değildir..." (...Mehmet Ali Şahin) > sportik kritik "-Benim zamanımda ben 'git' deyince federasyon başkanı 10 saat içinde gidiyordu... Daha fazla koltukta kalamıyordu... MHK Başkanı Ahmet Güvener'e 10 saat tanıdım, 5 saat sonra koltuğunda değildi..." (...Ali Şen) >> çölde yolculuk eden iki arkadaş hakkında bir hikaye anlatılır... yolculuğun bir aşamasında iki arkadaş tartışırlar, biri ötekine bir tokat atar... tokadı yiyenin canı çok yanar ama tek kelime etmez ve kum üzerine şu sözleri yazar: "bugün en iyi arkadaşım bana bir tokat attı"... yıkanabilecekleri bir vahaya rastlayana dek yürümeyi sürdürürler... tokadı yiyen yıkanırken batağa saplanır boğulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtarılır... tam selamete çıktıktan sonra bir kaya parçası üzerine şu sözleri kazır: "bugün en iyi arkadaşım benim hayatımı kurtardı"... tokadı vuran ve sonra en iyi arkadaşının hayatını kurtaran kişi ona şöyle der, "senin canını yaktığımda bunu kum üzerine yazdın ama şimdi kayaya kazıyorsun, neden?..." öbür arkadaş ona söyle cevap verir: "biri bizi incittiğinde bunu kum üzerine yazmalıyız ki bağışlama rüzgarı estiğinde onu silebilsin... ama biri bize iyi bir şey yaparsa onu kayaya kazımalı ki onu hiçbir rüzgar yok etmesin"... "incinmelerinizi kuma, gördüğünüz iyilikleri kayalara kazımayı öğrenin" diyer Pazar hikayesini anlatan hasan birpınar)