söz der ki
"-Sevgi evliliğin dadısı, saygı bahçıvanı, hoşgörü de hizmetçisidir..."
(...Üç puan için sahaya çıkarken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...STAR - Star Haber)
MUHABİR: Çocuğunuz var, peki araba koltuğunuz var mı?...
VATANDAŞ: Annesi var. Ana kucağından daha emniyetli koltuk mu olurmuş?...
***
(...BLOOMBERG - Kelime Oyunu)
SORU: Kompleks bir şekilde pişirilen zerzevat yemeği...
İHSAN VAROL: Kompleks ve zerzevat kelimelerini aynı cümle içinde kullanmanın mutluluğu içindeyim.
kadınlar&erkekler
(...Kadınları isyan ettiren erkek davranışları, You_Tuğba'dan)
-Kirli çamaşırları sağa sola atmaları...
-Hallettikleri ufak tefek ev işlerinden bile övgü beklemeleri...
-Mutfağa girdiklerinde düzeni, köklü bir şekilde bozmaları...
-Kül tablalarını izmaritler dolup taşana kadar dökmemeleri...
-Eve geldiklerinde ilk soru cümlesinin "Akşama ne yemek var" olması...
-Altın zincir ve kolyeler takıp, birkaç gömlek düğmesini açık bırakmaları...
-Horladıklarını asla kabul etmemeleri...
temel'in yeri
Temel arabasını servisine götürmüş, "Ne zaman arabama birini alsam, hava nasıl olursa olsun su alıyor... Kaynağı bir türlü bulamadım" demiş tamirciye;
"Ben yalnızken katiyyen olmuyor..."
"Tamam" demiş tamirci, "Birlikte şöyle bir tur atalım, neymiş görelim bakalım..."
Temel'in yanına binmesiyle araba ok gibi fırlamış ve servisin karşısındaki "Girilmez" yola dalmış...
Daracık yolda 120 km hıza ulaşıp yandaki çöp bidonlarına çarparak bir yayayı son anda sıyırmış, karşıdan gelen arabaların bir sağından bir solundan son anda geçerek ana caddeye fırlamış, sert bir dönüş yaparak durmuş...
"Bakın" demiş Temel, "Yine her taraf su içinde kaldı... Nereden kaynaklandığını anlayabildiniz mi?..."
"Nasıl anlamam" demiş tamirci bembeyaz bir yüzle,
"-Şu anda kaynağın tam üzerinde oturuyorum..."
itiraf reyonu
(...isim: kadriye erdoğan ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi üç)
İşten çıkmış, dalgın kafam ve yorgun ayaklarımla eve doğru gidiyorum... Akşam trafiğini bölen, araba, insan ve korna seslerini susturan trafik polisinin şu anonsu benim de bütün yorgunluğumu aldı;
"-34 ...U ...78... Kardeşim uyuşuk olma, ver coşkuyu... Ver coşkuyu..."
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
hayata dair
Bu yüzdendir sık sık seni seviyorum deyişim...
Boynuna takabileceğin bir cümlenin o parlakça kalp kristali...
Kaba konuşmamdan gücenme benim...
Bu konuşma ateşte şu tatsız cızırtıyı çıkaran sudur o kadar...
Sana büyük bir sır söyleyeceğim...
Bilmem ben sana benzeyen zamandan söz açmayı...
Bilmem senden söz açmayı bilir görünürüm...
Tıpkı uzun bir süre garda...
El sallayanlar gibi gittikten sonra trenler...
Bilekleri sönerken yeni ağırlığından gözyaşlarının...
Bana büyük bir sır söyleyeceğim korkuyorum senden...
Korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşamüzeri...
El kol oynatışından söylenmeyen sözlerden...
Korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan korkuyorum senden...
Sana büyük bir sır söyleyeceğim kapat kapıları...
Ölmek daha kolaydır sevmekten...
Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam...
(...Luis Aragon)
bir film diyaloğu
"-Gerektiği zaman ağlamaktan çekinme... Gözyaşları senin söyleyemediklerini söylemek içindir..."
(...Kayıp nişanlı filminden)
İğnelik
TEBRİK EDİYORUM
Kemal Kılıçdaroğlu'nu kurultayda izlerken, ilk, gömleği dikkatimi çekti. "Niye bu ütüsüz, kırışık gömleği giymiş" diye düşündüm. Detaylar bir yana, süper başarısını kutluyorum. Kılıçdaroğlu'nun değil ha...
-O gömleği, Kılıçdaroğlu'na 495 TL'ye kakalayan tezgâhtarın!..
Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr
