söz der ki
söz der ki "-Zaten bizim olmayan birçok şeyi kaybetmekten korkarak geçiyor hayat..." (...'Bak işte' diye desteklediği müthiş S.Ö.Z.leri) tuzaktan kumanda (...NTV / Canlı Yayın) TAYYİP ERDOĞAN: Bugün yine bir yerlere çarptırarak, bilardo gibi gol attın?... ARDA TURAN: Sizlerden öğreniyoruz bunları... ** (...KANALTÜRK / Son Kale) REHA MUHTAR: Aranızdaki kariyer farkı nasıl?... ERMAN TOROĞLU: Valla ben televizyonda program yaparken Ahmet Çakar kısa pantolonla dolaşıyordu... bir film diyaloğu "-Bir numaralı kuralım; en iyiyi dile, en kötüye hazırlan..." (...Son Ültimatom filminden) bir görüş... Siyasetle pek aram yok ama dil bilgisini seviyorum... O yüzden bugün "Evet"in bendeki yerini değerlendireceğim... Türkçede "Evet" öğrenilmesi zor bir kelimedir... Çocuklar bu kelimeyi neredeyse en son öğrenir... Telaffuzu en zor kelimelerimizden biridir... "V" ve "T" harflerinden olsa gerek; kelimenin kendisinde bir netlik var, anlamsal dengeyi mükemmel sağlıyor bu durum. Dil bilgisinde uzman olan kişilere göre belki saçma bir yerden bakıyorum, nedense birden dilimizdeki "Evet"i daha asil bulduğum için böyle bir düşünceye kapıldım... Yabancı dildeki "Evet"ler, bizdeki kadar oturaklı değil... Yes, oui, ja, da, si... Ne bileyim, çok kuru bunlar. Ama ya "Evet"?... Tok, net ve hakkını verir gibi... Evet... Evet... Evet... Politikayı sevmiyorum, ama Türkçeyi seviyorum... Çok seviyorum evet... (...Mustafa Yüce'nin gramer dersi) temel'in yeri Temel'le Fadime birlikte akşam yemeği yiyorlarmış... Masaya bir büyük bir de küçük balık gelmiş... İkisi de birbirine, "Önce sen al, yok ben alamam, ay lütfen sen buyur" diye başlamışlar... Sonunda Temel, "Tamam, peki ben önce alayım" deyip büyük balığı almış... Bu sefer Fadime bozulmuş: -Ne kadar da kibarsın!... Bakıyorum da hemen büyük parçayı kapıverdin!... "-Öyle mi?... Sen olsan hangisini alırdın?..." -Ben nezaket gösterip küçük olanı alırdım beyefendi... "-Eee... Aldın ya işte... Daha ne konuşuyorsun?..." hayata dair -Sadece diğerinin mevcudiyetinin içindeyken ansızın kendini mutlu hissedersen, -Sadece birlikte olduğunuz için zevkten "sarhoş" olursan, -Sadece diğerinin mevcudiyeti yüreğinin derinliklerinde bazı şeyleri tatmin ederse... -Yüreğinde bir şey şarkı söylemeye başlarsa... Armoninin içine girersen... İşte bütün bunlar gerçek sevgidir.... Sevgi birisinin bir şekilde seni tamamladığının derinden anlaşılmasıdır... (...Osho) kadınlar&erkekler Bankaya gece bekçisi alınacaktı... Odaya ilk giren, ufak tefek bir adamdı... Banka müdürü, gece bekçiliğinin ne kadar önemli bir görev olduğunu anlatmak istedi: "-Bak oğlum... Bizim gece bekçiliği başka işlere benzemez... Şartları çok ağırdır... Bizde gece bekçiliği yapacak kişi hiç uyumayacaktır... Herkesten, her şeyden kuşkulanacaktır... Bu yüzden bir dakikasını bile huzur içinde geçirmeyecek, her duyduğu sözü araştıracaktır... Aşırı bir duyma ve görme yeteneğine sahip olacak, uzağında, yakınında ne olup biterse hepsini duyacak, görecektir... Gerektiğinde kavgacı, gürültücü, etrafını ürkütücü olacak, hatta gerektiğinde göze göz dişe diş kavga etmekten bile çekinmeyecektir"... Bunları dinleyen adam, "Ben adaylığımı geri alıyorum" dedi; "Ama sizin bu tarifinize tıpatıp uygun birini getirebilirim..." Çıkıp gitti... Yarım saat sonra döndüğünde, yanında karısını getirmişti... bizimkiler Tahir esprileri devam ediyor... Gazetede burnuyla ilgili espriler çıktıktan sonra bir toplulukta, "Burnum gerçekten çok mu büyük" diye sormuş... "Yoo.." demişler; "Sadece yüzün biraz geriden başlıyor, o kadar!.."