söz der ki "-Aşk; iyi ve kötüye gidişte sona ermez... Yerinde sayarsa yok olur..." (...Şekerin erimesini beklerken, o boşlukta ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) tuzaktan kumanda (...TV 8 / Uzman Avı) YARIŞMACI: İyi başladım ama sonunu getiremedim... EVRİM AKIN: Deminki yarışmacıya söylüyorduk, onun gibi oldu... YARIŞMACI: Evet, büyük konuşmamak lazım... EVRİM AKIN: Hani derler ya, gün olur devran döner, saman döner, hesap döner... *** EVRİM AKIN: Bu yarışmayı kazanırsanız size araba veriyoruz... YARIŞMACI: Olur, iyi olur valla... EVRİM AKIN: Ya bu gençler de çok değişmişler... Bize sizin yaşınızdayken araba vereceğiz deseler heyoo oleyy huaaayee derdik... bir film diyaloğu -Neyi hatırlayıp hatırlamayacağını unutmayacaktın?... "-Evet... Ama O'nu unutmam gerektiğini hatırlayamıyorum..." (...Memento) bizimkiler Serdar, halı sahada bizden önce maç yapan bir arkadaşıyla karşılaşıyor; SERDAR: N'aber, nasılsın?... ARKADAŞI: İyiyim abi... Sana dargınım ama, geçen hafta düğünüm vardı, davet ettim gelmedin... SERDAR: Ya kusura bakma, maçlar vardı hafta sonu gelemedim... ARKADAŞI: Önemli değil abi, yoğunsunuz siz de gerçi... SERDAR: Ligler başladığından beri böyle, kusura bakma... Bir dahakine söz ama... kadınlar&erkekler İş adamı genç sevgilisiyle göl kenarındaki sessiz otelin otoparkına girmiş... Arabasından indikten sonra "Sevgilim" demiş, "-Evli olmadığımızı anlamalarını istemiyorum... Bavulları sen taşır mısın?..." *** Geçirdiği çok kötü bir kaza sonrası komaya giren kadını hayata döndürmekte zorlanan doktorlar son çare kocasını çağırmışlar.. Doktor üzücü durumu anlatmış, "Uyandıramıyoruz onu" demiş, "Onunla konuşmaya çalışın.. Cevap vermezse yapacak bir şeyimiz kalmıyor..." "Bir şeyler yapın doktor" demiş kocası, "O daha 43 yaşında..." Kadından mırıltılarla hemen cevap gelmiş: "35!.." temel'in yeri Temel, Dursun ve İdris gelmiş kaptanın yanına, "Kaptan... Biz işsiziz... Bize iş verebilir misin?..." Kaptan "Ne iş yaparsınız siz?.." İdris, "Benim gözlerim çok keskindir, 100 km ötesini görürüm." Dursun, "Benim kulaklarım çok iyi duyar, 100 km öteden gelen sesleri duyabilirim." Temel, "Ben de sıkılırım..." Kaptan Temel'in mesleğini anlamamış ama sormayı da kendine yedirememiş... Almış üçünü de işe... Denize açılmışlar... Yeni tayfalardan İdris, "Kaptan 100 km öteden bir gemi bize doğru geliyor..." Dursun, "Evet... Geminin aşçısı yemek yapaken Tarkan'ın çiçek böcek şarkısını söylüyor..." Kaptan ne diyecek diye Temel'e bakmış... Temel boynunu bükmüş, "-İşte kaptan... Ben yıllardır bu palavracıların saçmalarını dinlemekten sıkılıyorum..." hayata dair Güçlülerin yüzüne gerçeği söylemek, zayıfların alkışını ve sevgisini kazanmak ve yalan söylememek için bana yardım et... Eğer bana para verirsen, mutluluğumu alma, Eğer bana güç verirsen, beni muhakeme yeteneğimden, Eğer başarı verirsen, beni alçak gönüllülüğümden, Eğer bana alçakgönüllülük verirsen, beni saygınlığımdan yoksun bırakma... Benim düşüncelerime katılmıyorlar diye bana karşı olanları hainlikle suçlayarak, onların karşısında suçlu duruma düşmeme izin verme... Kendimi sever gibi diğerlerini sevmeyi, ve diğerlerini yargılıyormuş gibi kendimi yargılamayı öğret bana... Başarılı olduğumda sarhoşluğuma izin verme, Başarısız olursam umutsuzluğa düşmeme, Başarısızlığın başarının öncesindeki bir deneme olduğunu hatırlamamı sağla... Hoşgörünün, güçlerin en büyüğü olduğunu ve intikam arzusunun zayıflığın ilk görünümü olduğunu öğret bana... Eğer insanlara zarar verirsem, özür dileme gücü ver bana, ...Ve eğer insanlar bana zarar verirse, affetme ve merhamet gücü ver bana... (...Gandhi) itiraf reyonu (...isim: hakan k. ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor) Özel bir hastanede doktorum... Bir gebeyi ultrasonla incelerken bulantılarının nasıl olduğunu sordum. "Çok iyiyim, sürekli canım bir şeyler çekiyor, eşim de hiç üşenmeden bulup getiriyor, sağolsun" dedi... Canının neleri çektiğini sordum. Yazın sıcak günlerinde çilek, geçenlerde de erik ve karpuz çekmiş... Çilekle eriği manavdan almışlar, karpuzu da beş yıldızlı bir otelden bulmuşlar... Sadece bildiği değil duyduğu şeyleri de canı çekiyormuş... Gazetede okuduğu kızılcık şerbetini o kadar aşermiş ki arayıp tarayıp bulamayınca yapmışlar, ama acı gelmiş, bir yudum içip bırakmış, "Meğerse canım istemiyormuş" dedi... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)