söz der ki "-Risk almayan kazanamaz... Ancak şükretmeyen elindekini de kaybeder..." (...Ortaya karışık ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) tuzaktan kumanda (...KANALTÜRK / Telegol) AHMET ÇAKAR: Futbolcu saha içinde yaptığı hareketlere dikkat etmek zorunda... GÖKMEN ÖZDENAK: Ne alakası var Ahmet; başparmağımı şu iki parmağın arasına monte edince Brezilya'da zafer işareti oluyor... *** ERMAN TOROĞLU: Yarın Son Kale de var nasıl olsa, Ahmet'le buradayız. İsterseniz yemek söyleyelim... AHMET ÇAKAR: Yemek dedin de geçen bana geldiler Savaş, Serhat falan. Ne yemek yiyorlar yahu! Hele o savaş... Geldi kıymalı pideler, mantılar... SERHAT ULUEREN: Ben Savaş'ın yediğini pek görmedim... AHMET ÇAKAR: Serumla mı besleniyor Savaş?... Damardan mantı mı veriyorlar?... *** SERHAT ULUEREN: Hakemin de beline beline vurmayalım lütfen!.. AHMET ÇAKAR: Beline beline vursak ne olur? En fazla bel fıtığı olur!.. SÖZ'ün gelimi -Bilica taraftardan özür diledi: "Beraberliğin tek sorumlusu benim. Penaltı kullanılmadan önce pozisyon hatası yaptım"... -Ömer Üründül: Beşiktaş penaltıyı atamasa 1 puan bile alamazdı... -Aykut Kocaman: Hakan Arıkan'ın sakatlanması tüm planlarımızı altüst etti... -Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard'ın tercümanı Mert Çetin'den şok itiraf: "İngilizceyi anlıyorum ama konuşamıyorum"... -Hidayet Türkoğlu'nun tezgahında simit satan çocuk konuştu: "Maddiii, maneviiii, lay lay lay..." -Ömer Üründül derbiyi yorumladı: "Hafta sonu oynanacak Fenerbahçe - Beşiktaş derbisinde golü atan öne geçer"... -Delegelerin tümünün oyunu alan Cemal Nalga, Togo Futbol Federasyonu Başkanı seçildi... -Ahmet Çakar: "Tsubasa adam madam değil, kaç şampiyonluk yaşadı Nankatus'yla!.."... -"Trabzon Ariza Yaptı!" manşetini atan editörlere eş zamanlı operasyon düzenlendi... -Arda Turan, Olimpiyat Stadı'ndaki İBB - Galatasaray maçını izleyen Sinem Kobal'ı, "Sana stadı kapattım" diye kandırdı mı? Azz sonra... Erman Toroğlu: "Arsenal'li oyuncuların beline yün bağlasan, Braga'lı oyuncuların hepsinin üzerinde kazak olurdu"... Hıncal Uluç yine bombaladı: "Tanjeviç korkak, beş kişiyle savunma yaptırıyor"... (...Krampon'un tabela başlıkları) itiraf reyonu (...isim: myk ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor) Abim balıktan geldi... Ama zavallı balıklar hala soluk alıp veriyorlar... Ablamla ben de acıyoruz tabii... "Hemen kafasını kessen olmaz mı" diyoruz abime... "Olmaz" diyor, "-Balıklar böyle ölür. Asıl kafasını kesersek daha çok acı çekerler"... Biz atılıyoruz tabii, "Eee tüm hayvanları kafalarından kesmiyorlar mı?..." Annem tarihe geçecek cevabı yapıştırıyor, "-E siz de amma akıllısınız be kızım, bunlar hayvan mı?..." (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) hayata dair Yazarı bilinmeyen töre metinlerinden birine göre, her insan yaşamdaki iki yoldan birini seçebilir. İnşa etmek, ya da toprağı ekmek. İnşa etmeyi seçenlerin işi yıllarca sürebilir ama günün birinde yaptıkları inşaat biter... O zaman kendilerini kendi ördükleri duvarların içinde hapsettiklerini görürler... İnşaat durunca yaşam anlamını yitirir. Diğerleri ise toprağı ekerler... Fırtınalara, mevsimlerin getirdiği bütün koşullara göğüs gererler ve hemen hemen hiç dinlenmezler... Ama yapının tersine, bahçenin gelişip büyümesi hiç bitmez. Bahçe bahçıvanın sürekli ilgisini, dikkatini, bakımını gerektirirken bir yandan da yaşamını büyük bir serüvene dönüştürür. Bahçıvanlar her zaman birbirlerini tanırlar; çünkü her bitkinin tarihçesinde bütün Dünya'nın gelişiminin yattığını bilirler. (...Paulo Coelho) temel'in yeri Adamın lastiği, akıl hastanesinin önünde patlamış... Arabasından inmiş, tekeri çıkarmış, stepneyi takarken, ayağı kayınca, kenara koyduğu bijonların dördü birden yağmur mazgalından içeri düşmüş... "Şimdi ne yapacağım ben" diye söylenmeye başlamış... Bahçenin içinde, hasta Temel, başından beri olayı seyrediyormuş... Adama bağırmış: "-Telaşlanma... Öbür üç tekerlekten birer bijon sök... Buna tak, seni en yakın tamirciye götürür..." Adam "Vay canına" demiş kendi kendine... "Şaştın değil mi" diye sormuş Temel; "-Deliyiz diye aptal değiliz ya..." "Tam tersine" demiş adam; "-Sende çok açık bir mantık, düşünme ve değerlendirme kapasitesi var... Burda ne işin var?... Eve gider gitmez, hastane başhekimini arayacağım ve senin durumunun yeniden gözden geçirilmesini isteyeceğim..." Adam, Temel'in elini sıkmış... Geri dönmüş, arabasına yürümüş... Tam kapıyı açıp binecekken, beyninin ortasına yediği koca bir taş parçası ile yere yıkılmış... Kendinden geçerken, hayal meyal Temel'i duymuş; "-Unutmazsın değil mi?..."