söz der ki
söz der ki "-Kaybetme korkusu olmayan erkeğin kazanma duygusu da olmaz..." (...Sadece müthiş S.Ö.Z.leri) tuzaktan kumanda (...FLASH / Rüyanız Hayrolsun) TELEFONDAKİ KADIN: Kocamın böyle boynunda, sırtında sıkıntı var... MEDYUM: Senin kocana felç inecek bacım... TELEFONDAKİ KADIN: Aman Allah korusun! MEDYUM: Şaka şaka... Küçük bir ameliyatla geçiştirecek... *** (...TV 8 / Bay Tahmin) MURAT ÖZARI: İzleyicimiz abi kupon tutturamıyorum, sinirden 20 bardak çay içtim diyor... FİKRET ENGİN: Bir tane de burda var; izleyicimiz kulak iltihabım bir aydır geçmiyor, ne yapmalıyım diye soruyor... MURAZ ÖZARI: İzleyiciler abarttı, devlet sorunlarını bile bize soruyorlar... bir film diyaloğu "-Kırık bir kalp sakat bir vücuttan çok daha fazla acı verir..." (...Pulp Fiction filminden) SÖZ'ün gelimi (..."Seda Sayan'ı tanıyalım" başlıklı Ergün Çakmak çalışması) DİSKOGRAFİSİ -İşte Seda Sayan (1992) -Yeter ki iste (1993) -Vız gelir her şey (1994) -Ah geceler (1996) -Sensizliğime yanarım (1997) -Ben sana demedim mi (1999) -Var mısın (2001) -Sıkı sıkı (2004) -Bebeğim (2005) -Gecelerce ağlarsın unutma (2007) -Aşkla (2009) FİLMOGRAFİSİ -Geceler (1996) -Sırtımdan vuruldum (1997) -Evimiz olacak mı? (1999) -Hastayım doktor (2002) -Hababam sınıfı 3,5 (2006) -Fedai (2007) KOCAOGRAFİSİ -Rıdvan Kılıç (1987) -Sinan Engin (1990) -Soner Yapcacık (1998) -Tuncak Kıratlı (2000) -Gökhan Şükür (2004) -Onur Şan (2008) -Atilla Altay (2010) itiraf reyonu (...isim: m.ali taşdelen ...şehir: istanbul ...yaş: yıllardır kırküç) Eskiden umumi tuvaletlerde küçük ve büyük hacet ayrı ayrı fiyatlandırılırdı ya... İşte o döneme denk gelen bir zamanda, dünyanın en matrak adamlarından biri olan Hüsnü Abi yolda sıkışınca girivermiş böyle bir tuvalete... Tam içeri girdiği sırada da elektrikler kesilmiş, zar zor işini hallettikten sonra çıkarken tuvaletçinin o meşhur sorusu gelmiş, "Abi; küçük mü, büyük mü" diye... Cevap tam Hüsnü Abi`ye yakışan tarzda olmuş... "-Valla, içerisi çok karanlıktı... Bir şeyler yaptım ama ne kadar olduğunu göremedim..." (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) temel'in yeri Mafya babası vurulmuş ve acile kaldırılmış... Koruması ameliyathaneye girmiş ve Doktor Temel'in yanına yanaşıp silahını masanın üstüne koymuş; "-Baba ölürse sen de ölürsün... Ameliyatı ona göre yap..." Bunun üzerine Temel de belinden silahını çıkarıp masaya koymuş ve; "-Sen de şunu unutma ki, ben babanın öleceğini senden 10 saniye önce biliyor olacağım..." hayata dair Gitmekle kalmak arasında kıpırdamayan gün, katı bir saydamlık kalıbı. Hepsi görünüyor ve hiçbiri anlaşılamıyor, ufuk dokunulamayacak bir yakınlık. Masada kağıtlar, bir kitap, bir vazo: nesneler dinlenmekte adlarının gölgesinde. Damarlarımdaki kan giderek daha ağır yükseliyor ve yineliyor inatçı hecesini şakaklarımda. Işık kayıtsızca biçimini bozmakta donuk duvarın, tarihi olmayan bir zaman. Öğle sonrasının yayılışı; şimdiden bir körfez usul dalgalanışı sarsmakta dünyayı. Ne uykudayız, ne de uyanık: biziz, başka bir şey değil işte. An ayrılmakta kendi kendinden ve duraksamaların oluşturduğu geçite dönüşmekte. (...Octavio Paz) ayaküstü Bir senenin değerini anlamak için sınıfta kalmış bir öğrenciye sor. Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bebek doğuran anneye sor. Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir çilekeşe, Bir kelimenin değerini anlamak için, Kemal Kılıçdaroğlu'na sor. kadınlar&erkekler (..."Evlilik ne demektir" başlıklı "Adem Serin" yorumu) -Bilerek ve isteyerek kelepçeyi bileğine takmaktır... -Başını sokacak yer arama çilesinin sona ermesi demektir... -Patronu ve çalışma saatleri belli olmayan bir şirkette mesai demektir... -Hizmet etmektir, ona buna, tanıdığınız tanımadığınız insanlara... -"Bekara kiralık ev vermiyoruz kardeşim" sözünden kurtulmak demektir... -Aynı zamanda eşinizin ailesiyle de evlenmek demektir...