söz der ki;

A -
A +
 krampon

BEŞİKTAŞ Mustafa Denizli'yi reddetti; Fernandes'in içine sinecek teknik adam arayışları devam ediyor...
...
ZENİT St. Petersburg kulübünden Bruno Alves Fenerbahçe'de... Transferin önündeki tek engel Fenerbahce.org'un haberi yalanlamamış olması...
...
BEŞİKTAŞ: Yeni aldığımız oyuncular pişsin diye milli takıma göndereceğiz...
...
TRABZON'un sportif patronluğuna getirilen Ünal Karaman'ın hiç fıkra bilmemesi, görüşmeleri tıkanma noktasına getirdi...

hayata dair

Dün gece saatlerce yürüdüm...
Yeni bir sokakta kaybolmak istiyor gibiydim...
Mutluluk içinde tamamen kaybolmak...
Ama kaybolamadığımız, kaybolmayı beceremediğimiz anlar vardır...
Her ne kadar sürekli yanlış yönlere sapsak da...
Bütün kerterizleri kaybetsek de...
Geç olsa da ve yola devam ederken söken şafağın ağırlığını hissetsek de...
Ne kadar uğraşsak da kaybolmayı beceremediğimiz, kaybolamadığımız anlar vardır...
Ve belki de kaybolabildiğimiz zamana özlem duyarız...
Bütün sokakların yeni olduğu zamana...
(...Alejandro Zambra)


tuzaktan kumanda


(...ATV / Kim Milyoner Olmak İster)
KENAN IŞIK: Yunan mitolojisi ile alakalı bir soru... Şıklardan birisi Hera...
YARIŞMACI: Hera zaten Yunan mitolojisinden değil...
KENAN IŞIK: Zeus'un karısı yahu!...
YARIŞMACI: Haa?... Ben o kadar yakından tanımıyorum...


itiraf reyonu


(...isim: nevzat taşdemir şehir: samsun ...yaş: bilinmiyor)
Yıl 1977, Ankara'da minibüs şoförüyüm...
Seyranbağları'ndan Ulus'a geliyorum... Minibüs dolu ve yol ücretlerini elden ele topluyor, para üstünü de aynı şekilde arkadakilere gönderiyorum...
Yine para alırken tüm dikkatim elimdeki paralarda iken amortisörü olmayan makaslı minibüsüm ile bir kasisten öyle bir sektik ki yolcular havalanıp sağa sola, pencerelere ve koltuklara, hatta birbirlerine çarptılar.
Hemen hepimizin canı yandı, bağrışmalar oldu...
Bir yolcu bana laf sokmak için, "Ufff! Böbrek taşımı düşürdüm" dedi...
Hele en arka sıradan iniltili bir ses; "O da bir şey mi? Ben böbrekleri düşürdüm..."
Hepimiz acımızı unutamadan katıldık...
O günü hatırladıkça çok utanırım ve sağ dizim hâlâ sızlar...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)


Temel'in yeri

Temel uykusunun hafif olduğuyla övünüyormuş... Sürekli de damda yatarmış...
Arkadaşları bunu damdan alıp yolun ortasına koymuşlar yatağıyla birlikte...
Horul horul uyumaya devam etmiş...
Arkadaşları da başına bir şey gelmesin diye yolun kenarına oturmuş... Temel'in uyanmasını bekliyorlarmış...
Derken bir minibüs yol ortasında Temel'i görünce kornaya basmaya başlamış arka arkaya...
...Ve uykusuyla övünen Temel'in ağzından şu sözler dökülmüş:
"-Gel gel... Dama çık gel..."

bizimkiler...

Serdar başına gelen olayı anlatıyor;
"Geçen işteyken evden hanım aradı ve 'Gelirken kırık peynir getirir misin' dedi...
Mahalledeki bütün marketleri dolaştım ve kırık peynir aradım...
Kimse böyle bir peynir türünü bilmiyordu...
Hemen hanıma açtım telefonu:
'Ya' dedim, 'Sen bu kırık peyniri Yemekteyiz programından filan mı öğrendin?... Hiçbir markette yok!'
Hanım gülmekten cevap veremedi;
Meğerse kırık pirinç istemiş...

bir film diyaloğu

"-Büyükannem bana kim dik durursa o kişi asla yalnız kalmaz diye öğretmişti..."
(...The Gringo filminden)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.