Şarkıların dili... (...Aurello'dan Terim'e) Yorgun bir halde döndüm idmandan, Haberim yoktu henüz maç kadrosundan, Sen olmasan Milli Takım'a giremezdim ben, Sevemezdim bu ülkeyi, anlamazdım dilinden... *** (...İsrailden Lübnan'a) Kanlı ellerimle döndüm katliamdan, Sana yeni bombalar attım Güney Lübnan'dan, "Yeni düzen" olmasa buralara gelemezdim ben, Vuramazdım kimseyi, çoluk çocuk demeden... *** (...Amerika'dan Irak'a) Uykulu gözlerle döndüm rüyamdan, Sana demokrasi aldım Amerikan pazarından, Petrol olmasa buralara gelemezdim ben, Sevezdim Orta Doğu'yu anlamazdım dilinden... (...söz ve müzik bayram karaca-06) > Hayata dair... Yatağımın kenarında oturuyor oğlum Bir şiir okumamı istiyor benden Gözümden bir damla yaş düşüyor yastığa Korkuyla izliyor oğlum ve "Ama baba diyor, bu gözyaşı, şiir değil..." ... Ona diyorum ki; Büyüdüğün zaman oğlum Şiir kitaplarını okuyunca Sözcükle gözyaşının kardeş olduğunu göreceksin... Ve şiirin yalnızca Parmaklar arasından çıkan Bir damla gözyaşı olduğunu... (...N.Kabbani) > Tuzaktan kumanda... (...STAR - Telegol) ADNAN AYBABA: Ziya Abi ben biraz uçtum galiba... ZİYA ŞENGÜL: Yavrum sen uçurtma mısın uçuyorsun?... HHH ADNAN AYBABA: Mustafa Denizli'yi yedin, Daum'u yedin, herkesi yedin abi... ZİYA ŞENGÜL: Bir seni yiyemedim, ona yanıyorum ben... > temelin yeri... Fadime'ye tanımadığı ama zengin biri evlenme teklifi etmiş... Ancak Fadime hiç tanımadığı bir adamın eşi olmaktan korkmuş ve teklifi reddetmiş; Annesi kızmış: "-Şaşkın olma, evlenmekten ne olur sanki?... Ben babanla nasıl evlendim?..." Fadime : "-Sen başka... Sen babamla evlenmişsin... Hâlbuki ben, hiç tanımadığım biriyle evleneceğim..." tebeşir tozu "-Akıl hiçbir zaman duyguları yönetmez, sadece onun suç ortağı olur..." (...Mignon McLaughlin) sportik kritik "-Ben Mehmet Aurelio'ya yapılan uygulamayı doğru bulmuyorum... Elvan Abeylegesse'ye de karşı çıkmıştım zaten... Türkiye'yi temsil eden bir sporcunun annesinin, babasının Türk olması gerekir..." (...Samet Aybaba) > bizimkiler... Bilgehan laptop satıyor... Hüseyin soruyor; "-Sen bilgisayarını satan Bilge misin?..." *** Ömer Temur, Trakya konulu sohbetin ortasında; "-Trakya nerenin ilçesi ki?..." *** Talip birini, birine tarif ediyor; "-Kısa boylu, sarışın, hafif gözlüklü..." 19.08.1988 > İlk kez bir gazeteci, düğün davetiyesini gazete sayfası şeklinde düzenledi... > sağdan - soldan (...İstanbul - Duvar Yazısı - E.Erkan Yüce) "-BURAYA ÇÖP BIRAKAN İSRAİL'LİDİR..." *** (...İzmir - Okul Tabelası - Şener Koç) "-SPOR SAATLERİNDE TOP OYNAMAK YASAKTIR..." *** (...İstanbul - Fırın Tabelası - Osman Birpınar) "-KOMBİNE EKMEK..." *** (...İstanbul - Apartman Kapısı - Yavuz Kazaz) "-KİRALIK DAYRE... AMA AYAKKABI DA BULUNUR..." sanatik kritik "-Anamın suratı bir karış, Feraye'nin de suratı bir karış... Böyle şeyler yapmayın yahu... Feraye sizlerin yüzünden erken doğuracak... Çocuğun sağlığına bir şey olsa bundan kim sorumlu olacak?..." (...Kaya Çilingiroğlu) S.Ö.Z. der ki; "-Vicdan ruhun virüs temizleme programıdır..." (...Boyundan büyük işlere kalktığı zaman ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) politik kritik "-Halka hizmet edeceğiz, ülkeyi soydurmayacağız., devleti böldürtmeyeceğiz... Hepimiz, kardeşiz. Bu ülkede Başbakan, bakan ve milletvekilleri ve siyaset bozulabilir, ama Türk milletini bozamazlar..." (...Deniz Baykal) > itiraf reyonu... (...isim: k.atak ...şehir: istanbul ...yaş: yirmialtı) Ben bir tövbekârım... Yıllar önce içki kullanıyorduk... Bir gün arkadaşlarla sahilde içtikten sonra arabayla giderken polis çevirmesine yakalandık... Polislerden biri "Gençler alkol var mı" diye sordu... Arkadaş tüm saflığı ile cevap verdi; "-Abi yok valla, hepsini içtik..." > (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) > kadınlar & erkekler Ağır bir hasta hastanede... Tüm ailesi bekleme odasında doktorlardan haber bekliyor... Yorgun ve umutsuz bakışlı bir doktor çıkıyor; "Tek yaşama şansı var o da beyin nakli... Böyle bir ameliyatı ilk olarak deneyeceğiz, tabii masraflar hastanın ailesine ait..." Aile, şaşkın, yorgun, çaresiz... Aralarından biri, "Peki ama fiyat nedir" diye soruyor?... "Değişir" diyor cerrah; "Erkek beyni kullanırsak 500 euro, kadın beyni kullanırsak 200 euro..." Uzun bir sessizlik çöker... Beyler gülmemeye çalışırlar, hanımlarla göz göze gelmekten kaçarlar... Ama aralarından biri merakını yenemez, "Peki doktor bu fiyat farkının nedeni nedir" diye sorar... Cerrah gülümser, "Eh tabii, aynı arabalar gibi, kadın beyinleri ucuz oluyor... Akıllarını çok kullandıkları için... Kullanılmış akıl, kullanılmış beyin... Erkek beyni hiç kullanılmamış sıfır kilometre araba gibi pahalı oluyor..." Hikâyenin otasında gülümseyen beylere selâm... Sonunda gülümseyen kızlar öpüldünüz... (...Melek Zümbülgil'den) günlük msn zırvaları-(iki): İSMAİL: bu kalpler ne böyle, tabağın içindeki... ANA-LOLANİ: sevgiyi bilmeyenler anlayamaz onları... İSMAİL: sevgi dediğin nedir, beş yıllık ömrü vardır... bilimsel olarak bu böyle... ANA-LOLANİ: sevgi gibi bir olayı bilimle sınırlayamayız... İSMAİL: sevgi diye bir şey yok dostum... aşk var... o da gelip geçer... ANA-LOLANİ: aşk sevginin bir parçasıdır sadece... ayaklardan biri belki de... İSMAİL: seviyorum diyen insanlar zavallı insanlar kendilerini bu dünyada oyalıyor... ANA-LOLANİ: beş yıl ömür biçilen bütün sevgiler öyledir... İSMAİL: bütün sevgilerin ömrü üç aşşağı beş yukarı sürelidir... ömür boyu diye bir şey söz konusu değil... ANA-LOLANİ: sevgi insana göre değişir, kalp sayısı kadar sevgi çeşidi vardır dostum... sen eğer bu dünyada birine iyilik yapmak istiyorsan kimseyi sevme... İSMAİL: sevgi sürelidir... kim yok derse kendini kandırıyor... sen de... ANA-LOLANİ: kalbi boş olanlar, diğerlerinin kalbini öyle zannediyordur... İSMAİL: kalp dolar... hatta şöyle yazayım "kalp $"... ANA-LOLANİ: sevgi konuşulan bir mecliste bu vinyet beni hayal kırıklığına uğrattı... zaten kalp ihtiyacı olan sevgiyle dolmazsa, gereksiz şeylerin sevgisiyle dolar... İSMAİL: neyse... hadi bye...