OS - 2866 Tuşları gıdıklayın! X TURKCELL, TELSİM VE AVEA'dan; "OS" yazıp boşluk bıraktıktan sonra mesajınızı yazıyorsunuz, "2866"ya gönderiyorsunuz... Çok bir şey değil; "4 SMS / 8 KONTÖR"... SMS BÜLTENİ... Beşiktaş'ın geleceğini yiyip bitirmiş; kürdan kullanan Tigana... Evine dönsün lütfen... (Kartal_İm) *** Kanarya'dan başka her kuş kargadır... Haydi Fener'im; Bu seneden güzel hiçbir şampiyonluk bu kadar yakışmayacak sana... (Emre Fırat) *** Abi "S.Ö.Z."üm geldi: "Yapmayıp kaybeden olmaktansa, deneyip cesur olmayı tercih ederim..." (...Çırak'tan ve müthiş) >> SÖZ'ün gelimi... (...Polat Alemdar ile Aras Dağlı arasındaki farklar) Aras Dağlı canı istediği zaman Kuzey Irak'a gider ... Polat Alemdar RTÜK'ten vize bekler... ... Aras sarışınlardan hoşlanır: Çağla Kubat... Polat'ın gözü esmerlerdedir: Özgü Namal, Bergüzar Korel, Nefise Karatay... ... Polat, Sharon Stone'u öper, Aras Dağlı ise Ariel Sharon'u... ... Polat "estetik" ile yüzünü değiştirmiştir, Aras "tetik" ile ellisini... ... Aras dağa çıkar, Polat düz ovada siyaset yapar... (...Erhan Pınarcı'nın tespitleri) >> Tuzaktan Kumanda... NEFİSE KARATAY: Polat, bir kadının ömrünü uzatır... Kafa kopardığına hiç şahit olmadım... ... SEMA ŞİMŞEK: Kan görmeyi severim... ... SEMA ÖZTÜRK: Herkesin içinde öldürme güdüsü vardır... Öldürme planı yaptığım oldu... >> Tebeşir Tozu... "-Gençlerin istekleri: Aşk, Para, Sağlık... Yaşlıların istekleri: Sağlık, Para, Aşk... (...Gourmont) >> Bizim ora... (...İbrahim Tatlıses anlatıyor) Savaş zamanında Fransızlar Urfa'yı işgal etmiş... Ahmet, Mehmet'e "Kalk kalk Fransızlar gelmiş"... Mehmet de demiş ki, "Hele dur biraz daha yatayım"... Ahmet tekrar, "Mıhe Mıhe (Mehmet) kalk kalk... Fransızlar isot tarlasını basmış..." Mıhe yatağından fırlamış "Hani nerede" demiş... İşte, isot Urfalılar için böyle önemlidir... >> itiraf reyonu... (...isim: nez.bahar şehir: istanbul ...yaş: yirmidört) Hayatımın en rezil olayıdır... Kredi kartından benzin parasını çektirdikten sonra pompaların başında duran arabama binip istasyondan çıktım... Çok gitmeden anladım ki; bu araba benimkine pek benzemiyor... Geri döndüğümde telaşlı bir grup insan beni bekliyordu zaten... Arabaları karıştırdığım istasyona girer girmez anlaşıldı... Fakat arabasını aldığım adamın şu sözü, rezilliği en güzel şekilde anlatıyordu; "-Evladım bu arabaların biri beyaz, biri siyah, nasıl karıştırdın?..." (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) >> Hayata dair... Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır... Bir hindistancevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır... Hindistancevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur... Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı kadar büyüklüktedir, yumruk yaptığında elini dışarı cıkaramaz... ... Maymun, tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar ve yiyeceği kavrar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması imkansızdır... Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz... Avcılar geldiğinde, maymun çılgına döner ama kaçamaz... Aslında bu maymunu, tutsak eden hiçbir şey yoktur... Onu sadece onun kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir... Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır... ... Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki; bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür... Bizi tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur... Tüm yapmamız gereken, elimizi açıp benliğimizi ve bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak, özgürleşmektir... (...Joseph Goldstein) >> Temel'in yeri... Temel trende bir adamla karşılıklı oturuyordu... Belli bir süre yol aldıktan sonra Temel çantasından bir kağıt çıkarıp şunları yazdı; "-Ben sağırım... Benimle konuşmaya çalışmayın..." Notu karşısındaki adama uzattı... Notu okuyan adam altına bir şeyler yazıp kağıdı verdi... Temel kağıtta yazanları okudu; "-Ben seninle konuşmuyorum... Sakız çiğniyorum..." >> S.Ö.Z. der ki; "-Hiçbir mutluluk; sonu iyi biten acı kadar lezzetli değildir..." (...Artık hiçbir yere uğramadan direkt kalbe indiği müthiş S.Ö.Z.leri) >> Bizimkiler... (...Bizimkilerin bitirici vuruşu yapmadığı anlar) (Arşiv) Sırrı'nın asansöre binip düğmeye basmayı unutup servisi kaçırması... Serdar'ın faksa kağıdı koyup, "Niye gitmiyor bu" diye yarım saat beklemesi... (Arşiv) Bilgehan'ın Akbil'i bina giriş kartı yerine turnikeye bastırması... Cem'in çayın demini koyduktan sonra, suyunu kazan yerine çeşmeden doldurması... >> İğnelik... SU SAVAŞI Su savaşı eskiden, Kazma-kürek, olurdu. Arkta suyu kesilen, Bent başını bulurdu. ... Düştü motor eline, Suyun seyri değişti. Sondajlarla kalbine, Dev hortumlar girişti. ... Direnişi destandır, En sonunda pes etti! Gâlip taraf insandır; Su, savaşı kaybetti! (...Sefa Koyuncu'dan) >> Bugünün buluşu > Başarılı bir operasyonla ele geçirilen bol miktarda mermi ile "Polis" yazılarak gazetecilere resim çektirildi... (...23.04.1974) >> MMMR'İn duvarI... Bu kadar kafana takma Necdet... Kenan ile Süleyman sana bir sandalye bulurlar, MÜTEKAİTLER KAHVESİ'nde... >> sanatik kritik "-Gazeteci bir arkadaşım, bana İbrahim Tatlıses döneminde kimsenin ulaşamadığını söylüyordu. Gereçekten de öyleydim. Kendimi sustalı maymun gibi hissediyordum. Ne kimseye merhaba diyebiliyordum ne de sohbet ediyordum. Gülmem bile yasaktı..." (...Asena) >> politik kritik "-Hangi ülkeye gidersek, gidelim oturup masaya konuştuğumuz ilk iş, 'Biz sizden ne alıyoruz, siz bizden ne alıyorsunuz?...' Niye?... Ben ülkemin pazarlayıcısıyım... Siz belki farkında değilsiniz ama ben sizler için pazarlamacılık yapıyorum. Görevim bu..." (...Tayyip Erdoğan) >> sportik kritik "-Eğer bu Beşiktaş, sezon sonunda şampiyon olacaksa, -ki olabilir- Türkiye'deki futbolun zavallılığının belirtisi... Aslında bundan ders almak lazım... Haluk Ulusoy Futbol Federasyonu'nun Türk futbolunu uçurumun eşiğine getirdiği kesin..." (...Erman Toroğlu)