
Darbe sivillerin isteyebileceği en son şey olmalı...
Ancak ne var ki 12 Eylül darbesi Türk halkına bayram ettirmiştir.
Bu şu anlama gelir: Mevcut hükümetler ülkeyi iyi yönetememiştir... Şimdi lanetlediğimiz terörü bırakın dağa, bırakın şehirlere evlerimize taşımışlardı...
Yeni kuşak nesil hatırlamaz ama evdeki 2 kardeşten birini sağcı birini solcu yapmışlardı.
Sokaklara çıkamaz hale geldiğimizi, kahvelere gidemez hale getirildiğimizi, yakınlarımızla, akrabalarımızla siyaset konuşmaya korkar hale getirildiğimizi, çay, şeker, margarin, sigara, akaryakıt gibi birçok ürünü ya bulamaz veya karaborsada günlerce arayarak ihtiyacımızın çok az bir kısmını alabildiğimizi yeni nesil hatırlamaz.
Ama hatırlatmamız ve unutturmamamız lazım.
Hükümetlerin asli görevini yapamadıkları veya yapmak istemedikleri şeylerin sonucudur darbeler.
Bugün "Darbe Anayasası" diye dudak büktüğümüz anayasayı % 90 gibi ezici bir üstünlükle halk onaylamıştır...
Ha o zaman şartlar gerektirdiği için...
Şimdi "Darbe Anayasasına" bir de öbür yüzden bakalım.
1980'li yıllarda yaşanan zorluklara deva sayılan bu Anayasa, görevini tamamlamıştır.
Hiçbir "Darbe Anayasası" sonsuza dek iyi olamaz...
Günün şartlarına modernize edilerek değiştirilmelidir... Liberallikte harita budur.
Özetlersek; 1980 yılında halka nefes aldıran ve halkın onayı ile de hüküm kazanan bu anayasayı lanetlememek lazım, o günün şartlarına göre o lazımdı.
Ama çağdaş ve adil yeni anayasa ya da halkın selameti için soğuk bakmamak lazım.
Bu saatten itibaren 12 Eylül anayasasına hayır diyen diplomalı cahildir, demokrat değildir, solcu değildir, sağcı değildir, devrimci değildir...
...Ve artık; kafalardaki örümcek ağlarının temizlenme vakti gelmiştir...
(...Cengiz_Ce'nin anayasa yorumu)
hayata dair
Bir aydın, bir yönetici, bir eğitimci ne gibi şartlar, kurallar altında bulunursa bulunsun, çağının, ulusunun, içinde yaşadığı toplumun boyasını almaktan, değerlerini yaşamaktan kendini alamaz...
Bu onun alın yazısıdır...
Büyük başlar çağlarının değer örgülerinde ancak "oya" değiştirebilirler; düzen, yapı değiştirmek yalnızca zamanın işidir...
Büyük insanların bu konudaki başarıları; gelecek için yeni değer örgülerinin çatılmasını sağlayan görüşleri, anlayışları ortaya koymak, günün üstünden aşarak yarına uzanmaktır...
Onların çağlarında anlaşılamayışları zamanlarının değerlerini aşmaları yüzündendir... (...Lucretıus Carus)
itiraf reyonu
(...isim: seniha yılmaz ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)
Parkta başkasının çocuğunu uzun bir süre salladıktan sonra "Hadi kızım gidelim" diyen bendim...
Annesinin son anda yetişip, "Kimliğini de vereyim öyle götür" demesi çok utandırmıştı...
Allahtan benim kız da oralarda oynuyordu da yanlışlık olduğu anlaşıldı...
Bu dalgınlık başıma bela...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
kadınlar & erkekler
(..."Kavgaya götüren kadın sözleri" Hülya Tanışan'dan)
-Baksana bana, sence kilo almış mıyım?...
-Sence saçımı kestireyim mi?...
-Tamam, ben hazırım hadi çıkalım...
-Bıktım senin bu halı saha maçlarından...
-Kaç senedir tatile çıkamadık, bu sene program yapalım bari...
-Nedense arkadaşlarına zaman ayırıyorsun...
-Annem torununu özlemiş, akşam bizi bekliyorlar...
-Bende bir değişiklik görüyor musun hayatım?...
-Ne israfı, ben eve ne lazımsa onu alıyorum...
temel'in yeri
Genç Temel, zengin bir adamın kızını istemeye gitmiş... Adam delikanlı Temel'i görür görmez çok beğenmiş ve onu kendine damat yapmak için şöyle demiş;
"-Benim üç kızım var... Hiçbiri de evlenmedi... Rahat bir evlilik yapmalarını istiyorum... Bu yüzden her birine düğün zamanı yaşına göre para vermek istiyorum ki koca evine eli boş gitmesinler... Mesela on sekiz yaşında olana onsekiz milyar, yirmi beş yaşında olana yirmibeş milyar, otuz iki yaşında olana da otuziki milyar vermek niyetindeyim... Hangisini isterseniz, benim için fark etmez..."
Temel biraz düşündükten sonra sormuş;
"-Affedersiniz... Sizin yüz yaşında kızınız var mı?..."
söz der ki
"-Kendisi olmadan bir işin yürümeyeceğini düşünen insan, o işin önündeki en büyük engeldir..."
(...Yıllık izninin bir bölümünü kullanan herkese ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...TV 8 - Bay Tahmin)
FİKRET ENGİN: Bu aralar maç da yok, neyi tahmin edeceğiz?...
MURAT ÖZARI: Başka bilgiler vereceğiz... Mesela kangurular geri geri gidemezmiş biliyor musun Fikret?...
***
FİKRET ENGİN: Bu vuvuzelayı çalacak mıyız şimdi?...
MURAT ÖZARI: Seyircilerimizden gelen mesajlara bağlı. Hangisi çoksa, bu vuvuzelayı ya kıracağız, ya çalacağız...
bir film diyaloğu
"-Artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim..."
(...Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filminden)
