tebeşir tozu
"-Üzüntü kendi kendini giderir... Ama mutluluğun tam zevkini çıkarmak için onu paylaşacağınız birinin olması gerekir..."
(...Mark Twain)
*iğnelik...
BARIŞ ÇUBUĞU
Geçmişte mukâtele,
Her millette var idi...
Frenkler aldı ele,
Tehcire kırım dedi!
Bir yalanın ardından,
Tırmanıldı asır var...
Batı susar kahrından,
Ayağında nasır var!
Etrafına bir baksın,
Görsün tehlikeleri...
Barış çubuğu yaksın,
Ermeni'yle Azeri!
(...Sefa Koyuncu)
Sözün gelimi ABD'deki finans krizi
ABD'de bankalar birer birer batıyor ve el konuluyor.
En son da ABD'nin en büyük tasarruf ve kredi bankası Washington Mutual'ın varlıkları ise JPMorgan tarafından 1,9 milyar dolara satın alınmış.
Bu durum bana Türkiye'deki 2001 ekonomik krizini hatırlatıyor.
Birileri batıyor(!). Birileri yutuyor.
Buna da kriz deniyor...
Tabii yerseniz...
(...Mustafa Koç - Okur/Yazar)
Temel'in yeri
Dursun arabasıyla caddede bir aşağı bir yukarı tur atıyormuş...
Polis Temel, Dursun'u çevirip "Ehliyetin var mı" diye sormuş...
Dursun, üstünü aradıktan sonra 'Yok' demiş...
-Ruhsat?...
Yine arandıktan sonra 'Yok' demiş...
"-Üzerinde resmin olan bir vesika yok mu?..."
Dursun bir el aynası çıkarmış, Temel'e vermiş... Temel aynaya bakmış:
"-Yahu, sabahtan beri meslektaş olduğumuzu niye söylemiyorsun?..."
kadınlar & erkekler
SORU: Karadul örümceği çiftleştikten sonra neden erkeğini yer?...
CEVAP: Horlamasını başlamadan kesmek için...
***
SORU: Bir erkek gençliğini nasıl korur?...
CEVAP: Para, kürk ve mücevher hediye ederek...
***
SORU: Kocanızın maillerinizi okumasını nasıl engellersiniz?...
CEVAP: Mail klasörünün adını "kullanma talimatı" olarak değiştirin...
bizimkiler
Haberleri sayfalara dağıtan İsmail, Necmettin'e bağırıyor;
"-Necmettin 9. sayfaya Fırtına-Mırtına haberi attım kullanırsın..."
9. sayfa gözüne bakan Necmettin soruyor;
"-Burada yalnız fırtına haberi var, öteki nerde?..."
S.Ö.Z. der ki;
"-Aşk hataya kör, evlilik dört gözlüdür..."
(...Oy oy oy dedirten müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...CNN TÜRK - Hayatım Sinema)
MUAMMER BRAV: Bir de dans hikayeniz var?...
NURGÜL YEŞİLÇAY: Evet... Ders almak için Nesrin Topkapı'ya gittik. Tabii biz Nesrin Topkapı'yı oryantal hocası sanıyorduk, hal müdürü çıktı...
***
(...NTV - Haydi Gel Bizimle Ol)
NURSELİ İDİZ: Polisler çok iyi davrandı bize... Çok kibardılar,
MÜJDE AR: Ay öyle bir anlatıyorsun ki, benim bile gidip bir kaç gün kalasım geldi...
kritik
"-Abdüllatif Şener konusuna girmeyeceğim... Bir partiden milletvekilisiniz, 4.5 yıl başbakan yardımcısısınız, hiç çıtınız çıkmıyor... Sonra partinin kapatma sürecinde, mezar soyuculuğuna soyunuyorsunuz..."
(...Dengir Mir Mehmet Fırat)
Bir film diyaloğu!
"-Yaptığımız her şey biraz daha sevgi için değil mi?..."
(...Before Sunrise filminden)
itiraf reyonu
(...isim: bilinmiyor ...şehir: istanbul ...yaş: da bilinmiyor)
Ben ve arkadaşım bir iş yerinde muhasebe bölümünde çalışıyoruz...
O gün de her zamanki gibi iş yerimize geldik, rutin işlerimizi yaptık oturuyoruz...
O aralarda ödeme için arayan çok firma vardı... Biz de her seferinde atlatmaya çalışıyorduk...
Kimi zaman patron yok diyorduk, kimi zaman da para...
Yine telefon çaldı, arkadaşım telefonu açtı ve gayet sakin bir şekilde "Muhasebe yerinde yok" deyip arayan firmayı geçiştirmişti...
O an ikimiz de çok güldük... Bize göre acil durumlarda güzel bir kurtuluş olmuştu...
Hoca Nasreddin bir gün! Bu sözünün eridir
Hoca, ekâbirandan,
Tanışır birisiyle,
Oturup konuşurlar,
Uzun zaman birlikte.
Sonra birbirlerinden
Ayrılacakları sırada,
Adam, Hoca merhumdan,
Bulunur bir ricada.
Der ki: (Sohbetinize,
Doyamadım bugün pek,
Bize bir buyurun da,
Yiyelim tuz ve ekmek.)
Hoca, bu tuz ekmeği,
Ciddiye almaz o an.
Der ki: "Böyle söylüyor,
Galiba tevazudan."
Ve hatta düşünür ki:
"Zengindir adam nice,
Kim bilir neler neler,
İkram eder gidince."
Ve lakin gittiğinde,
Bu dediği olmaz pek.
Zira gelir önüne,
Sadece tuz ve ekmek.
Önce şaşırırsa da,
Daha sonra şöyle der:
(Misafir, umduğunu,
Değil, bulduğunu yer.)
Şükredip, ekmeğini,
Tuza banıp yer iken,
O esnada kapıya,
Bir fakir gelir birden.
Yalvarıp, bir sadaka,
İsterse de o fakat,
Göstermez ev sahibi,
Hiç ilgi ve iltifat.
Dilenci, istemekte,
Biraz ısrar edince,
Adamın keyfi kaçıp
Sinirlenir iyice.
Bağırır ki: (Bana bak,
Allah versin dedik ya.
Gelirsem fena olur,
Haydi başka kapıya.)
Dilenci, konuşmaya,
Hazırlanır ki birden,
Hoca merhum kalkarak,
Araya girer hemen.
Der: (Baba, aklın varsa,
Buradan sıvış hemen,
Bu, sözünün eridir.
Ne derse, yapar aynen.)
(...Serdar Uyan)
