tebeşir tozu

tebeşir tozu "-Yalancının cezası, kimsenin kendisine inanmayışı değil, kendisinin kimseye inanmayışıdır..." (...B.Shaw) iğnelik KOR OLUR Vatan millet sevgisi, Aşk gibi yalanlaştı... Kapladı dünya sisi, Sevdâlar talanlaştı! Göz boyamak marifet, Aldatmak oldu hüner... Avını gören meret, Topaç gibi fırdöner! Kandırdım sanan kanar, Kıvranır hurûçlarda... Böyle bir dünya yanar, Kor olur avuçlarda! (...Sefa Koyuncu) kritik "-Bestecilerimize futbolcularımız kadar önem verilmedi. Sezen Aksu, Şehrazat gibi bestecilerimiz Avrupa ya da Amerika'da bulunsalardı, şimdi şatoda yaşıyor olurlardı..." (...Behzat Gerçeker) Bir film diyaloğu! "-Eğer savaşacak kadar güçlü değilsen, düşmanını kucaklamalısın... Her iki kolu da sana sarılıyken, sana silahını doğrultamaz..." (...Seven Years İn Tibet filminden) Temel'in yeri Temel'le Dursun ava çıkmış... Fakat işler oldukça kesat... Bir saat, iki, saat, üç saat uğraşıyorlar, bir tek keklik yok... Dursun akıllanıyor; -Temel bir şeyi yanlış yapıyoruz galiba... Bana kalırsa köpeği fazla havaya atamıyoruz... bizimkiler "-Hayrola, bugün izinli değil misin sen" diye sordular, kendisini. Pazar günleri görmeye alışık olmayanlar... "Sorma yaa" diye sıkıntılı bir şekilde anlatmaya başladı... "-Bakkala sigara almaya giderken anahtar yerine gazoz açacağını almışım yanıma, dışarıda kaldım... Buraya ev arkadaşımdan anahtarları almaya geldim..." Bilmeyenler için: Talip'in ev ve iş yeri arası 20 kilometre... Herkes için: Bayramda ve pijamalarla... tuzaktan kumanda (...CNN-TURK-Nası Yani) ÖMER UĞUR GENÇCAN: Size birer tane, "Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku" kitabımı vereyim... BEYAZIT ÖZTÜRK: İnşallah karşılaşmak zorunda kalmayız bu husustan dolayı... xxx BEYAZIT ÖZTÜRK: Zaten maçlardan sonra bu kadar silah atılan bir ülkede, silah yarışlarında bir tane birinciliğimiz yok... ÖZDEMİR ERDOĞAN: Neden?... Çünkü hedefe değil, havaya atıyoruz... sağdan-sola (...İstanbul-Anaokulu Duvarı-Yavuz Öztürk) "-2048 yılının başbakanı şu an burada oyun hamuruyla oynuyor..." *** (...Antalya-Manav Etiketi-Dursun Güven) "-Bir kilo muz 3 milyon... İki kilo muz 6 milyon... Üç kilo muz 9 milyon..." *** (...İstanbul-Duvar Yazısı-Güler Erdoğan) "-Buraya çöp atan alçak! Seni biliyorum ve tanıyorum, kafanı kırarım senin..." bir yaş daha büyütenler... Küçükçekmece'de birlikte içki içtiği arkadaşını döverek beyin ölümünün gerçekleşmesine yol açtığı iddia edilen şüpheli gözaltına alındı. Sefaköy Özcan Demirci Caddesi'ndeki bir barakada önceki gün içki içen tesisatçı Kahraman K. (34) ile boyacı Mesut Alpa (51) arasında "Çok kuruyemiş yeme" sebebiyle tartışma çıktı... Kuruyemiş almak için dışarı çıkan iki arkadaş tartışmaya başladı... Alpa'nın beyninde ödem oluştuğu ve beyin ölümünün gerçekleştiği belirtildi... Polis, Kahraman K.'yı gözaltına aldı. itiraf reyonu (...isim: ali taşdelen ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor) Öncelikle hayırlı bayramlar diler, sağlıklı bir hayat temenni ederim... Sizlerle bayramda cep telefonuma gelen bir mesajı paylaşmak istedim; "-Mesajlarımın bedava olduğu bu mübarek günde; Gelecek ve geçmiş kandil, ramazan, kurban, yeni yıl, Doğum günü, öğretmenler günü, babalar günü, anneler günü; Ve her ne kadar önemli günün varsa şimdiden kutlu olsun... Daha sonradan, 'Vay efendim bana mesaj atmadın, beni aramadın' dememen temennisiyle..." (...omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) S.Ö.Z. der ki; "-Biten acılar, biriktirilmiş tecrübelerdir..." (...Hayat tasarrufu konusunda ettiği müthiş S.Ö.Z.'leri) Hoca Nasreddin bir gün! Bir akçe için mi? Hoca merhum, devamlı, Bakkala borç yaparmış. Bir aralık bu borcu, Bir hayli fazlalaşmış. ... Bakkal, bir iki sefer, Giderse de evine, Ve lakin alamadan, Geriye döner yine. ... Çünkü Hoca merhumun, Parası yoktur o an. Sonra ödemek için, Müsaade alır ondan. ... Lakin bakkal unutup, Müsaade ettiğini, Sıkıştırmaya başlar, Tekrardan kendisini. ... Bir gün, Hoca dururken, Bazı sevdikleriyle, Gelir yine o bakkal, Tahsilat gayesiyle. ... Hoca onu görünce, Sorar ki ona hemen: (Efendi, alacağın, Ne kadar senin benden?) ... Adam da ümitlenip, Der ki: (Kırkbir akçedir.) Sanır ki, Hoca bunu, Hemen ödeyecektir. ... Hoca der ki: (Peki sen, Bir hesap adamısın. Yirmi akçe ödersem, Ne kalır alacağın?) ... Adam düşünüp der ki: (Yirmibir akçe kalır.) Lakin bu sualinden, Biraz da meraklanır. ... Hoca der ki: (Ödesem, Bir yirmi akçe daha, Ne kadar borcum kalır, Bu ödemeden sonra?) ... Bakkal, (Bir akçe kalır) Deyince de nihayet, (Yahu) der Hoca merhum, (Hiç değer mi, insaf et. Bir akçelik borç için, Yakışır mı hiç sana, Sıkıntı veriyorsun, Gariban bir insana?) (...Serdar Uyan)