İngiliz Fransız ve Temel yurt dışında kaçakçılık suçundan yakalanmış ve idam cezası verilmiş... Geminin önüne üç tane idam sehpası kurulmuş... Önce İngiliz'in kafasına ipi geçirmişler ve itmişler... İp bol gelince İngiliz suya düşmüş ve yüzerek kaçmış... Sıra Fıransız'a gelmiş... Onun ipi de bol olunca, Fransız da kaçmış... Sıra Temel'e gelmiş... Temel önce yürümüş ve dönüp demiş ki; "-İpi iyice sıkın haa... Ben yüzme bilmiyorum..." Futbol atasözleri.... * Bana dokunmayan güvenlik görevlisi bin yaşasın... * Centilmenlikle teşvik priminin kimde olduğu belli olmaz... * Hakem kontrollü güç, güç değildir... * Anadolu takımısın dediler, penaltıyı vermediler... * Zenginin Anelka'sı züğürdün çenesini yorar... * Görmemişin Del Bosque'si olmuş, tutmuş biletini kesmiş... * Hakan Şükür'ü silen kılıfını hazırlar... * Anlayana sivrisinek saz, anlamayana "LÜT-FEN" az... * Ummadığın Beşiktaş, baş yarar... * Rıdvan'ın dediğini yap, yaptığını yapma... * Her yiğidin bir teşvik verişi vardır... * Fair Play'i kendi kendine bırakırsan, ya davulcuya, ya zurnacıya... * Söz küçüğün, 3 puan büyüğün... bizimkiler Sudan'daki görevden dönüp, hemen Çanakkale'deki göreve giden İHA Bursa kameramanı Orhan Akın, lokantaya gittiğinde Türk yemeklerinin hasretinden altı çeşit yemek söyledi... Yemekleri getiren garson şaşkın şaşkın bakarken, arkadaşları "Afrika'dan yeni geldi abi" diye açıklama yapmak zorunda kaldı... İlk kez Çanakkale'deki törenleri takip eden Fehim Ferik, Gelibolu Yarımadası Mecidiye Tabyası'ndaki gerçeği aratmayan canlandırmada büyük heyecan yaşadı. Patlama ve savaş canlandırması sırasında fotoğraf çekerken gerçek şarapnel parçaları üzerine düşen Fehim, "Ölsem de gam yemem, savaş muhabirliğini de yaşadım" dedi... Ayrıca törenlerden sonra lokantaya giden Fehim Ferik, ezogelin çorba siparişi verdi, garsona da tembih etti, "Sirke / sarımsak istemez..." itiraf reyonu... (isim: hüseyin erel... şehir: istanbul... yaş: yirmibir...) İki ismim var... Aile arasında Emre, arkadaşlar arasında Hüseyin derler... Bir gün arkadaşlarımdan biri bizim evi aramış, telefona annem çıkmış. "Hüseyin'le görüşebilir miyim" diye sormunca annem "Burda öyle biri yok" demiş... Annem Emre ismine o kadar alışmış ki; oğlunun diğer ismini unutmuş... (isim: derya yılmaz... şehir: bursa... yaş: yirmiiki...) Bir ara "Cemre düştü" sözüne çok takmıştım... Ben cemreyi hep kırmızı bir böcek var, üstünde siyah çizgileri olan, o böcek sanırdım... Çünkü o böceği hep baharda görüyordum... "Cemre havaya düştü, cemre suya düştü, işte toprağa düştü" haberlerini duyunca, "Bu böceğin havaya, suya düşmesi niye bu kadar önemli" derdim... Çocukluk işte... isim: panzehir... şehir: sakarya... yaş: yirmiiki...) Bankamatikten maaşımı çekiyorum bir arkadaşımla beraber... Makine paraları sayıyor... YTL beklerken eski paralar geliyor... Arkadaşım üzülüyor; "Aaa... Eski YTL verdi..." Şifa Yemek Öğle Menüsü Ezogelin Çorba... Orman Kebabı... Domatesli Bulgur Pilavı... Meyve...