Abi iki günde bir yaptığınız maçlardan bahsediyorsun da; şöyle bir takım çıkarsana boyunuzun ölçüsünü alalım... Yalnız içimizde iki tane G.Saray altyapısından arkadaş var, söylemedi deme... Diğer beş kişi gazetenin abonesi... Yani okuyucu ve gazetesinin maçı olacak... Mail atarsan seviniriz... (Karşıdayız ama deplasmana geliriz...) (İsmail Kurtulmuş) *** Köşenizde yayınlanan bir resim ve altına yazılan "Tsunamiyi başlatan hareket" gerçekten hiç hoş olmamış... 170 bin kişinin öldüğü bir felakete espiriyle yaklaşmak ne mizaha, ne de gazeteciliğe yaraşmaz... Düşünün 17 Ağustos depreminden sonra, yine böyle bir resim koyup altına "7 nokta 4'ü başlatan hareket'' diye yazabilir miydiniz?... (Yasin Yosun) *** Hani trafik canavarları yeşil ışığı beklemeden sarıda geçer ya... Biliyorsunuz şimdi birçok trafik lambasının üstünde kalan süreyi saniye olarak görüyorsunuz... Geçenlerde bir minibüsteyim; kırmızı ışıkta bekliyoruz. Şoför trafik ışığını görmüyor, muavin aynen şöyle dedi; "-10 saniye kaldı... 7, 6, 5 devam et..." Yani artık sarı ışığı da beklemiyorlar...Gülsem mi ağlasam mı bilemedim... (Mehmet Tereci) *** Beğeniyle takip ediyor ve okuyoruz... Sizi eleştirmeyeceğim, herşeyiyle köşeniz çok güzel... Böyle devam eder inşallah... Ha bu arada sizin yazmış olduğunuz "Meçka Engin" muhabbetine gelen e-maillerden Burhan Çağlar (bu da devamlı itiraf ediyor yani) isimli arkadaş "Meçka'' kelimesi hakkında doğru söyledi... Haberiniz olsun, yani meçka Bulgarcada "Ayı'' demek... (Mahmud Bektaş) Meçka Engin'in notu: Bulgar değil, Selanik göçmeniyim... Okuyucularından olaya Yunanca bakılmasını rica ediyorum... *** Bir parmak ucu dokunuşu ile yakınların, uzakların, herkesin ve herkeslerin kutladığı değil. Ben eski bayramlarımı istiyorum, ziyaret edilerek büyüklerin ellerinin öpüldüğü, küçüklerin şeker ve harçlık aldığı, tatlıların evlerde yapıldığı, posta ile uzaklara resimli kartpostalların atıldığı, dallara salıncakların kurulduğu, manilerin söylendiği, insanların gerçekten mutlu olduğu bayramları... Bu duygularla bayramınızın sevdiklerinizle birlikte mubarek olmasını dilerim... (Murat Uzun) S.Ö.Z. der ki; "-Kimse olduğu gibi değilse, o alanda müthiş bir potansiyel vardır... Dal hemen..." ...gündemin kırıntıları... Ayrılık acısı çekmek, kadınların beyninde değişikliklere yol açıyormuş... ...Ve saçlarında... bizimkiler (Bizimkiler'in başına gelen bayram kazaları...) Hayrettin Abi: Bedava olan otoban gişelerinde yarım saat bilet butonuna basmak... Devlet: ''Devlet Bey" diye başlayan bayram tebriği almak... (3 adet...) Dündar Abi: Bayramdan önce kesimhaneye koyduğu kendi boğasını tanımamak... Engin Abi: Ziyaretine gittiği arkadaşının üç yıl önce öldüğünü öğrenmek... Ziya: Haber için kırmızı yelekle hayvan kesim tesislerini gezmek... Bekir: Ziya'daki boğaların morarttığı yerlere buz koymak... Fatih: Bayramdan bir gün önce yola çıkıp, bayramdan bir gün sonra Antalya'ya varabilmek... Cem: Askerdeki arkadaşına mektup yollamak, ''Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden" diye bitirmek... Tebeşir Tozu... ''-Aşk; çok renkli bir çiçektir... Ancak korkunç uçurumların kıyısında yetişir..." (Stendhal) RAKAMLARLA KARŞILAŞMA (İnsanlar birbirine nasıl selam veriyor ?...) % 1: Selam millet... % 1: merhaba çocuklar... % 48: Selamün aleyküm... % 50: Araba kornası... Dıttt... (Akif...) diyAlog... (KANAL D - Kasa...) KENAN IŞIK: Rakip gemiyi batırma amacı taşıyarak oynanan oyuna ne ad verilir?... YARIŞMACI: Ali - Cengiz oyunu... *** (STAR - Telegol Özel...) ALPAY ÖZALAN: Her şeyi unutan toplum 96'da Vlaoviç'i neden düşürmediğimi unutmuyor... Bundan sonra karar verdim; artık Rüştü ile arama kim girerse düşürürüm abi... *** (ATV - Gülbence...) GÜLBEN ERGEN: Evet, Gönül Akkor yeri doldurulamaz bir sanatçı... KİBARİYE: Doldurulması imkansız zaten... Mümkün mertebe değil... temelin yeri Yeni gelin Fadime ekmek yapmak istiyormuş... Bunun için de su testisini ve hamur teknesini yanına alarak un çuvalının yanına gelmiş... Çuvalın önünde evin dam direği varmış... Fadime, bir elini dam direğinin etrafına sarmış. Diğer elini de un çuvalına batırmış. Her iki elini de unlu olarak çekmek istemiş... Ama arada direk varmış... Fadime bağırarak komşulardan yardım istemiş... Komşular gelmişler, ama bir çare bulamamışlar... Köyün akıllısı Temel'i çağırmışlar... Temel elini alnına koyup düşünmüş ve demiş ki: "-Arkadaşlar, şimdi direği kesersek dam çöker, gelin de ölür... Direği kesip de ölmektense tek kollu olmak iyidir..." Böylece Fadime'nin bir kolunu kesmişler... Bugünün buluşu Konuyu sonradan anlayana "Günaydın" denildi... (22.01.1961) sağdan - soldan (İstanbul - Vefat İlanı - Cem Işık...) ''-ÇELENK GÖNDERMEYİN, BAĞIŞ YAPIN... TAKDİR EDERSİNİZ Kİ ÇELENGİ YİYEMEM..." *** (İstanbul - İşhanı Uyarı Notu - Elmas Atik...) ''-ASANSÖR KAPILARINA TÜKÜREN DENGESİZ... HAMİT YAKALARSA KARIŞMAM..." (Ankara - Cafe - Muhittin Tepeci...) ''-BU CAFEDE ROMANTİK MÜŞTERİLER EN FAZLA EL ELE TUTUŞUR..." *** (İzmir - Trafik Levhası - Davut Çırpı...) ''-SİZİ ÇOK SEVİYORUM... EMNİYET KEMERİNİZİ TAKINIZ... ALİ KAYA GÜZELYALI BELEDİYE BAŞKANI..." hayata dair... 19'uncu yüzyılın büyük İngiliz ressamlarından William Holman Hunt'ın, bir bahçeyi anlatan tablosu Londra Kraliyet Akademisi'nde sergileniyormuş... Hunt'in "Evrenin Işığı" adını verdiği bu tabloda gece elinde bir fenerle bahçede duran filozof görünüşlü bir adam varmış... Adam, öteki eliyle bir kapıyı vuruyor ve içeriden sanki bir cevap bekliyormuşçasına duruyormuş... Tabloyu inceleyen bir sanat eleştirmeni Hunt'a dönmüş: "-Güzel bir tablo doğrusu... Ama anlamını bir türlü kavrayamadım" demiş; ''-Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı?... "Ona kapı kolu çizmeyi unutmuşsunuz da..." Hunt gülümsemiş; "-Adam sıradan bir kapıya vurmuyor ki..." demiş ve tablosunun anlamını açıklamış; "-Bu kapı, insan kalbini simgeliyor... Ancak içeriden açılabildiği için dışında kola ihtiyaç yoktur..." sanatik kritik" -Mâsum, iyi aile kızı imajının benimle örtüşen tarafları yok... Daha farklı, daha daha kötü karakterler istiyorum artık...'' (Mine Çayıroğlu) politik kritik "-AB 17 Aralık'ta Türkiye'ye verilen, tam üyelik haritasının güzergâhı değildir... Kargayı bülbül diye yutturamazsınız...'' (Deniz Baykal) sportik kritik "-Hagi 'Yedek' dedi soyundum, 'Kadroya almadım' dedi, 'Eyvallah' dedim... Ben hırsız mıyım, uğursuz muyum?...'' (Ümit Karan) Şifa Yemek Öğle Menüsü Ezogelin Çorba... Tas Kebabı... Pilav... Meşrubat...