Tepkili vatandaş...

Özellikle dikkatimi çeken bir şey var bunu sizinle paylaşmak istedim... Hiç bayan okurlardan yazılar gelmiyor size... Aslında o kadar çok bayan var ki yazılarınızı takip eden, mesela annem çok beğeniyor... Hele bugünkü Temel ile Dursun fıkrasına çok güldük.. Teşekkürler... (...Berrin Akay) ... Televizyonlarda çıkan yanlış kelimeleri sen mi takip ediyorsun... Yoksa yardım aldığın oluyor mu?... Hani cevabın "evet" ise benim de sana yardım edebileceğim bir konu olabilir diye düşündüm... (...Malatya'dan bir okurun) ... Merak ettim fıkraları kendin mi uyduruyosun, çünkü tek kelimeyle iğrenç... Bazen de Nasreddin Hoca fıkralarını Temel'e uyarlıyorsun... Acaba bir fıkranın komik olması için illa ki Temel - Dursun fıkrası olması gerektiği gibi bir düşüncen mi var?... (...Serkan Şişman) ... Abi ben yurttayım, o yüzden yazıları pek takip edemiyorum... Geçen gördüm de; şaşırdım, ne olmuş sana böyle yav, rock'çı felan mı oldun?... Yazılar, resimler falan hep değişmiş... Maili kendimi unutturmamak için yazdım, dikkate alma... (...Erhan Dalcı) ... Beceriksuz Trabzon yönetimine... Son günlerde önüne gelenden iki-uç yiyen takumun teknik direktori Şenol Hoca istifa etti. Ula bu adami, bu yönetim zorlan habu takumun başina geturmedi mi?... Ula Şenol Güneş'i geturmek içun, araya adam sokmaduğuz mi?... Habu kadar zorluklan ve yalvarmaylan alduğunuz Şenol Hoca'yi nasil oliyi da bi kalemda siliysuğuz annamadum... (...Ömür Avcı) S.Ö.Z. der ki; "-Bir yazara; yazdıklarından değil de söylediklerinden ödül vermek, eleştirmene Oscar Ödülü vermekle aynı şey... (...Orhan Pamuk olayına noktayı koyarken söylediği müthiş S.Ö.Z.ler...) nostalji... Çok parti değiştiren milletvekili sabah evinden çıkıyormuş ki, kendisini uğurlayan eşine dönmüş: "Karıcığım" demiş, "-Beni araman gerekirse, partide olacağım... Oraya telefon edersin..." Kocasını iyi tanıyan eşi, "İyi ama hangi partiye telefon edeyim" diye sorunca, bizimki bir süre düşünmüş; "Neyse boşver" demiş; "-İyisi mi sen beni yine cepten ara..." hayata dair... Çıkıp geliyor hayalin beni saran geceden, Denize karıştırıyor inatçı yakınışını ırmak... Terk edilmiş, gün batımındaki rıhtımlar gibi, Ayrılık saati bu, ey terk edilmiş... ... Yağıyor yüreğime soğuk taç yaprakları. Ey yıkıntı uçurumu, vahşi mağarası kaza geçirenlerin. Bir uzaklık gibi yuttun her şeyi, Deniz gibi, zaman gibi sende battı her şey... ... Uçuş korkusu, kör dalgıç öfkesi, Çalkantılı esrikliği aşkın, sende battı her şey. Kanatlandı, yaralandı ruhum pusun çocukluğunda. Kayıp keşif, sende battı her şey. ... Ah, ten, benim tenim, sevip yitirdiğim kadın, Seni çağırıyorum yaslı saatte, sana adıyorum şarkımı. Ayrılık saati bu, hoyrat, bu gibi saat. Gecenin tüm zaman çizelgelerine işaretlendiği an. ... Sarar kıyıyı hışırdayan kuşağı denizin. Yükselir soğuk yıldızlar, göç eder kara kuşlar. Terk edilmiş, günbatımındaki rıhtımlar gibi. Titrek bir gölge kaldı ellerimde oynaşan. ... Ah, her şeyden uzak. Her şeyden uzak. Ayrılık saati bu. Ey terk edilmiş! (...Pablo Neruda) temelin yeri... SSK emeklisi Temel, on günde bir hastaneye giderek, biten ilaçlarını yeniden alıyormuş... Bir gün Fadime, Temel'i buzdolabına koyduğu ilaçları bir naylon torbaya koyup evden çıkmaya hazırlandığını görünce sormuş; -Hayrola nereye götürüyorsun ilaçlarını?... "-Alt kattaki komşuya götürüyorum, bir kaç gün onlarda kalacak..." -Niye ki bizim buzdolabı çalışmıyor mu?... "-Yok be Fadime... Geçen gün ilaçlarım bitmeden biraz stok yapayım diye hastaneye gittim. Benim doktor, bilgisayara baktı 'Dedeciğim ben şimdi sana yeni ilaç veremem, çünkü evinde hâlâ ilaç görünüyor' dedi... Yarın kendisine tekrar gideceğim de..." tuzaktan kumanda (ATV - Santra...) AHMET ÇAKAR: Şimdi Kazım ve ben nereye gitsek huzur vermeyiz doğru mu?... KAZIM KANAT: Ne diyosun yaa?... Niye vermeyelim... AHMET ÇAKAR: Yav yapma işte... Huysuz adamlarız ikimiz de... *** GÜRCAN BİLGİÇ: Real Madrid yakışıklı oyuncuları topluyor... AHMET ÇAKAR: Yaa bırakın bunları, yok öyle bir şey... Ronaldo dediğin adam maymun gibi bir adam... tebeşir tozu "-Tembellik iki çocuklu bir anadır... Kızının adı açlık, oğlunun adı hırsızlıktır..." (...Victor Hugo) bizimkiler... (*Bizimkilerin mesaj bombaları...) Engin Abi'nin yeni telefon almış arkadaşına geçtiği mesaj; "-Beni çaldırıp kapatır mısın?... Numarayı sadece öyle kayddebiliyorum..." *** Dündar Abi Haber Müdürü Kazım Abi'ye boş mesaj geçmiş... Müdür, "Mesaj boş geldi, ne diyorsun" diye yine mesajla sormuş... "Anlamadın mı tertip" diye cevap yazmış Dündar Abi; "Mesaj yazmaya bile halim yok, gelemeyeceğim..." *** Göksel mesajın yarısını tamamladığı telefonu Cenk'e uzatıyor; "-Dayko şuna projektör yazıp versene bana..." *** Tahir'in hemen hemen her gün Ercan'a attığı mesaj... "-Yanımdakinin gideceği yok, beni toplantıya çağır..." bugünün buluşu * İlk kez bir televizyon kanalı, yılbaşı gelirken, o sene verilecek milli piyango ikramiyesi ile neler alınabileceğini hesapladı... (26.10.1966) sanatik kritik "-Basın ünlü birinin boşanmasını sağlamak için önce evlendirmeye çalışıyor... Bundan büyük zevk alıyorlar..." (...Seda Sayan) politik kritik "-Eski Kıbrıs'ta lokantalarda vatandaşlık dağıtılmış... Devlet mi, kabile mi belli değil... Muz Cumhuriyeti..." (...Mehmet Ali Talat) sportik kritik "-G.Saray'a, birçok G.Saraylı'dan daha çok saygı duyuyorum... Beni büyük bir camia ile kötü etmeyin..." (...Christoph Daum) > Şifa Yemek İftar Menüsü > Domates Çorba... > Yaprak Döner / Kuru Köfte... > Sade Pirinç Pilavı... > Meşrubat...