Geçen hafta Hülya Avşar bir basın toplantısı düzenleyip show programı için TGRT ile anlaştığını açıklamıştı... Fakat aradan 10 gün geçti ve Takvim 10 Mart 2006 tarihli sayısında Hülya Avşar'ın o basın toplantısında burnunu nasıl karıştırdığını (!) yayınladı... Hülya Avşar burnunu karıştırdıysa yayınlamak için neden 10 gün beklendi?... O basın toplantısı sadece Takvim'e mi yapıldı, yoksa photoshop işlemi uzun mu sürdü?... (...batumg@mynet.com) *** Her zaman ünlülerin bombalarını yakalayıp, dalga geçiyorsunuz, biz de gülüyoruz... Ama ekranlara olta atan siz, geçenlerde bu gaflardan birini yaptınız... Tuzaktan Kumanda'nın başlığında "Kim 500 bin ister" yerine Kim 5000 bin ister" yazdınız... Doğrusunu söylemek gerekirse bu olaya yazdığınız her şeyden daha çok güldüm... (...Osman Birpınar) *** Söz Market'i 1997 yılından beri (o zamandan bugüne kadar çok isim değiştirdin ama hepsi birbirinin devamı sayılır) sürekli takip ediyorum... Yalnız son iki yıldır pek takip edemedim, yaklaşık on gündür sürekli okuyorum... Formundan hiçbir şey keybetmemişsin, yalnız eski fotoğrafın daha güzeldi gibi... Sana yaklaşık iki sene önce itirafta bulunmuştum sen de yayınlamıştın... Hani İnönü'ye maça gidip de cebinden taş, pil çıkan mâsum çocuk... Yakında ilginç e-maillerle kafanı ve posta kutunu şişireceğim... Taklitlerinden her zaman kaçınıyorum... (...giresun'dan kadir) Tuzaktan Kumanda... (...KANAL D - Televizyon Makinası) OKAN BAYÜLGEN: Sinema filminde oynamak istiyormuşsun, öyle mi YASEMİN ERGENE: Eskiden beri hayalim... Ama sinemada oynamak daha zor bir iş... OKAN BAYÜLGEN: Hangi açıdan daha zor?... YASEMİN ERGENE: Çünkü büyük ekranda hatalarınız daha kolay görülüyor, televizyon ise küçük olduğundan hatalarınız pek belli olmuyor... Temel'in yeri... Temel, hastanede kontrollerini yaptırdıktan sonra dışarı çıkmış... Kendini merakla bekleyen Dusun sormuş; -Sonuçlar nasıl çıktı?... Temel "sus" işareti yaparak Dursun'un kulağına hastalığını fısıldayarak söylemiş... Dursun, "Anladım ama niye kulağıma fısıldıyorsun" diye sormuş... "-Amma kalın kafalısın" demiş Temel; "-Gizli şeker diyorum da... Giz-li-şe-ker..." Bizim ora... Hikayeyi duymuş olanlar, duymayanlar için katlansın... Kars'ın yerel televizyon kanalı, yaşlı bir amcayla gündelik hayata dair röportaj yapıyor; -Nasılsın dayı, eyi misen?... "-Şükür oğul, canı taşirem, eyiyem, çoh eyiyem..." -Şehirden, hizmetlerden memnun musun?... Validen, kaymakamdan, belediye başkanından?... "-Nası söz?... Hiç eyle olur?... Bizim ağzımız dövlete ne diyebilir..." -Yani memnunsun... "-Allah dövlete millete, kaymakam bege, bölediye başganımıza zeval vermesin..." -Memnunsun?... "-Dövletimiz, kaymakamımiz, başganımiz, şanlı ordumuz başımızdadir, her ne olursa bir fiil o dakika yanımızdadir... Ben vatanıma nası serzeniş ederem?... Amma, benim derdim başkadır..." -Gurban olim dayı, söyle nedir?... "-Doksan sene once buraya Ruslar girdi ya?..." -He girdi... "-Hani bu belediye binalarını, okulları, çesmeleri, istasyonu, yolları, kaldırımları Ruslar yaptılar ya?..." -Hee... Rus işgalinde yapıldı... "-Hay ben aha bu Rusların... Doksan sene önce bu kaldırımları, caddeleri yapıp gittiler... Bir gün olsun bi kere 'Kars'a gidek, yollar bozuldu mu, kanallar tıkandı mı' demediler... İnsan bi gelir de bakar buralara, hec beyle olur?..." Bizimkiler... (*En çok kullandıkları cümleleler...) Adnan Abi: Beyaz... Kel... Sumocu... Ben... Sen... O... Ahmet Abi: Sana bir malzeme vardı ama unuttum... Engin Abi: Ben kaç kere söyledim onlara... Hasan Hocam: O işi hallettik... Cemil: Aga ben giderim, görev olsun yeter ki... Bekir: Naaber kıs?... Görünmüyon hiç... Harun Abi: Nereliymiş?... Devlet: Tiffany'de indirim var... Mustafa Abi: Öğlen yemeklerini yemiyorum... Ömer Faruk Abi: Ben böyle bir şey görmedim... Faik Abi: Buyrun... Fırından yeni çıktı... Hayata dair... Her şey olur... Her şey unutulur... Her şey yoluna girer... Hiç kimse her şeyi açıklayamaz... Eğer herkes herkes tarafından herkes için söylenen şeyleri bilseydi, kimse kimseye bir şey söylemezdi. (...Honataux) sağdan - soldan (...İstanbul - Kamyon Arkası - Necip Çelik) "-GİTTİĞİM YOL, YOL DEĞİL... ARKAMA TAKILMA GENÇ..." *** (...İstanbul - Cafe Camı - Fatih Sevdi) "-SEYYAR SATICININ, DİLENCİNİN, CİMBOMLU'NUN GİRMESİ YASAKTIR..." *** (...Bursa - Lokanta Camı - İbrahim Ge "-DUR YOLCU !... ET YEMEDEN GEÇİP GİTME..." itiraf reyonu... (...isim: hosabi ...şehir: istanbul ...yaş: yirmibeş) Evimizin az uzağında bir bakkal dükkanı vardı... O dükkan bir promosyona gitmişti, sakız alana bir hediye veriyordu... Hemen hemen her vakit, merakla hediyenin aldığımız sakız etiketinden çıkmasını bekliyorduk. Her sakız alışımızda hediye sepetinde en ufak hediye olan misket çıkıyordu... Ben de bu duruma çok kızıyordum... Hediye sepeti içinde en büyük hediye ise plastik saz ve keman vardı... Bir gün abime, "Biz iki sakız alalım, kendi yazılarımızla o hediyeleri yazalım" dedim. Ve o şekilde yazarak yeni bir sakız gibi güzelce paketleyip çaktırmadan sepete koyduk... El çabukluğu ile hiçbir şey olmamış gibi "Gene misket çıkar" edasıyla hareket ettim... Birden "Saz çıktı" deyince adam şaşırdı... İkinci sakızı abim de aynı tavırla açtı ve "Keman çıktı" dedi, adam iyice şoke oldu... Hediyeleri vermekte şüphe etse de, aldığımız gibi gittik ve uzun süre dükkanın yanından geçmedik... Taa ki hediyeler gerçek sahiplerine çıkıncaya kadar... Babamın tayini çıkana kadar yıllarca sürdü bu kovalamaca... S.Ö.Z. der ki; "-Herkes ilk sevdiğine kavuşsa, aşk diye bir şey olmazdı... Çünkü aşk en az bir kere kavuşamamaktır..." (...Toparlansa güzel olacağını düşündüğü müthiş S.Ö.Z.leri) tebeşir tozu "-Yetkililer haksız olduğu zaman haklı olmak tehlikeli bir durumdur..." (...Voltaire) 13.03.1972 > "İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü" sözü, "Vermeyen zenci" şeklinde değiştirildi... sportik kritik "-Gol atamadığım için stresli olduğumu ve uyku uyuyamadığımı söylüyorlar... Bunu bilmeleri için yanımda uyumaları gerekir... Bu da olmadığına göre, uyku düzenimin nasıl olduğunu bilmeleri imkânsız..." (...Alex De Souza) politik kritik "-Beraberliğimiz rüzgarın armağan ettiği bir yol arkadaşlığı olmamalıdır... Milletin elinde bir çetele var, yaptıklarımızı değerlendiriyorlar... Unutmayın, bu çetelenin altında sizin de imzanız var..." (...Tayyip Erdoğan) sanatik kritik "-Orada iki insanı arabanın içerisinde ihbar eden insanlar bunu kendilerine hak görüyor... Şimdi insanlar her olayda gazeteleri arıyor... Milletimizi ispiyoncu ve gammaz durumuna soktular..." (...Oktay Kaynarca) Şifa Yemek Öğle Menüsü > Düğün Çorba... > Etli Nohut... > Şehriyeli Pilav... > Revani...