Tepkili vatandaş...

A -
A +

Bilmiyorum siz hiçbir spor müsabakasında bir sporcunun performansının "iğrenç" olduğunu duydunuz mu?... Bu kelimenin spora karıştırılması dahi bence doğru olamaz... Geçtigimiz hafta Almanya'daki kupa maçlarını Kanal-A yayınladı ve spiker Sayın Ümit Aktan'dı... H.Berlin-Hamburg maçında Ümit Aktan "kafayı" H.Berlin oyuncusu Pantelic'e taktı maç boyunca... Bu sporcunun maçtaki "performansının" iğrenç olduğunu söylemesine ben şahsen hayretler ettim... Pantelic faulsüz normal bir futbol oynamaya gayret ediyordu... Sahada hiçbir çirkin davranışı olmaksızın bu oyuncunun gayretini "iğrenç" olarak değerlendirdi yılların spikeri... ...Ve bir ara "Pantelic sahaya formasını gezdirmeye çıkmış" gibi lüzumsuz kelimelerle maçı bitirdi... Spor müsabakasında böylesine ağır yorum yapmaya kimsenin hakkı olmadığı inancını taşıyor, yorumu size bırakıyorum... (...Süheyl Çalışkanoğlu-Frankfurt) *** Yıllardır beğeniyle okuyorum köşenizi... Türkiye Gazetesi'ne kızıp aboneliği bırakmayı düşündüğüm zamanlarda bile köşeniz yüzünden vazgeçiyorum... Geçen günkü yazılardan birinde "Yüksek rütbeli okuyucu Okan Yavuz'un müthiş s.ö.z.leri" imzalı bir cümle vardı ki, okuyunca başımdan aşağıya doğru bir sıcaklık, sonra buz gibi bir soğukluk hissettim... Muhtemelen sinirden damarlarım daralıp genişliyordu... Bu çok sayın beyefendi, "Tüp bebek yapacak kadın aşeriyorsa, canı dayak istiyordur" diyordu... Hadi belki o duyarsızdır, belki empati yeteneği yoktur, o insanların hassasiyetini anlayabilecek durumda değildir; ama nasıl olur siz de böyle bir cümleyi elemeden, öylece yayınlarsınız... Ne zamandan beri insanların en çok acıtan en hassas noktaları köşenizde alay konusu edilebiliyor?... Farklı olduğunu düşündüğüm için çok seviyordum bu köşeyi, yanıldım mı bilmiyorum... (...Sibel Yiğit) > tebeşir tozu "-Savaş, bir para israfıdır... Hayatın kazançlarını silip süpürür..." (...Eugene O'neill) > Temel'in yeri... Eski fıkraya yeni versiyon... Adamın lastiği, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin yanında patlamış... Arabasından inmiş, tekeri çıkarmış, stepneyi takarken, ayağı kayınca, kenara koyduğu bijonların dördü birden yağmur mazgalından içeri düşmüş... "Al başına belayı, şimdi ne yapacağım ben" diye söylenmeye başlamış... Bahçenin içinde, hasta Temel, başından beri olayı seyrediyormuş... Adama bağırmış: "Telaşlanma... Öbür üç tekerlekten birer bijon sök... Buna tak, seni en yakın tamirciye götürür..." Adam "Vay canına" demiş kendi kendine... "Şaştın değil mi" diye sormuş Temel; "-Deliyiz diye aptal değiliz ya..." "Tam tersine " demiş adam; "-Sende çok açık bir mantık, düşünme ve değerlendirme kapasitesi var... Burda ne işin var?... Eve gider gitmez, hastane başhekimini arayacağım ve senin durumunun yeniden gözden geçirilmesini isteyeceğim..." Adam, Temel'in elini sıkmış... Geri dönmüş, arabasına yürümüş... Tam kapıyı açıp binecekken, beyninin ortasına yediği koca bir taş parçası ile yere yıkılmış... Kendinden geçerken, hayal meyal Temel'i duymuş; "-Unutmazsın değil mi?..." > S.Ö.Z. der ki; "-Bitmeyen aşk, hiç başlamamış olan aşktır..." (...Geçici duygulardan bahsettiği müthiş S.Ö:Z.leri) > Bizimkiler... Manisa-Beşiktaş maçını Beşiktaşlı Metin'le seyredince şöyle muhabbetler çıkıyor; ... Devre arasında LİG TV film reklamı veriyor; "-Korku Filmi Ölüm Çıkmazı sinemalarda..." Beşiktaşlı Metin; "-Hiçbir Beşiktaşlı bu maçtan sonra o filmi seyretmez, reklam mundar oldu..." *** Spiker bir pozisyonu anlatıyor; "-Hatalı pas yapan futbolcu Hakan Balta..." Beşiktaşlı Metin; "-Manisa'da bir tane Hakan Balta var, bizimkilerin hepsi balta..." > Hayata dair... Bundan yıllarca önce anne babalar için iyi bir nasihat dinlemiştim: "-Çocuklarınızın hayat kavşaklarında yanlarında olun..." Çocuklarımızın okula başladıkları ilk gün, okuldan mezun olurken, ergenlik çağına gelmiş çocuklarımız bizimle konuşmak istediklerinde (ki bu genellikle gecenin geç saatlerinde olur) yanlarında olmalıyız... Zamanımız değerlidir; ama onu çocuklarımızdan esirgememeliyiz... Çocuklar "arta kalan zamanlarda" hatırlanmak değil, asıl işimiz olmak isterler... Ne kadar zor olsa bile, olabildiğince çocuklarımızın yanında bulunmalıyız... Tabii kendi kimliğimizden vazgeçmemiz gerektiğini söylemek istemiyorum... Bir denge kurulabilir. Ne zaman az, ne zaman çok verdiğimizi genellikle biliriz... Çocuklara, ailelerin birer ekip olduğu da öğretilebilir... Aynı hedeflere ulaşmak için birlikte çalışmaktadırlar... Çocukların bu ekipte çok önemli birer yeri vardır ve ekibin iyi çalışması için çocuklar gereklidir... Anne babalar, çocuklarınıza ailenizin başarısı için kendilerinin ne kadar önemli olduklarını söylüyor musunuz? (...Paula Fellingham) > sağdan - soldan (...İstanbul - Bank Yazısı - Hüseyin Yavuz) "-BİZİM BOYAMIZ VAR, SİZİN PANTOLONUNUZ VAR MI?..." *** (...Çanakkale - Kadem Ertan) "-IŞIK HIZIYLA İNTERNET... TABLO GÖRÜNTÜ KALİTESİYLE CHAT..." *** (...İzmir - Duvar Yazısı - Kadir Beyaz) "-DİKKAT!... ÇÖP ATMA... YAZI SADECE İNSANLAR İÇİN..." > Tuzaktan kumanda... (...LİG TV - Maraton) ERMAN TOROĞLU: Benim Genelkurmay Başkanım asker olacak, demokratik olmayacak arkadaş... ŞANSAL BÜYÜKA: Tamam mı?... Sakinleştin mi hocam?... ERMAN TOROĞLU: Sakinim ben yaa... Biraz kendimi boşalttım... Bu ne yaa?... > Ayaküstü... DYP'nin "Memleketim" reklamı fena değil ama kafama takılan bir şey var... Eski reklamlarda aç çocuklar, işsiz gençler, hasta yaşlılar kullanılırdı... Bu reklamda memleketin en güzel enstantaneleri verilmiş... İnsan soruyor kendi kendine; "-Memlekette her şey güllük gülistanlıksa neden Mehmet Ağar?..." > sanatik kritik "-Beni yakalamış olabilirler ama yakalanmam bir şeyin başlangıcı anlamına, Ali Bey'le aramızda bir şey olduğu anlamına gelmez... Etki alanımda, açıkçası kararsızım... Bazı şeyleri zamana bıraktım, bakalım zaman içinde ne değişecek?..." (...Hülya Avşar) > politik kritik "-Size yol, hastane, okul yapmaya yani size hizmet etmeye çalıştım. Ama gördüm ki siyasette hizmetten daha önemli olan maalesef çamur atmaktır... Bana her türlü çamuru attılar... En kötü şey milletin vicdanında mahkum olmaktır..." (Mesut Yılmaz) > sportik kritik "-F.Bahçe'yi Avrupa'nın en büyük kulübü yapacağım... Fener'deki potansiyel, bu kulübün Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazanması için yeter de, artar bile. Böyle bir takımın neden şimdiye kadar Avrupa'da başarılı olamadığını anlayamadım..." (...Arthur Zico) > 08.08.1958 > Tavla maçında yenilen, "Ceketinin altı sökülmüş" diye kandırılarak sandık koltuk altına sıkıştırıldı... > söz market "söz'ün gelimi" çerçeve özel şiiri: önyargılı görüş, sen yok musun sen.../ bazen atarsın taş, bazen baş kesen.../ ahlak dibe vurmuş, dişin bilesen.../ fikirler batağa, saptı gidiyor...* elinde şablonun, nedir ölçüsü.../ dinleyip tartmayan, hüküm yolcusu.../ dipsiz kuyuların, kara kolcusu.../ benliğe körlüğe, taptı gidiyor...* varsayımlar ile, olur mu hüküm.../ aynı toprakta fark, dalım ve köküm.../ tavır tahammülsüz, ben orda yokum.../ bilgelik uzağa, koptu gidiyor...* hürriyet odur ki, kapsar herkesi.../ özgürlüğün özü, birliğin sesi.../ demokrasi, yönetimin öznesi.../ hukuk terazisi, kırptı gidiyor...* önyargı kılıftır, fikirsizliğe.../ suizan vardırır, edepsizliğe.../ hoşgörü son verir, erdemsizliğe.../ sular engeline, çarptı gidiyor...* (ali rıza malkoç'un iğnesi)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.