Babam çalışmaya onbir yaşında başlamış, Bouiling yolunun kenarındaki çöpleri temizlermiş. İki yıl sonra babası ölmüş, babam da bunalım yılında ailenin geçimine katkıda bulunmak için çeşitli işlerde çalışmış. On yıl sonra anneme aşık olmuş, onunla evlenmiş ve bir kız çocukları olmuş. Onun arkasından sekiz çocuk daha gelmiş, işte o yıllarda babam, hiç vazgeçmediği iş programım geliştirmiş. Babam her sabah, saat altıya gelmeden kalkıyor, trenle işe gidiyor ve eve beş buçukta dönüyordu. Akşam yemeğim yedikten sonra kalan zamanım, ek gelir için bodrumda dişçilikle ilgili parçalar yaparak geçiriyordu. Babam iki yıl önce, altmış dört yaşında emekli oldu. Ben küçükken, annemle babam ailemizin yoksul olduğunu bizden ustalıkla saklamışlardı... Okurken hiçbir şeyimiz eksik olmadı... ... Ranzalarda uyuduk, bir banyoyu paylaştık, oturma odasındaki küçük siyah beyaz televizyonu izledik birlikte. Annemle babam kendilerine hiçbir şey satın almazlardı. Gazete kuponlarım biriktirirlerdi, yirmi yıl boyunca aynı ayakkabıları giydiler, her cumartesi öğleden sonra oturup giyisilerinin söküklerini dikerdi. Babamın emekliliği şerefine yaptığımız partide, ona aklıma gelen en iyi hediyeyi almak, böylece bizim için canım dişine takip çalıştığı ve hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığı için teşekkür etmek istedim. Ona parası yetmediği için alamadığı büyük ekran televizyonu almayı ya da onu hayatında ilk kez tatile göndermeyi düşünüyordum. Alışverişe çıktığımda, alacağım hiçbir şeyin babama minnetimi yeterince gösteremeyeceğim fark ettim. O gece oturup, babama, bizim için yaptığı her şey için teşekkürlerimi sıraladım... Kağıdı, babamın son iş gününün sabahında okuması için mutfak masasının üzerine bıraktım... ... Babacığım, * Her sabah daha hava aydınlanmadan kalktığın ve biz sıcacık yataklarımızda uyurken işe gittiğin için sana teşekkür ederim... * İhtiyaç duyduğumda bana sarıldığın için sana teşekkür ederim. * Katıldığım bütün etkinliklere geldiğin ve öteki çocukların babaları gibi beni utandıracak şeyler yapmadığın için sana teşekkür ederim. * Annemi bütün kalbinle sevdiğin için sana teşekkür ederim. * Korktuğum zamanlarda beni tren istasyonundan aldığın için sana teşekkür ederim. * İlk arabamı almama yardım ettiğin için teşekkür ederim. * Birinci sınıfta kağıttan yaptığım o çirkin kravatı taktığın için sana teşekkür ederim. * Benim için dua ettiğin için sana teşekkür ederim. * "Lütfen" ya da "Teşekkür ederim" demenin hiçbir zaman yersiz olmadığını bana öğrettiğin için sana teşekkür ederim. * En zor anlarımda beni dondurma yemeye götürdüğün için sana teşekkür ederim. * Kahramanım olduğun için sana teşekkür ederim. * Benden daha şanssız olanlara karşı cömert davranmayı bana öğrettiğin için sana teşekkür ederim. (...Pazar hikayesini James Rukay anlattı) ------- Hayata dair... İnsanoğlu, vicdanın üstünlüğünü, şefkatin vazgeçilmezliğini, sevginin sonsuz gücünü öğrenmedikçe, dünya hep acılar ve hayal kırıklıkları dünyası olarak sürecektir... Kişinin yücelmesi anlayışa, vicdana ve bilgiye dayanır... Bunda en önemli eylem, kendimize egemen olmak, diğer tanımıyla egomuzu denetim altına almasını bilmektir... İnsan bilinç ve vicdanı ile bilimi birleştirmek durumundadır... Aynı zamanda; gelenekleri, dini görüşü, teknolojinin gelişmeleri ile bağdaştırmak ve böylece keşfedici zekayı madde ile barıştırmak çabasına girmek zorundadır. İnsanca yaşamak, vicdanımızın sesini bastırmadan akıllıca, sorumlulukla ve olumlulukla hareket etmekle başlar. İçgüdüsel olarak, her olayda sorununuz ya da şaşkınlığınız ne olursa olsun vicdanınız, sizin haklı olup olmadığınızı adeta bağırır... Tabii duymak isterseniz ya da sesini boğmaya kalkmazsanız... (...Hanri Benazus) ------ Tebeşir Tozu... "-Gökkuşağına ulaşmak istiyorsan yağmura katlanmak zorundasın..." (...Dolly Patron) ------ S.Ö.Z. der ki; "-Ne için gelmişliğinizi bilirseniz, dünyada ne kadar kalmışlığınızın önemi yoktur..." (...Ramazan'a yaklaşırken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) ------- kadınlar & erkekler (...Bir lambayı nasıl değiştirirler) -Bir lambayı değiştirmek için kaç tane kadın gerekir?... "-Bir tane yeterli... Lambayı tutması için... Ama bütün dünyanın etrafında dönmesi için beklemesi gerekir..." ... -Bir lambayı değiştirmek için kaç tane erkek gerekir?... "-Sadece bir... Ama her dönüş için 100 defa kontrol etmesi gerekir..." ... -Bir lambayı değiştirmek için kaç tane kadın gerekir?... "-Lambayı değiştirmemi mi istiyorsun?... Elimi yakabilirim... Elektrik çarpabilir... Merdivenden düşebilir ve hayatım boyunca paralize olabilirim... Sen beni artık sevmiyorsun..." ... -Bir lambayı değiştirmek için kaç tane erkek gerekir?... "-İki... Birincisi lambayı değiştirmek için, diğeri birincinin parmağını elektriğe sokmasını engellemek için..." ... -Bir lambayı değiştirmek için kaç tane kadın gerekir?... "-Hiç... Lamba hazır olduğunda kendi kendine değişecektir..." ... -Bir lambayı değiştirmek için kaç tane erkek gerekir?... "-Sadece bir tane, fakat lamba gerçekten değişmeyi istemelidir..." ------ sanatik kritik "-Küçük ile büyük beraber olamaz diye yazılı kural mı var?... Ayrıca hangi ilişkiye bitecek diye başlanır?... 32 yaşındayım ve şimdiye kadar üç adam girmiş hayatıma... Bir de lise yıllarında vardı, toplam dört... Bu yaş için çok büyük bir rakam değil..." (...Pınar Altuğ) ------ politik kritik "-Başbakan Mayıs'ta Cumhurbaşkanı seçilecek... O şimdi şafak sayıyor... Telaş yapmadan işi götürüyor... Herkes bilsin ki Cumhurbaşkanı olacak... Daha sonradan telaş edecekler şimdiden telaş etsin... Önlemeyi düşünüyorlarsa şimdi önlesin..." (...Deniz Baykal) ------- sportik kritik "-Fener'de yeni oyuncularla gelenlerin kaynaşıp adapte olması uzun sürer... Bu yeni oyuncular gelince bazı oyuncular kenarda oturacak... Takım içinde huzursuzluk olabilir... Bu takım iyi bir takım... Çorba gibi, ama bu çorbanın tadını ayarlamak önemli..." (...Erman Toroğlu) ------- Bugünün buluşu > İlk kez pirinç tanesine isim yazdırılıp, içinde sıvı olan cam kabın içine konularak kolye yapıldı... (...10.09.1989) ------- Temel'in yeri... Polisler devriye sırasında Temel'i yolda bir kadınla koklaşırken yakalayıp karakola götürmüşler... "Ne yani" diye tepki göstermiş Temel; "-İnsan kendi karısıyla öpüşemez mi?..." Polisler ezilip büzülmüşler; "-Karınız olduğunu bilmiyorduk... Özür dileriz..." Temel söylenmiş; "Üstümüze lamba tutana kadar ben de bilmiyordum..." ------- Tuzaktan kumanda... (...SHOW - Uçankuş) DIŞ SES: Uçankuş'un Anadolu turu sürüyor... Bu hafta Balıkesir, Bayburt ve Amsterdam'dayız... *** (...LİG TV - Maraton) ERMAN TOROĞLU: Hocam kaleci burada ne yapacak bak... Ellerimi böyle ayağa kaldırıyorum ya... *** (...KANAL D - Magazin D) PINAR ALTUĞ: Aramızda yaş problemi olursa, bir problem olmuş olur... *** (...STAR - A Takımı) SAVAŞ AY: Bir çuval elmanın içinde iki üç tane çürük çıktı diye bütün elmaları haksızca, vefasızca eleştirmemek lazım... ------- Bizimkiler Talip; "Ne de olsa tarihi geçmiş, fırsat bulduğum bir ara yatırırım" düşüncesi ile elektrik faturası cebinde geziyormuş... Camda, "Elektrik tahsilatı yapılır" yazısını görünce hemen içeri dalmış... Vezne aramış, bulamamış... Orada dikilen beyefendiye sormuş; -Geçmiş tarihli elektrik faturası alıyor musunuz?... "-Yok kardeşim, ne faturası yaa?..." -E ama camda 'Elektrik tahsilatı yapılır' yazıyor... "-İlkokulu kaç senede bitirdin canım sen... Bak bakalım ne yazıyor?..." Çıkmış dışarı, camı biraz daha dikkatli okuyup, oradan sıvışmış; "-ELEKTRİK TESİSATI YAPILIR...