Bugüne kadar gördüğüm en ilginç kitaptan sözedeceğim bugün... Kitabın adı, "Tırı Vırı Şeyler"... Amerika'da herkesin bilmediği, ama bazı insanların hobi olarak öğrenmekten hoşlandığı bilgilere "Trivia edebiyatı" deniyormuş... Sabri Kaliç de bundan yola çıkarak, "trivia" kelimesine karşılık olarak "Tırı vırı" adını koymuş... "Tırı Vırı" deyip geçmeyin; çünkü bu köşede yazdığım, "Büyüleyici, ama kim niye kullansın ki" sorusu, o hafta "Kim 500 Milyar İster"in 250 milyarlık sorusuydu... Aklınızda bulunsun; * Gözle görülen en büyük yıldıza bakarken aslında zamanın içinde 4 milyar yıl geriye bakıyoruz... * Güneş sisteminde Venüs dışındaki tüm gezegenler saatin tersi yönünde dönerler... Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir... * Dünyadaki tüm kıtalarda Roma adında bir kent vardır mutlaka... * İsrail'de bulunan Ölü Deniz'de boğulmak imkansızdır... Tuzluluk oranı yüzde 25'e yakın olan denizin yüzeyinde bacak bacak üstüne atıp gazete okusanız bile batmazsınız... * İnsanın gülümsemek için 17, somurtmak içinse 43 kasa ihtiyacı var... * Dünyadaki en yaygın kan grubu 0'dır. AB grubu kan ise en az rastlanan gruptur. A-H adındaki bir grup kana ise şu ana dek dünyada yalnızca üç kişide rastlanmıştır... * Alman bilim adamlarının yaptığı bir araştırmaya göre kalp krizleri en çok Pazartesi günleri yaşanmaktadır... * Bedevi düğünlerinin geleneksel bir yemeği şöyledir: Bir bütün devenin içine bir koyun, koyunun içine birkaç piliç, piliçlerin içine balık ve balıkların içine de yumurta doldurulur... * Auguste Rodin'in ünlü düşünen adam heykeli, aslında düşünen bir adamı simgelemesi için yapılmamıştı, sadece İtalyan şair Dante'nin heykeliydi... * 1961 yılında çağdaş resmin öncülerinden Matisse'in "Bateau-Gemi" adlı tablosu, New York'taki Çağdaş Sanat Müzesi'nde yapılan bir yanlışlık sonucu iki ay boyunca kafa üstü ters olarak asılı kalmış, 12 bin ziyaretçi bu durumu farketmemişti... * Ünlü yazar William Shakespeare ile çağdaşı yazar Ben Jonson Londra'daki Westminister Abbey'de 1637 yılında tasarruf etmek için ayakta dikilir halde gömülmüşlerdi... * Ernest Vincent Wright adlı deneysel yazarın 1939 tarihli "Gadsby" adlı romanı 50 bin 110 sözcükten oluşmuştu ancak romanda bir tek "e" harfi bile yoktu... * Ünlü tiyatro oyuncusu Sarah Bernhardt geceleri bir tabutta uyurdu... * Havuç delisi Buggs Bunny'i çok uzun yıllar başarıyla seslendiren tiyatro sanatçısı Mel Blanc, gerçek hayatında havuca karşı anormal derecede alerjikti... * Ünlü rock yıldızı Elvis Presley, polis rozeti koleksiyonu yapardı... * 1864 yılında mezarı açılıp çalındığından beri Voltaire'in cesedinin nerede olduğu bilinmemektedir... İtiraf Reyonu... (isim: sultan... şehir: istanbul... yaş: ?....) Memurluğumun ikinci yılında artık gelen yenilere işi öğretme sırası bana gelmişti... Bilgisayarın başında yeni gelen arkadaşa işi gösteriyor aynı zamanda kuyrukta bekleyenlere bizden sonraki masayı işaret ediyorduk. Ben kendimi işime o kadar çok kaptırmışım ki; artık daha hızlı bir şekilde yan masaya, karşı masaya diye işaret etmeye başlamışım... Sıra kuyruktaki iyi giyimli bir beyefendiye geldiğinde bana dönerek, "Pardon size bir şey sorabilir miyim" dedi. Ben işle ilgili bir soru beklerken "Siz trafik polisi misiniz" dedi... O günden sonra konuşurken ellerimi kullanmamaya özen gösteriyorum... *** (isim: erkan... şehir: konya... yaş: 20...) Geçen hafta internet cafe'ye gitmiştim... Telefonumu da masa üstüne koydum... Belli bir süre durduktan sonra çıkmak için kalktım ve yanlışlıkla telefon yerine bilgisayarın mause'unu almışım... Eve vardığım zaman telefonuma bakayım dedim bir de baktım ki bilgisayarın mause'u cebimde. Tekrar gittim ve adama (cafe sahibine) mause'unu verdim ve telefonumu aldım... Adamın bana dediği laf; "-Hasar varsa masrafları alırız..." (osoztutan@tg.com.tr itiraf edin, rezil edelim...) bizimkiler * Ömer Faruk Abi, cep telefonunun radyosundan TGRT FM'i dinliyor... Programa Kemal Abi bağlanınca Ömer Abi telefonu Engin Abi'ye veriyor; "-Kemal Abi konuşuyor, dinle..." Engin Abi alıyor telefonu, kulağına götürüyor; "-Alooo... Kemal Abi Engin ben..." temelin yeri Temel evinin bahçesinde bir çukurun başında uğraşırken komşusu Dursun onu görmüş ve sormuş; -Ne yapıyorsun Temel?... "-Akvaryumdaki balığım öldü... Onu gömüyorum..." -O küçücük balık için bu kadar büyük çukur gerekmez ki... "-Evet ama balık senin kedinin karnında..." *** Bölgeler arası folklör yarışması düzenlenmiş... Finale Karadeniz horon ekibiyle, Ege zeybek ekibi kalmış... Ve yarışmayı zeybek ekibi kazanmış... Karadenizliler duruma içerlemiş ve aralarında yenilginin muhasebesini yaparken ekip başı Temel söylenmiş; "-Çok acele ettik... Keşke biz de o kadar düşüne düşüne oynasaydık..." ayaküstü Beşiktaş ilginç camia... "Köylü kulüp" laflarına ben de kızarım ama hakikaten "tepki verme" konusunda köylüyüz... "Olağanüstü" durumlarda ne yapacağımızı şaşırıyoruz... Beşiktaş'ı Beşiktaş'a benzeten bir adama "kal" demeyi bile beceremedik... Tıpkı F.Bahçe'nin kürek takımının kutlamaları, bizim şampiyonluk sevincinin önüne geçtiği gibi... Döneceği gün gibi belli olan Aziz Yıldırım için yürüyüşler, paneller düzenlendi, "Aziz Yıldırım dönsün yoksa çocuğumu keserim" diyenler oldu da, biz yarım ağızla "Serdar Başkan bizi bırakma" diyemedik... En azından şunu kabul etmek lazım ki; Beşiktaş'ı şehirli yapan adama "gitme" demeyi beceremeyecek kadar köylü kulüp Beşiktaş... diyAlog (Çarkıfelek'te Mehmet Ali Erbil'in konukları Niran Ünsal ve Fısfıs İsmail...) NİRAN ÜNSAL: Ben Ruhsar'ın R'si diyorum... M.ALİ ERBİL: Ruhsar'ın R'si iki tane var... Ne demek Ruhsar?... FISFIS İSMAİL: Ruh hastası... NİRAN ÜNSAL: Aaa... Çok ayıp... Annemin adı... sanatik kritik "Ben sevgililerimi elimi kaldırarak değil, şarkılarımla döverim... Acısı tokattan daha acı olur..." (Kenan Doğulu) politik kritik "Siyaset pahalı bir iştir... Türkiye'de bir kadın kocasından para alarak ne kadar siyaset yapabilir..." (Burhan Kuzu) sportik kritik "Tok olan varsa gelip söylesin, bize sofra kurdurmasın... Doymuş adam bıraksın, ben bırakmıştım..." (George Hagi)